Kölelik, kavramsal olarak bir insanın başka birinin malı-mülkü gibi kullanılıyor olması anlamındadır. Tarihte kölelik, savaşta esir düşenler, ağır suç işleyenler, borcunu ödemeyenler ve korsanlar tarafından kaçırılanlar olarak köle pazarında satılan insanlardır. Kölelik ve köle ticareti 19. yüzyılda kanunlarla yasaklanmış olsa da kölelik bugün farklı biçimlerde varlığını sürdürmekte. Dünya genelinde kölelik şartlarıyla çalıştırılan 30 milyon insan olduğu tahmin ediliyor ve kölelerin çalıştırıldığı ülkelerin başında Hindistan, Çin, Pakistan, Nijerya, Etiyopya ve Rusya geliyor.
Köleliğin yasaklanmasına dair ilk kanunlar, 1807'de İngiltere ve ABD'de çıkarıldı. Diğer Avrupa devletleri de bu kanunları izleyerek köleliği yasakladı. Osmanlı da İngiltere'den sonra köleliği ilk yasaklayan devletler arasında yer aldı. Köleliğin yasaklanıp bittiğini iddia edilse de internette yaptığımız küçük bir aramada köleliğin hala devam ettiğini anlıyoruz. Dünyanın her yerinde ve özellikle Afrika'da kölelik hala yoğun bir şekilde sürüyor. Uluslararası Çalışma Örgütü, günümüzde dünya üzerinde 30 milyona yakın köle olduğuna araştırmalarında yer veriyor. Çalışma şartları her daim 'hayatta kalma mücadelesi' şeklinde olan maden işçileri, altınıyla ünlü Gana'da da kölelik sistemiyle çalıştırılmakta. Özellikle çocuk maden işçisi sayısının çok yüksek olduğu Gana'daki kölelik sistemine karşı dünyanın farklı yerlerinden aktivist insanlar, herkesi bu konuda harekete geçmeye davet ediyor. Yaklaşık 2 milyonluk Katar nüfusunun neredeyse yüzde 90’ını göçmen işçiler oluşturuyor. İngiltere’de yayımlanan Guardian gazetesinin haberine göre, göçmen işçiler 50 derece sıcağın altında, günde 17 saate varan sürelerle çalıştırılıyor, susuz bırakılıyor, pasaportlarına el konuluyor, kaçmamaları için aylarca ücretleri ödenmiyor. Özellikle Hindistan'da süren kaçak maden işçiliği, insanların doğdukları andan ölümlerine kadar insanlık dışı şartlarda çalıştırıldığı bir alan. Maden tepelerine tırmanan kadınlar, çıplak elleriyle kömürü kazıyıp sepetlerle aşağıya taşıyor. Madenlerin çevresinde ve içindeki kirlilik oranı, çıplak elleriyle çalışan bu insanların sağlığında kalıcı hasarlar bırakıyor.
Kadın ticareti, kadınların özgür iradelerince fuhuş yapıyor olma kararından farklıdır. Zorla alıkoyulan kadınlar ve kız çocukları, kendi rızaları dışında ölümle tehdit edilerek cinsel amaçlı pazarlanıyor. Uluslararası çalışma örgütüne göre dünyada yaklaşık 1 milyon 200 bin kadın ve kız çocuğu zorla alıkonulup para karşılığı kaçakçılar ve fuhuş çeteleri tarafından satılıyor. Tecavüz ve işkenceye her dakika maruz kalan kadınların sayısı gün geçtikçe artıyor. İnsan kaçakçılığından farklı bir kavram olan göçmen kaçakçılığında, göçmen ve suç örgütü arasındaki ilişki sınıf geçildikten sonra sona ererken, insan kaçakçılığında zorla alıkonma devam ediyor. Günümüzün en önemli sorunların biri olan yasa dışı göçmen kaçakçılığı, birçok insanın kaçakçılık esnasında batan gemilerde hayatını kaybetmesi ile sonuçlanıyor. Tayland'da yaşları 5 ila 14 arasında değişen çocuk işçi sayısı, nüfusun %13'ünü oluşturuyor. Sadece tarım ve yiyecek alanında değil, bundan daha vahim durumlarda çalıştırılan çocukların içinde olduğu sektörler: seks köleliği, insan ticareti, deniz ürünleri alanlarında zorla alıkonarak çalıştırılma ve benzerleri.
Bunlar beden köleleri tabi ki bir de akıl, ruh ve karakter köleliği var. Bunlara önümüzdeki haftalarda değineceğim.
YAZARLAR
Yayınlanma: 20 Ocak 2023 - 09:00
KÖLELİK DEVAM EDİYOR
Kölelik, kavramsal olarak bir insanın başka birinin malı-mülkü gibi kullanılıyor olması anlamındadır
YAZARLAR
20 Ocak 2023 - 09:00
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir