Kiracı tahliyelerinde hukuki süreç

Bu hafta da geçen hafta olduğu gibi kiralamalardan devam ediyoruz. Ara ara kiracı mal sahibi ilişkisinde taraflar bir takım sebeplerden dolayı geriliyor ve işi hukuki boyuta getirme noktasına gelebiliyorlar. Bu yazıda bir avukat gibi teknik terimler ve hukuki sürecin akademik dille anlatımını yapmayacağım ancak anlaşılabilir şekilde kısa ve net bir şekilde bir takım noktalara parmak basıyor olacağım.

Öncelikle kiracının üzerine düşen sorumluluğa bakalım; kirayı zamanında ödemesi, eve kendi evi gibi bakması ve komşuluk ilişkilerine özen göstermesi. En çok sıkıntı çıkan durum kiracının zamanında kirayı ödemiyor oluşu elbette. Diğer maddeler göreceli olarak daha az karşılaştığımız veya olayın hukuki sürece girmeden çözülebilen durumlar. Herhangi bir kiracının ödemesini zamanında yapmadığı taktirde mal sahibi kiracı ile görüşerek iyi niyet çerçevesinde eksik veya geç yatan kiraları talep edebilir, kiracı da yine iyi niyet çerçevesinde mal sahibinin taleplerini bu noktada karşılar ve problem çözülür. Ancak dikkat edilmesi gereken kısım tarafların kuracağı diyalogda yüksek perdeye geçmekten ziyade bir anlaşma zemini yaratma odaklı konuyu ele alıyor oluşu. Aksi durumda işler gerçekten içinden çıkılmaz bir hal alabiliyor, gereksiz gerginlikler ortaya çıkabiliyor.

Bir kere şunu not olarak düşelim; arada kira kontratı olan bir durumda mal sahibi evi kendi kafasına göre tahliye edemez. Yani “giderim evi basarım, kolundan tutar atarım” durumu söz konusu olamaz. Çünkü o zaman mal sahibi aleyhine ciddi başka sıkıntılar çıkar. Yine mal sahibi evde kiracı yok diye evdeki eşyaları da alıp atamaz, anahtarı değiştirip hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam edemez. Aradaki kira kontratının yazılı olarak fesih edilmesi burada önemli bir detaydır. Karşılıklı fesih olmayan durumlarda hukuk kira kontratının devam ettiğini kabul eder; mal sahibinin ortaya sunacağı mazeretler (haklı dahi olsa) bir anlam ifade etmez. Çünkü böyle bir durumda dediğim gibi dava konusu farklı bir boyuta taşınabilir ve mal sahibi bu noktada haklıyken haksız bir pozisyona düşebilir.

Yine ara ara duyduğumuz; “bizim tanıdık bir avukat var, davayı kazanınca karşı taraftan parasını alacak” söylemi istisnai çok yüklü alacak davaları olmadığı sürece (ki bahsettiğim rakamlar milyonlar seviyesindedir) geçerli bir söylem değildir. Velhasıl işini düzgün yapan hiçbir avukat,kiracı tahliye davasına bu şekilde girmez; ortaya koyacağı emeğin bir karşılığı elbette olacaktır ve bu karşılığı da almak isteyecektir. Piyasada doğru bilinen yanlışlardan biridir; “avukatlar davacıdan değil davalıdan parasını alır.” Bu sebeple nasılsa benden para çıkmayacak diye düşünüp kiracıyla köprüyü atmak düşülen hatalardan biridir ki o zaman mal sahibi de kiracı da bu süreçten çok daha zararlı çıkmaktadır.

Bu sebeple sizi doğru yönlendiren bir gayrimenkul profesyoneli ve işini iyi yapan bir avukat size fayda sağlarken; sağdan soldan duyduğunuz hurafelere güvenip yola çıkma hatasını yaparsanız düşündüğünüzden çok daha fazla gerileceğiniz, maddi ve manevi yıpranacağınız aşikardır. Zira alacağınız hizmetin karşılığını vermekten imtina ederek yanlış kişilerle çalıştığınız taktirde en basitinden davanın açılacağı mahkemenin yanlış seçilmesi veya çekilecek ihtarnamenin şekli bile tahliyenin süresini inanılmaz ölçüde uzatma potansiyeline sahiptir.

Yazının sonuna geldiğimizde şunu tekrardan hatırlatmakta fayda görüyorum; hukuki süreçler kişinin kendince haklı gördüğü sebepleri sıralayarak istediği sonuçların ortaya çıkacağının garanti olduğu süreçler değildir. Hakime sizce geçerli 99 tane sebep sunsanız usul olarak bir konunun atlanmış olması davayı kaybetmenize veya uzamasına sebep olabilir. İşinin ehli ve sizin haklarınızı korumaya çalışan profesyonellerden destek almak para ve zaman kaybı değil, bilakis haklarınızın korunması için elzem bir yaklaşımdır. Çünkü ne yazık ki çoğu insan ucuz hizmet alayım diye uğraşırken normal maliyetin çok çok üzerinde meblağları cebinden çıkartmak durumunda kalıyor. Bu gayrimenkul hizmetlerinde de, hukuki danışmanlıklarda da sıkça karşılaşılan bir gerçektir. O yüzden önce diyalog ve iyi niyet, eğer işe yaramıyorsa vakit kaybetmeden hızla hukuki süreç bizim önerimizdir

Bu Şehri ve Bu İşi Çok Seviyoruz…