Yazın ürün yoktu tarlalarda çünkü üretim maliyetlerinden yılan köylü üretime girmedi. Domates, biber çeşitleri, patlıcan hep civar illerden getirildi Çanakkale’ye. Yetmedi yerli üretim iç piyasaya. Bakliyat üretimi ise neredeyse durma noktasında. Yani Çanakkale çiftçisi zor durumda.
Şimdi de dalda elma çok ama toplayacak köylü yok. Buzhane depolama fiyatı kilo başına 30 kuruş olmuş durumda. Elma dalda 1,70 TL ve bu fiyata buzhane depolama fiyatı öncesi sandık maliyeti, kâğıt maliyeti, işçi maliyeti son olarak da nakliye maliyeti girmekte. Yaklaşık 30 kuruş da bunlar tutuyor. Oldu mu sana elma 2,30 TL’sı, oldu. Çıkar depodan ve satışa sevket bakalım da bir nakliye maliyeti daha girsin işin içine. 20 kuruş da öyle koy üzerine, 2,50 TL oldu elma. Dikkat ediniz, henüz vergi, rüsum ve komisyon masrafını koymadık elmanın kilogram fiyatına. Yani halkın önüne kaç liradan gelecek bu elma? En az 5 TL. Haftada iki kilo elma tüketen dört kişilik bir aile tüketim miktarında kısıtlamaya gidiyor bu fiyatla, hafta da kişi başına dört elma. Hadi bakalım satış rekoltesi ile üretim rekoltesi buluşamıyor. Üretim fazla verince de zarar kar bakılmaksızın, yukarıda yaptığımız o hesaplara dikkat edilmeksizin başlıyor zararına satışlar. Bir sonra ki seneye ara ki elma üreticisi bulasın.
Çanakkale’miz gerek tarih turizmi ile gerek se de tarım ürünleri ile önemli bir ekonomik rezerve sahip. Halkımızın yararlanması gereken bu kaynakların uygulanacak teşvikler ile cazip hale getirilmesi gerekiyor. Özellikle Çanakkale’ye diğer illerden gelen konukların bırakacağı ekonomik değerin dağılımı düzgün olarak planlanmalı kentimizi yönetenlerce. Bu plan adil olursa ancak uzun soluklu ve sürdürülebilir olur.
Bunun için ilk olarak özellikle Çanakkale’den geçiş yapanların ilgisini çekmeliyiz. Bu kenti öyle kolay kolay terk etmemeli gelenler. Truva atının çektiği ilgiyi yöresel lezzetlerimizin yer aldığı, otopark alanları bulunan, turistik pazarlaması iyi planlanmış alışveriş alanları ile ve bu alanlarda yer alacak esnafın Çanakkale esnafından seçilmesi ile çeşitlendirmeli ve gelir kaynaklarını arttırmalıyız. Sanayisi olmayan kentimizde genç nüfusumuzu metropollere göç vermemenin yegâne yolu onlara cazip iş alanları yaratmaktan geçmekte. Bunun için de kentin kaynaklarını doğru kullanmak ilk şartımız. Bu konuda özellikle Çanakkale Kent Konseyi’ne çok iş düşmekte. Şehri planlamak, gençlerimize sahip çıkmak, kent dinamiklerini elde tutmak görevini hiç bırakmamalı Kent Konseyi.
Çanakkale’mizin daha yaşanası bir kent olması için, gençlerimizin kenti geleceğe taşımaları için, ekonomimizin büyüyen yönde ilerlemesi için tüm halkımıza düşen görev bilinç ve özveri ile hareket etmektir.
YAZARLAR
Yayınlanma: 26 Eylül 2018 - 12:20
Kentimiz
Yazın ürün yoktu tarlalarda çünkü üretim maliyetlerinden yılan köylü üretime girmedi
YAZARLAR
26 Eylül 2018 - 12:20
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir