Merhaba sevgili okurlar nasılsınız? Havalar iyiden iyiye ısındı eh korona da azaldı ya da herkes aşılanıyor tehlike azaldı falan derken hepimizin aklına muhteşem tatil üçlemesi: Deniz, kum ve güneş düştü değil mi? İşte ben de bu yazımda sizlere üçlemenin ilk basamağını oluşturan denizin başındaki bir tehlikeden bahsetmek istiyorum: Müsilaj.
Peki nedir bu müsilaj? Deniz sümüğü, deniz salyası ya da deniz müsilajı, denizlerde görülen sümük benzeri organik maddeler topluluğudur. Kremsi ve jelatinimsi olabilen bu topluluklar genellikle zararlı değildir, ancak E. Coli bakterisi dahil olmak üzere bazı virüsleri ve bakterileri kendisine çekebilir ve altında kalan deniz yaşamını boğan bir örtü haline gelebilir.
Müsilajın Oluşum Nedenleri ve Parçalanması
Deniz salyası, suda bol miktarda besin bulunan bölgelerde uzun süren ılık sıcaklıklar ve sakin havanın bir sonucu olarak oluşur. Deniz karı küreleri, 200 km kadar geniş mesafeleri kaplayabilen büyük damlalar halinde pıhtılaşır. Deniz sümüğü ayrıca stres altında olduklarında fitoplanktonlar tarafından üretilir. Ayrıca deniz altı faylarından çıkan sülfür gazlarının yoğun çıkışı ve denizdeki bu gazlar sebebiyle oksijen oranının düşmesi buna bağlı olarak da müsilajlar oluşabilmektedir.
Müsilaj parçalanabilmek için suda çözünmüş oksijene ihtiyaç duyar. Sudaki oksijen seviyesinin dengelenebilmesi için önemli bir parametre suyun ideal sıcaklıkta olmasıdır. Ancak, küresel ısınma ve deniz sularının kirlenmesiyle (deniz kirliliğinin, bulanıklık oluşturup güneş ışınlarının daha fazla toplanıp ısı artışına sebep olması; oksidasyonu arttırıp oksijen seviyesini düşürmesi) beraber deniz suları ısınır ve oksijen seviyesi düşer.
Müsilajın Etkileri
Deniz sümüğü ilk olarak 1729’ da bildirilir ve o zamandan beri balıkçılık endüstrisi ve kıyı nüfusu için bir rahatsızlık olarak görülür. Son zamanlarda, deniz sümüğü sadece bir sıkıntı olarak değil, aynı zamanda büyük bir tehlike olarak ortaya çıktı. Deniz sümüğü küreleri, deniz flora ve faunasını tehdit eden E. Coli gibi bakterilere ev sahipliği yapabilir ve ayrıca insanların kirlenmiş suya maruz kalmalarına neden olabilir. Ayrıca, içinde bulunan deniz canlılarının solungaçlarının tıkanmasına neden olabilir, bu nedenle oksijensiz kalan canlılar ölebilir.
Yapışkan bir yapıya sahip olan müsilaj, deniz yüzeyinde yüzer halde olan balık yumurtalarını hapsederek yaşamalarına engel olur. Deniz içerisindeki hayvansal besini (zooplanktonu) içine hapsettiğinden larvaların beslenmesini engeller. Deniz çayırlarının üzerini örtüp, dipteki bazı canlıların (midye, istiridye, tunikatlar gibi) ışıkla temasını kesip beslenmelerini ve solunumlarını engellediğinden canlı çeşitliliğini azaltır.
Türkiye’de Müsilaj Problemi
Bugüne kadar hiç duymadığım bir kavramla tanıştım: Müsilaj. Belki benim gibi ilk kez tanışanlar vardır ya da daha önce de duyduk da bu kadar ilgimizi mi çekmemişti? Marmara Denizi’yle ilgili görüntüleri görmüşsünüzdür denizin üzerinde çok kalın beton gibi bir tabaka var deniyor.
Müsilaj’a neyin neden olduğunu öğrenebilmek için yapılan testlerin sonuçları ile ilgili açıklamada: Bakteriyolojik açıdan sonuçlara bakıldığında yüksek miktarda kirliliğin olduğu ve bu kirliliğin daha çok evsel ve kanalizasyonal atıktan kaynaklandığı söyleniyor. İlk olarak Marmara Denizi’nde görülen müsilajın Karadeniz’de de görüldüğü ayrıca Akdeniz ve Ege’ye uzandığı da verilen bilgiler arasında.
Peki Türkiye Müsilajla nasıl mücadele edecek? Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Marmara Denizi’ne kıyısı olan illerin belediye başkanları, valileri ve milletvekillerinin hafta sonu bir araya gelerek hazırladığı eylem planında öne çıkan bazı başlıklar: Marmara Denizi koruma alanı ilan edilecek, 7/24 müsilaj temizleme faaliyetleri yürütülecek, Su arıtma tesislerinin tamamı ileri biyolojik arıtma tesisine dönüştürülecek, Balıkçılık faaliyetleri ekosistem temelli yapılacak ve balıkçılara maddi destek verilecek.
Uzman görüşleri ise Türkiye’nin plan hazırlama konusunda değil bu planları uygulaması noktasında sorun olduğuna işaret ediyor.
Umarım uzmanlar bu kez yanılır ve çok geç olmadan harekete geçilir.
Daha temiz denizlere…
Uzman görüşleri ise Türkiye’nin plan hazırlama konusunda değil bu planları uygulaması noktasında sorun olduğuna işaret ediyor.
Umarım uzmanlar bu kez yanılır ve çok geç olmadan harekete geçilir.
Daha temiz denizlere…