Aynı coğrafyayı paylaşan insanların; ihtiyaçları, kültürel tavırları, ekonomik meziyetleri, yargı bağları -hemşeri olarak- yaşam tarzlarını oluşturuyor. Benzer kültürdeki toplumda yaşayan biri, başka bir coğrafya da yaşamak isterse, çirkin ördek yavrusu gibi karşılanıyor. Yaşanan kültür çatışması sonucu sosyal krizin ortaya çıkması kaçınılmaz oluyor. Bütün insanların karakteri aynı değil, ama iyi ve kötü insan her yerde var. Ortası var mıdır? -Bilmiyorum.
Sen hangisisin? İyi insan olmak için çabalayan mı, yoksa kötülük için başka insanların huzur hakkını çalan mı?
"Yalnızca bir günah vardır, tek bir günah. O da hırsızlıktır. Onun dışındaki bütün günahlar hırsızlığın çeşitlemesidir... Bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun."
Uçurtma Avcısı kitabında yer alan bu yaklaşım, herkesin yaşam tarzına önsöz olabilir.
Sistemsel sürdürülemezlik sonucu; ekonomi, doğa, iklim, sağlık ve sosyal yaşam çoklu kriz ortamında hayata devam etmemize yol açtı. Küresel bir kriz halini almaya başlayan iklim değişikliğinin, düzensiz göçlerden sosyal buhranlara, iç karışıklıklardan devletler arası çatışmalara kadar pek çok sorunu tetikleyebilecek etkileri insanlığın müşterek meselesi. Bu sorunlara, uluslararası toplum adil ve samimi gayret ve iş birliği ile çözüm getirebilir.
Ekonomik, sosyal ve siyasal kriz derinleştikçe insanlar (sıra kendilerine gelinceye kadar) fazlalık olarak gördüğü kesimleri toplumsal yaşamın dışına atarak bu krizlerden kurtulabilecekleri fikrine daha sıkı sarılıyorlar.
Doğu ile batı arasındaki göç, sosyal çekişmelere de sebep olabiliyor. Geçen gün ilçeler arası otobüste bu çekişmeden doğan bir soruna şahit oldum. Otobüs şoförü yolcuya nerede ineceğini soruyor. Sorduğu kişi 'sen ilerle bakalım' diye cevap veriyor. Sonuçta otobüsün gidebileceği yer sınırlı. Yolcu da iletişim kurmakta zayıf olduğu için şoföre sinirlenip üstüne yürüyor. Ben yolcunun gittiği ilçeye uyum sağlayabileceğini düşünmüyorum. İletişim konusunda bile sosyal farklılıklar yaşıyoruz. Bu milliyetçilik değil, sosyal kriz!
Tabi sosyal krizlerden en başlıcası, sosyal ihtiyaçların yatırım aracı haline gelmesi. Araç hayatı kolaylaştıran bir makinayken şuan yatırım aracı algısıyla alınıyor. Evi olmayan insanları ev sahibi yapmaya teşvik etmek yerine de maaşları kadar kira ödemeleri reva görülüyor. İhtiyacı dışında bir sürü eve sahip olan insan var. Yatırımın amacı insan sömürmek mi? Üretimi iyileştirmek için kamu kurumlarının ve seçilmiş siyasi profillerin taşın altına ellerini koyma zamanları geldi de geçiyor bile. Yöneldiğimiz şey tek günah olan hırsızlık olmasın!
İyi haftalar.
YAZARLAR
Yayınlanma: 21 Ağustos 2023 - 09:00
Milliyetçilik mi, sosyal kriz mi?
Aynı coğrafyayı paylaşan insanların; ihtiyaçları, kültürel tavırları, ekonomik meziyetleri, yargı bağları -hemşeri olarak- yaşam tarzlarını oluşturuyor
YAZARLAR
21 Ağustos 2023 - 09:00
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir