Kazdağları Kardeşliği Grubu Çanakkale Devlet Su işleri 25. Bölge Müdürlüğü önünde buluşarak, bir maden şirketinin, Kazdağlarının köyleri, su kaynaklarını ve ormanları etkileyecek projelere tepki gösterdi. Yapılan açıklamada, “Projeye karşı yöre halkı olarak açtığımız ilk davayı kazanmamıza ve ikinci dava devam etmesine rağmen yörenin su kaynakları maden için feda ediliyor” ifadeleri kullanıldı.
Kazdağları Kardeşliği grubu adına açıklamayı okuyan Ferzan Aktaş ve Neval Yaman sözlerinin devamında ‘’ Şirket hala dava süreci devam ederken köylünün meralarına ve tarlalarına göz dikmiştir. Gölet ve maden alanı içerisinde yer alan tarım alanlarını satin almak için noter aracılığı ile tarla sahiplerini pazarlığa çağırmıştır. Yapılan tebligatta, köylülerin satışa razı olmamaları halinde kamulaştırmaya gidileceği belirtilerek köylüler tehdit edilmektedir. Yani köylülerin tarlaları gaspedilme tehlikesi altındadır.
Şirket bir yandan da satın aldığı bazı tarlalarda yol açmaya ve ormanları katletmeye başlamıştır.
İklim krizinin etkilerini gördüğümüz, kuraklık çekmeye başladığımız ve gıda güvenliğimizin tehlikeye girdiği bu dönemde sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı, bir şirketin kazancı için feda edilemez. Kazdağları’nın korunması, gelecek kuşaklara, çocuklarımıza ve bu topraklarda yaşam hakkı olan tüm canlılara borcumuzdur. Asıl kamu yararı toprakları zehirleyecek maden projeleri değil, tarımı yaşatmaktır.
İklim krizi bu tür madencilik projeleri ile giderek daha da artacaktır. Böyle bir durumda tarım ve hayvancılıkla geçinen yöre halkı olarak suyumuzun maden şirketlerine verilmesini istemiyoruz. Kocabaş Çayı nesli tehlike altındaki su samurlarının yaşam alanı ve 55 köyün de su kaynağıdır. Bizler yani Bayramiç ve Çan ilçeleri köylerinde yaşayan vatandaşlar ve sivil toplum örgütleri olarak Cengiz Holding'in karı uğruna yok etmeye çalıştığı köylerimizden, suyumuzdan, topraklarımızdan vazgeçmiyoruz.
Devlet Su İşleri’ni Cengiz Holding’in çıkarlarını değil,yöre halkının su ihtiyacını gözetmeye ve Hacıbekirler 1 ve Hacıbekirler 2 göletleri ile ilgili protokolü iptal etmeye, hukuki süreç sonuçlanmadan hiç bir işlem yapmamaya çağırıyoruz. Aksi takdirde geri dönülmez zararlar verilecek, köylüler tarım alanlarından ve su kaynaklarından mahrum kalacaktır. Hiç bir kurumun halkına böyle bir kötülük yapmaya hakkı yoktur’’ ifadelerine yer verdi.
İklim krizinin etkilerini gördüğümüz, kuraklık çekmeye başladığımız ve gıda güvenliğimizin tehlikeye girdiği bu dönemde sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı, bir şirketin kazancı için feda edilemez. Kazdağları’nın korunması, gelecek kuşaklara, çocuklarımıza ve bu topraklarda yaşam hakkı olan tüm canlılara borcumuzdur. Asıl kamu yararı toprakları zehirleyecek maden projeleri değil, tarımı yaşatmaktır.
İklim krizi bu tür madencilik projeleri ile giderek daha da artacaktır. Böyle bir durumda tarım ve hayvancılıkla geçinen yöre halkı olarak suyumuzun maden şirketlerine verilmesini istemiyoruz. Kocabaş Çayı nesli tehlike altındaki su samurlarının yaşam alanı ve 55 köyün de su kaynağıdır. Bizler yani Bayramiç ve Çan ilçeleri köylerinde yaşayan vatandaşlar ve sivil toplum örgütleri olarak Cengiz Holding'in karı uğruna yok etmeye çalıştığı köylerimizden, suyumuzdan, topraklarımızdan vazgeçmiyoruz.
Devlet Su İşleri’ni Cengiz Holding’in çıkarlarını değil,yöre halkının su ihtiyacını gözetmeye ve Hacıbekirler 1 ve Hacıbekirler 2 göletleri ile ilgili protokolü iptal etmeye, hukuki süreç sonuçlanmadan hiç bir işlem yapmamaya çağırıyoruz. Aksi takdirde geri dönülmez zararlar verilecek, köylüler tarım alanlarından ve su kaynaklarından mahrum kalacaktır. Hiç bir kurumun halkına böyle bir kötülük yapmaya hakkı yoktur’’ ifadelerine yer verdi.