SORU 1: Muris Muvazaası Nedir?
Muvazaa, ‘’danışık, danışıklık’’ anlamına gelen bir sözcüktür. Muvazaa, tarafların anlaşmak suretiyle iradelerinde bilerek ve isteyerek meydana getirdikleri bir uygunsuzluk halidir.
Muris muvazaası ise, muvazaanın özel bir türü olan, nisbi muvazaa olarak nitelendirilebilir. Muris muvazaasına ilişkin ilk Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı karardır. İlgili bu kararda; “bir kimsenin mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazı hakkında tapu sicil memuru önünde iradesini satış doğrultusunda açıklamış olduğunun gerçekleşmesi halinde, saklı pay sahibi olsun ya da olmasın, miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar görünürdeki satış sözleşmesinin danışıklı (muvazaalı) olduğunu ve gizli bağış sözleşmesinin de biçim koşulundan yoksun bulunduğunu ileri sürerek dava açabilirler.”Şeklinde belirtilmiştir. SORU 2: Muris Muvazaasının Unsurları Nelerdir? A. Görünüşte Olan Sözleşme (İşlem)
Mirasbırakanın, mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla aslında bağışlamak istediği taşınmazını karşı taraf ile anlaşarak gerçek iradelerine aykırı ve hüküm ifade etmeyecek şekilde düzenlediği sözleşme görünüşteki sözleşmedir. Mirasbırakan görünüşteki sözleşmeyi genellikle satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi şeklinde yapmaktadır. Eğer geçerli bir gizli sözleşme varsa, miras hakkı çiğnenen kişilerin başvuracakları yol, tenkis veya iade davasıdır.
B. Gizli Sözleşme (İşlem)
Muris ile karşı tarafın, görünüşteki sözleşmenin arkasına gizleyerek yaptıkları ve hüküm ifade etmesini istedikleri sözleşme ise gizli sözleşmedir. Burada görünüşte olan sözleşmenin aksine, tarafların iradeleri birbirine uyuşmaktadır. İradesi birbirine uygun olan tarafların yapmış oldukları bu gizli sözleşme eğer kanunun aradığı geçerlilik şartlarını taşıyor ise geçerlidir diyebiliriz
C. Muvazaa Anlaşması
Muvazaa anlaşmasında tarafların muvazaayı kararlaştırması zorunludur. Bu anlaşma sözleşmeyi yapan taraflar arasında, onların istekleriyle gerçekleşir.
D. Üçüncü Kişileri (Mirasçıları) Aldatma Kastı
Muris muvazaasından bahsedebilmek için, muris ile karşı tarafın, aldatma kastı içinde olması gerekmektedir.Muvazaalı sözleşme yapıldığı sırada murisin mal kaçırmak istediği mirasçısı veya mirasçıları varsa aldatma kastının varlığı kabul edilir.Yargıtay, miras bırakanın gerçek iradesinin ne olduğunu tespit ederken şunları kıstas almaktadır:
• Toplumsal eğilimler,
• Ülke ve bölgenin gelenek ve görenekleri,
• Olayların olağan akışı,
• Davalının taşınmazı alacak maddi gücünün bulunup bulunmadığı,
• Tapuda gösterilen satış bedeli ile sözleşme tarihindeki rayiç bedeli,
• Ölünceye kadar bakma sözleşmelerinde, miras bırakanın bakıma ihtiyacının olmaması,
• Murisin mali durumu itibariyle mal satmaya ihtiyacı olup olmadığı,
• Temlik işleminin mirasbırakanın ölümüne yakın bir zamanda yapılıp yapılmadığı,
• Mirasbırakan ile davacı arasında husumet olup olmadığı,
• Terekenin aktif mal varlığının tamamen ne dereceye kadar azaltıldığı Yazının devamı haftaya…
Muvazaa, ‘’danışık, danışıklık’’ anlamına gelen bir sözcüktür. Muvazaa, tarafların anlaşmak suretiyle iradelerinde bilerek ve isteyerek meydana getirdikleri bir uygunsuzluk halidir.
Muris muvazaası ise, muvazaanın özel bir türü olan, nisbi muvazaa olarak nitelendirilebilir. Muris muvazaasına ilişkin ilk Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı karardır. İlgili bu kararda; “bir kimsenin mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazı hakkında tapu sicil memuru önünde iradesini satış doğrultusunda açıklamış olduğunun gerçekleşmesi halinde, saklı pay sahibi olsun ya da olmasın, miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar görünürdeki satış sözleşmesinin danışıklı (muvazaalı) olduğunu ve gizli bağış sözleşmesinin de biçim koşulundan yoksun bulunduğunu ileri sürerek dava açabilirler.”Şeklinde belirtilmiştir. SORU 2: Muris Muvazaasının Unsurları Nelerdir? A. Görünüşte Olan Sözleşme (İşlem)
Mirasbırakanın, mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla aslında bağışlamak istediği taşınmazını karşı taraf ile anlaşarak gerçek iradelerine aykırı ve hüküm ifade etmeyecek şekilde düzenlediği sözleşme görünüşteki sözleşmedir. Mirasbırakan görünüşteki sözleşmeyi genellikle satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi şeklinde yapmaktadır. Eğer geçerli bir gizli sözleşme varsa, miras hakkı çiğnenen kişilerin başvuracakları yol, tenkis veya iade davasıdır.
B. Gizli Sözleşme (İşlem)
Muris ile karşı tarafın, görünüşteki sözleşmenin arkasına gizleyerek yaptıkları ve hüküm ifade etmesini istedikleri sözleşme ise gizli sözleşmedir. Burada görünüşte olan sözleşmenin aksine, tarafların iradeleri birbirine uyuşmaktadır. İradesi birbirine uygun olan tarafların yapmış oldukları bu gizli sözleşme eğer kanunun aradığı geçerlilik şartlarını taşıyor ise geçerlidir diyebiliriz
C. Muvazaa Anlaşması
Muvazaa anlaşmasında tarafların muvazaayı kararlaştırması zorunludur. Bu anlaşma sözleşmeyi yapan taraflar arasında, onların istekleriyle gerçekleşir.
D. Üçüncü Kişileri (Mirasçıları) Aldatma Kastı
Muris muvazaasından bahsedebilmek için, muris ile karşı tarafın, aldatma kastı içinde olması gerekmektedir.Muvazaalı sözleşme yapıldığı sırada murisin mal kaçırmak istediği mirasçısı veya mirasçıları varsa aldatma kastının varlığı kabul edilir.Yargıtay, miras bırakanın gerçek iradesinin ne olduğunu tespit ederken şunları kıstas almaktadır:
• Toplumsal eğilimler,
• Ülke ve bölgenin gelenek ve görenekleri,
• Olayların olağan akışı,
• Davalının taşınmazı alacak maddi gücünün bulunup bulunmadığı,
• Tapuda gösterilen satış bedeli ile sözleşme tarihindeki rayiç bedeli,
• Ölünceye kadar bakma sözleşmelerinde, miras bırakanın bakıma ihtiyacının olmaması,
• Murisin mali durumu itibariyle mal satmaya ihtiyacı olup olmadığı,
• Temlik işleminin mirasbırakanın ölümüne yakın bir zamanda yapılıp yapılmadığı,
• Mirasbırakan ile davacı arasında husumet olup olmadığı,
• Terekenin aktif mal varlığının tamamen ne dereceye kadar azaltıldığı Yazının devamı haftaya…