Kültürlen"mem" Lazım

Bir tanıma göre tarihsel ve toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan her türlü değerlerle, bunları kullanmada, sonraki kuşaklara iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların tümüne, her türlü yaşayış düşünce ve sanat varlıklarının tamamına kültür denir. Bu bağlamda gelişim süreci içindeki seyrin niteliği önemli. Aynı zamanda araçmış kültür. Amaç değil. Bu durumda amaç; şüphesiz bizzat “insan” olmalı. “Mal canın yongasıdır” denir ya. İşte! Bunun gibi. Kültür de, yaşam üslubu da insanın önemli bir parçası.

Geriye dönük düşündüğümüzde atalarımızın kültürleriyle övünürüz. Çünkü bizim bugünkü yaşam üslubumuzun arka planında, temelinde, atalarımızın kültürü vardır.Kültür araçları da her şey gibi değişip çağa ayak uyduruyor. Ve bu böyle sürüp gitmeye devam edecek. Bu araçları da nasıl kullandığımız çok önemli şüphesiz.

Tv’ye “aptal kutusu” deyip hiç tv izlemeyen bir arkadaşımın hayatı internet olmuştu. İnternette tv’yi aratmayan daha da fazla budalalıklara merak salmış ve bundan haberi bile yoktu. Ben de kendisine “aracın ne olduğunun herhangi bir önemi yok. Onu nasıl kullandığın önemli. Senin aptal kutun artık bilgisayar olmuş” dedim de, bana epey kızdı.

Geçen gün radyoda dinledim. Birileri, bir yerlerde, birkaç günlerini tamamen fotoğraf çekerek geçiriyorlarmış ve çektikleri yüzlerce fotoğrafı da farklı günlerde yayınlayıp kendilerini aylarca tatil yapıyormuş gibi gösteriyorlarmış. Spiker de şöyle diyordu: “Yahu hiç yorulmadınız mı? Biz ne yapıyoruz diye kendinize hiç sormadınız mı? Zamanınızı heba ettiğinize de mi yanmadınız?” Bu, kültür araçlarını kullanmanın bir yolu.

Günümüzde, haberleşmeniz, ödemelerinizi takip etmeniz, alış verişinizi yapmanız için akıllı telefona sahip olmanız yeterli. Tabi ki bankada hesabınız olmazsa olmaz. Bu şüphesiz bir kültür aracı.Akıllı telefonumla NewyorkMetropolitan müzesinin geçmiş ve güncel sergilerini ziyaret ederken çayımı yudumlayabilirim. Tabi ki eserlerin orijinalini görmek gibi olmaz. Örneğin bu yazımı internet yoluyla okumanız için gazeteye telefonumla gönderebilirim. Bu da gelişen kültür araçlarını kullanmanın bir başka yolu. Yalnız, kanımca, hepimizin sorumlu olduğu ve düşünmesi gereken bir şey var. Richard Dawkins’in ortaya attığı “Mem” dediği kültürel iletişim birimi sayesinde, bu kültürel ve sosyolojik içerikler bir sonraki kuşağa aktarılıyormuş. Tıpkı biyolojik içeriğin DNA tarafından aktarılması gibi.

Gelecek nesile faydalı ve onları ileriye, “Muhasır medeniyetler” seviyesine taşıyacak Memler iletebilmek dileğiyle. Hoşçakalın.