CHP'li muhaliflerin zoom toplantısı ihanet mi ?

Değişim arzulayanların zoom toplantısı ihanet mi ?

Bence değil, peşinen söyleyeyim.

Neden mi ?

Sanki CHP’de herkes başarısız olmuş, görevden el çektirilmiş  ama Genel Başkan maşallah suyun başında maşrapa ile su dağıtmaya devam ediyor.

Yanlış olan bu..

Orkestra şefi takımı yönetememiş; notaları yanlış işaretlemiş sonra kalkıp kemancıyı, trompetçiyi, davulcuyu, zurnacıyı, kanuncuyu ne varsa hepsini görevden almış..

Bu çözüm (!) hem adaletsiz, hem gevşekliktir.

Koçlar gibi çıkarsın; başarısız olduğunu kabul edersin ve ‘ben gidiyorum’ dersin vatandaş da seni alkışlar.

Efendim neymiş..gemiyi limana yanaştıracakmış. Yahu bırak sen gemiyi yanaştırmayı. Bu parti aciz mi; kendi gerçekliği içinde seçimini yapıp, yolunu bulamaz mı ?

‘Gemiyi limana yanaştıracağım’ demenin meali şudur:

‘Ben size güvenmiyorum arkadaş onun için de kusura bakmayın vaziyeti düzeltip, çatlak seslere hakim olduktan sonra devam edeceksem ederim. Anlayacağınız durumdan vazife çıkaracağım..’

Orkestra şefi bütün batık durumu orkestraya yüklüyorsa, pozisyonunu değiştirmeyi düşünmüyorsa, her bir sanatçı kendi gerçekliği içinde çözüm arayacak, çıkış yolu bulacaktır.

Gizli yapıldığı söylenen zoom toplantısının sızdırılması kanımca ilerleyen süreçte olumlu etki yaratacaktır. Sızdırılan her toplantı, gezi, iş dikkat çeker, karşılık bulur. Bu nedenle bu toplantının ben bilinçli sızdırıldığını düşünüyorum..

Kemal bey partiyi mi düşünüyor kendini mi ?

Bence daha çok kendini düşünüyor. Partiyi düşündeydi, daha en başından ‘elveda’ derdi. Parti kendi yolunu bulurdu. Kimsenin etkisinde kalmadan gerçek anlamda çıkışa daha hızlı ilerlerdi.

Şimdi Kemal beyin düşünüyle kontrollü bi yolculuk yapacak. Oysa bazen spontane yürüyüşler hayatın olağan akışı içinde daha yoğun karşılık bulabilir. Bu haliyle, aynı hamam aynı tas..

Meraklısına:

Nasıl ki; gazeteci yaptığı haberin ne gibi sonuçlar doğuracağını düşünmez ise (ki; düşünmemelidir çünkü gazeteci gerçeği ortaya çıkarmakla mükelleftir, nasıl sonuç doğuracağı kaygısı taşırsa otosansür yaratır)  başarısız olmuş siyasetçi de ‘benden sonra ne olur’ kaygısı taşımadan ‘şak’ diye istifa edebilme cesaretine sahip olmalıdır.

Örnek; Yunan eski başbakanı Aleksis Çipras..üstelik de Kemal Kılıçdaroğlu gibi 74 değil, 49 yaşında. Adam ‘benim siyasi geleceğim var’ demeden bastı istifayı ‘parti kendi yolunu bulur’ dedi.

Vallahi tebrik ediyorum..

Hatırlar mısın sayın okur..

Yıllar önce bi yazı yazmış ve CHP’nin, dolayısıyla Kemal Beyin ‘mızmız siyaset’ yaptığının altını çizmiştim. CHP seçim döneminde gerçeklikten uzaktı; vaatleri gerçekleşemeyecek kadar uçuktu. Seçmen inanmadı ve satın almadı.

Aşkta..

İşte..

Siyasette..

Seyahatte..

Hayatımızın her anında güven esastır, gerisi fasafiso..

Güven yoksa; başarıdan söz edemeyiz. Velhasıl, seçmen Kemal Beye güvenmedi. İşin dozu kaçtı; bir şeyi fazla abartırsan karşındaki yalan söyleme ihtimalini düşünmeye başlar. Bir şeyi abartınca 'sallıyor' demez miyiz. Orantılı olacaksın; hayatın olağan akışıyla söylediklerin örtüşecek..

Bu nedenle seçmen 'Kemal bey sallıyor' demiş olabilir, yok yok demiştir.

Son söz..

Kemal bey başarılı olsaydı hiç kimse bugün konuştuklarımızı konuşmayacaktı. Başarı varsa senin yaşının, nasıl yaşadığının bi önemi yoktur.

Örnek; Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Allah uzun ömür versin 85 yaşında. Peki; Eskişehir, hatta Türkiye hocanın yaşını tartışıyor muyuz ?