Günlerdir beklenen lodos sonunda kendini gösterdi. Sekiz on yerinden halatlarla kıyıya bağlanmış azgın güreş devesi gibi bir tekne lodos denizine direnirken pazartesi günü saat dört. Sonra beş oldu. Lodosun ardı her zaman soğuktur. Artık getirsin. Zamanı geldi çünkü. Çam pürçekleri ve diğer yapraklar kıyıda, köşede, tenhada birike dursun. Bu ani lodosun geleceğini tıpkı önceki yıllarda olduğu gibi tatil olmuş okullardan anlamıştık. Akşam nalburlarının madeni paralar göstermesinden hemen sonra hava kararacak. Güz tohumlarını her yere savuran lodosu Antik Yunanlar fark etseydi kesin bununla ilgili de bir mitolojik hikaye okurduk. Düşünsenize; doğa ananın yeniden doğmak için öldüğü bir mevsimde çok şiddetli bir rüzgar çıkıyor; Tohumlar bu rüzgara binip her yere ulaşıyor; tıpkı polen mevsimindeki gibi her yer sararıyor; güneş tutulmuş gibi göz gözü görmüyor, renkler soluyor.
Burada bir kesiyle bir de köpek var. Bir birlerini süzüyorlar durmadan ama aralarında bir şiddet yok. Daha şiddetli olan lodos söz konusuyken kadim husumetlerini şimdilik bir kenara bırakmış gibiler. Şu an devasa bir gök taşı dünyaya çarpmak üzere olsa bu durumu popülerleştirip fotoğraflar paylaşacak tek bir hayvan cinsi var. Bu arada haberlerde veya sosyal medyada gördüğümüz birbirine sarılıp uyuyan, üst üste binmiş sevimli kedi ile köpek sanırım doğada yok. Bu durum refah düzeyini belirlemiş temel ihtiyaçlarını gidermiş ev hayvanları için geçerli sanırım. Tıpkı insanlar gibi. Tam da şu an boğazdan kırmızı uzunca bir şilep geçiyor. Tıpkı şairin sevgilisinin gözlerinden geçen “müstefilün” bir gemi misali. Adı da Arkadya Helles. Yani yitirilmiş cennet ve boğazımızın antik ismi. Daha önce hiç bu kadar anlamlı bir afiş haline gelmemiştir sanırım.
Her neyse. Bunu deyince de hep aklıma Özdemir Asaf’ın şiiri gelir.
Aradan bir kaç gün geçti aynı yerdeyim. Lodos dindi güneş açtı. Günlerden 24 kasım. O azgın denizden eser kalmamış. Dört bir yanından bağlanmış azgın tekne de şimdi durağan ve sakin. Kediyle köpek de ortaklaşa yaşadıkları tehlike geçince eskisi gibi hırlaşır olmuşlar. Sonra bir öğretmenimi görüp gününü tebrik ettim. Meğer yıllardır görmediğim bir arkadaşın akıbetini öğrenecekmişim. Öğretmenliğimden mütevellit arayıp hal hatır soranlar oldu. Bende öğretmenlerimi aradım. Onları onurlandıracak mesajlar attım. Okuduklarında yüzlerinin alacağı mutlu ifadeyi düşünüp ben de mutlu oldum. Öğretmeyi bilen. Seven, öğrenmeyi sevdirebilen, bu eylemi sırf meslek olduğu için yapmayan, gönülden uzattığı ellerle minik hayat başlangıçlarına dokunan herkesin öğretmenler gününü kutlarım. Kalın sağlıcakla.
Burada bir kesiyle bir de köpek var. Bir birlerini süzüyorlar durmadan ama aralarında bir şiddet yok. Daha şiddetli olan lodos söz konusuyken kadim husumetlerini şimdilik bir kenara bırakmış gibiler. Şu an devasa bir gök taşı dünyaya çarpmak üzere olsa bu durumu popülerleştirip fotoğraflar paylaşacak tek bir hayvan cinsi var. Bu arada haberlerde veya sosyal medyada gördüğümüz birbirine sarılıp uyuyan, üst üste binmiş sevimli kedi ile köpek sanırım doğada yok. Bu durum refah düzeyini belirlemiş temel ihtiyaçlarını gidermiş ev hayvanları için geçerli sanırım. Tıpkı insanlar gibi. Tam da şu an boğazdan kırmızı uzunca bir şilep geçiyor. Tıpkı şairin sevgilisinin gözlerinden geçen “müstefilün” bir gemi misali. Adı da Arkadya Helles. Yani yitirilmiş cennet ve boğazımızın antik ismi. Daha önce hiç bu kadar anlamlı bir afiş haline gelmemiştir sanırım.
Her neyse. Bunu deyince de hep aklıma Özdemir Asaf’ın şiiri gelir.
Aradan bir kaç gün geçti aynı yerdeyim. Lodos dindi güneş açtı. Günlerden 24 kasım. O azgın denizden eser kalmamış. Dört bir yanından bağlanmış azgın tekne de şimdi durağan ve sakin. Kediyle köpek de ortaklaşa yaşadıkları tehlike geçince eskisi gibi hırlaşır olmuşlar. Sonra bir öğretmenimi görüp gününü tebrik ettim. Meğer yıllardır görmediğim bir arkadaşın akıbetini öğrenecekmişim. Öğretmenliğimden mütevellit arayıp hal hatır soranlar oldu. Bende öğretmenlerimi aradım. Onları onurlandıracak mesajlar attım. Okuduklarında yüzlerinin alacağı mutlu ifadeyi düşünüp ben de mutlu oldum. Öğretmeyi bilen. Seven, öğrenmeyi sevdirebilen, bu eylemi sırf meslek olduğu için yapmayan, gönülden uzattığı ellerle minik hayat başlangıçlarına dokunan herkesin öğretmenler gününü kutlarım. Kalın sağlıcakla.