2019-2020 Eğitim-Öğretim yılı oldukça umutlu başlamıştı. Bir çok öğrenci, öğretmen, eğitimin paydasında kendine yer edinmiş herkes yeni bir heyecanla okullarda buluşmuştu. Hani derler ya ‘’olacaklardan habersiz’’ tam da öyle bir başlangıçtı. 2020’ye girerken tüm dünyayı etkisi altına alan salgın ilerleyen günlerde alınan tüm önlemlere rağmen ülkemizde de görülmüş, ilk vakaların görülmesiyle birlikte de Mart ayının ortalarında Uzaktan Eğitim ve EBA ile de tanışmış olduk. Bu yeni başlangıç oldukça geniş bir kitleyi etkilediği için zaman zaman aksamaları zaman zaman da başarı hikayelerini hep birlikte gördük, yaşadık.
Geçtiğimiz eğitim-öğretim dönemi bu şekilde kapanırken akıllarda ‘’Sınavlar nasıl yapılacak? Notlar nasıl verilecek? Sınıfta kalma olacak mı? Seneye okullar açılacak mı? Müfredatın neresinden sorumluyuz? Merkezi sınavlar ne zaman yapılacak?’’ gibisinden onlarca soru oluşmuş, netice itibari ile soruları soranlardan kimileri tatmin olmuş kimileri ise olamamıştı.
Bu yıl ki eğitim-öğretim yılı başlarken ise ‘’Okullar açılacak mı? Hangi sınıflar açılacak? Yoksa kapanacak mı?’’ şeklinde ki sorular gündem olmuş, bu sorular sırasıyla cevap bulmuş, birkaç sınıf hariç öğrenciler kısa süre de olsa okullarıyla hasret gidermişlerdi. Bir çok yazımda uygulanması muhtemel diyerek anlattığım ‘’Hibrit Eğitim’’ sistemi ile de öğrenciler bu vesile ile tanıştılar. Bir kısmı uzaktan eğitim alırken diğer kısmı okullarda yüz yüze eğitime devam etti. Ancak bu da çok uzun sürmedi. Görülen vaka artışlarına istinaden yüz yüze eğitimden vazgeçip tamamiyle uzaktan eğitim kararı alındı. Hali hazırda bu kararında 15 Şubata kadar geçerli olacağı da duyurulmuş oldu.
Bu yıl alınan kararlarda okul öncesi eğitim kurumları için ise oldukça değişik süreç gözlemledik. Önce eğitime devam edecekleri, ardından ara verecekleri, resmi kurumların ara vereceği, özellerin devam edeceği, il hıfzıssıha kurullarının karar vereceği, ana sınıfına benzeyen tüm kurumların kapanacağı, ama özellerin kapanmayacağı gibi kararlar alınırken sular yeni yeni durulmuş gibi gözüküyor.
Hibrit eğitimin sonlanması yani yüz yüze eğitimin hiç yapılmamasına rağmen öğretmenlerin belirli günlerde okullarda bulunmaları gerekliliği ise öğretmenler tarafından eleştiri ile karşılanmıştı. Geçen süreç içerisinde herhangi bir değişiklik olmamasından dolayı aynı eleştiriler devam etmekte.
Bu dönem bazı sınıfların neredeyse hiç okula gitmemesi bazı sınıfların kısa süre okulda bulunmaları ise kim nasıl not alacak sorularını akıllara getirdi. İlk etapta sınavların yüz yüze olacağı ifade edilirken, yine oluşan yoğun tepkiler ve salgının gidişatına bakılarak bu dönem sınav yapılmayacağı, sınavların 15 Şubat sonrası bir tarihe ertelendiği açıklandı.
Değerli okur, bu yıl yazarak özetlenebilecek bir yıl asla değil. Dünyamız, ülkemiz, eğitim camiasının bu salgından nasıl etkilendiğini anlatabilmek de mümkün değil. ‘’Bu yıl sana ne öğretti Hakan Hoca?’’ derseniz, ‘’Tüm senaryolara hazır olmayı öğretti.’’ Diyebilirim sadece. Soru sormayı ne kadar sevdiğimi takip edenler muhakkak bilir. Ben de size sorayım o vakit ‘’Bu yıl size ne öğretti ?’’
Necdet ATILGAN ile koyalım son noktayı bu hafta da,
‘’Baharı görmeden yaz geldi geçti…’’
Herkese sağlıklı, mutlu, huzurlu bir hafta dilerim.
Kalın sağlıcakla.
Kalın sağlıcakla.