Hayatta en çok duymamız gereken kişiyi yani kendimizi ne kadar duyuyoruz? Hem düşünce olarak hem soru olarak kulağa biraz tuhaf gelse de aslında çok doğru bir noktaya değindik değil mi? Şimdi bir özeleştiri yapıp tartalım kendimizi isterseniz… 5-10 dakika bir düşünelim bakalım… Hayatımız için kararlar alırken, bir olayla karşılaşırken, konuşurken, dinlerken ya da gözlemlerken kendi iç sesimize ne kadar kulak veriyoruz? Üstüne çok düşünülmeyen bir konu gibi değil mi?
Doğumumuzdan itibaren önce anne-babamızı, yakın çevremizi, sonraki okul çevremizi, akrabalarımızı, arkadaşlarımızı, ünlüleri, yöneticileri, öğretmenleri…vs herkesi dinleriz. Bunu doğal olarak yaparız aslında. Ancak kendimizi ne zaman duyarız, kendimize ne kadar değer verip öz farkındalığımızı geliştiririz? Bu süreç genelde ergenlik çağında başlayan bir süreç diyebiliriz. Tabi bazı çocuklar daha 5-6 yaşlarında da ergen gibi davranabiliyor! Özellikle günümüzün yeni nesil çocukları soruları ve farkındalıklarıyla her gün bizi hayretler içinde de bırakabiliyor. Bu yeni neslin genel özelliği. 20-30 sene öncesinde kişiler ergenlikte kendilerini fark etmeye başlarken günümüzde bu süreç çok aşağı yaşlara iniyor adeta. Çok donanımlılar, çok bilgeler, çok ayıklar gerçekten. Bu güzel bir özellik ve biz anne-babaları da şaşırtırken güncelleyen ve geliştiren bir durum aynı zamanda. Yeni model ergenleri büyütüyoruz adeta :) Bu arada benim de 6 yaşında akıllı ve ilginç sorular soran ergen(!) bir oğlum var. Bu yaşta bana bunları düşündürüyorsa 10 sene sonrasını şu an hayal edemiyorum gerçekten…
Her neyse… Konuyu çok dağıtmadan ilerleyelim. Konumuz “kendimizi duyuyor muyuz?” sorusu. Kendimizi fark etmeye başlamamız kendimizi dinlememizle orantılı bir süreç aslında. Hani bir klişe vardır ya “bütün cevaplar içimizdedir, içimize dönüp bakmalıyız” diye… Klişeler de genelde doğrudur orası ayrı mesele. Evet… Dışarıda gördüklerimiz, duyduklarımız tamamen dışsal faktörler, biz kendimizi duymak ve anlamak için içeriye bakmalıyız! Kendimizi tanımak, anlamak için, ne istediğimizi bulmak için hep içimizdeki sesle konuşarak cevaplar aramalıyız aslında.
Tam da yeri gelmişken ergenlik dönemimde okuduğum bir kitap geldi aklıma. Ünlü aktris Shirley Maclaine’ in “Dışarıda Hiçbir Şey Var” kitabı. Kitabı okuyalı çok oldu, o yüzden detayları çok hatırlayamıyorum ama kitabın adı ve kapağı hafızama kazınmış adeta. Yazar kendi kendiyle konuşuyor ve kendi sesine kulak veriyordu kitapta. Bu kitap, erken yaşlarda okumamın getirdiği bir şans sanırım iç sesimi keşfetme maceram da. Bazı kitaplar içeriğiyle değil sadece adıyla bile iz bırakabiliyor insanın hayatında. Bu kitap benim için öyle oldu. İçe dönüşüme vesile olan bir kitaptı. Kendi isteklerime, inançlarıma odaklanmamı ve kendimi duymamın önemini kavramamı sağladı bana. Bunu oğluma da öğretmeliyim diye düşünüyorum ama sanırım o bunu çok daha erken yaşlarda başarmış bir ruh. Yine de farkındalıkla kendini duymasını öğretmek yararlı olabilir diye düşünüyorum.
Bu yazım biraz sohbetvari oldu. Eskiden çok günlük tutardım. Özellikle kendimi yalnız, depresif ve bulanık hissettiğim zamanlarda. O yazılar aslında kendimle terapi yapmam gibiydi ve kendi iç sesime odaklanışımda çok katkısı oldu bana. Bulanık olan her şey yazarken adeta netleşiyordu zihnimde. Düşüncelerim netleştikçe ne hissettiğimi keşfettim, sonrasında da ne istemediğimi ve ne istediğimi. Melankolik ama keyifli bir süreçti benim için. Artık eskisi kadar günlük tutmuyorum. Sanırım netleşmem için yazmama çok gerek kalmadı :) Yine de yazmanın çok güçlü bir terapi olduğunu hep söylerim ve herkese mutlaka yazmalarını tavsiye ederim. Özellikle kendinizi tanımak için ve bir arayışa girdiğiniz zamanlarda. İşe yaramayan kimse yoktur diye düşünüyorum. Zihnimizden kalemimize dökülen cümleleri görmek bizi farkındalığa götüren en kolay ve etkili yollardan birisi. Ayrıca kendimizi duymamızın da en güzel yolu… Herkesi dinlerken kendimizi ihmal etmeyelim. Bu hayattaki en önemli kişi kendimiziz! Dolayısıyla en çok dinlememiz ve duymamız gereken kişi de biziz. İlk önce kendimizi sevmeli ve kendimize değer vermeliyiz! Hayatımızın önkoşulu bu aslında. Lütfen es geçmeyin…
Sevgiyle, umutla…
Emel Uğur Kırıcı
YAZARLAR
Yayınlanma: 30 Temmuz 2021 - 10:30
Kendimizi duyuyor muyuz?
Hayatta en çok duymamız gereken kişiyi yani kendimizi ne kadar duyuyoruz? Hem düşünce olarak hem soru olarak kulağa biraz tuhaf gelse de aslında çok doğru bir noktaya değindik değil mi? Şimdi bir özel
YAZARLAR
30 Temmuz 2021 - 10:30
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir