Neden psikoloğa ve terapiye ihtiyaç duyarız? Çünkü yargılanmadan dinlenilmeye ve anlaşılmaya ihtiyaç duyarız. Bu o kadar önemlidir hayatımızda… Her insan –iyi, kötü, yalancı, dürüst, hırsız, yardımsever…vs- anlaşılmaya ihtiyaç duyar. Anlaşılamadığında içinden negatif dediğimiz farklı duygular açığa çıkar. Bu negatif duygular da kişilerin paniğe, yanlışa, şiddete, hırçınlığa ve suça meyletmesine sebep olur çoğu zaman. Belki bu her insan için geçerli olmayabilir ama ruhsal açıdan çok gelişmemiş kişiler genelde bu tabire uyan kişilerdir. En derinlerinde korku ve endişe olduğu için kendilerini seviliyor ve güvende hissetmezler. Dolayısıyla yaşama karşı sürekli bir mücadele ve savaş içindedir. Savunma mekanizmaları çok ön plandadır ve genel olarak daha saldırgandır. Çok acı ama toplumlar böyle insanlarla dolu…
Çocukluğumuzdan itibaren –özellikle de 0-7 yaş aralığında- yaşadığımız, öğrendiğimiz her şey çok değerli. Bize ekilen tohumlar, öğretilenler, anne-baba modellerimiz, çevremizin etkisi, şahit olduklarımız, korkularımız, sevinçlerimiz, mutlu anlarımız, bilinçaltına attığımız kodlar… Hayatımızın kurgusunun büyük kısmı bu süreçte oluşuyor ve geri kalan zamanda bu 7 senede yaşadıklarımızın etkisiyle şekillenerek ilerliyoruz hayatımızda. Eğer bize olumsuz tohumlar ekildiyse bunları bilinçsiz olarak hayatımızda sürekli döngüler şeklinde yaşıyoruz. Fark edene kadar da dönüştürmemiz mümkün olmuyor. Fark edebilmemiz ise özel bir çaba gerektiriyor. Ne zaman girdiğimiz döngüyü fark ediyoruz, işte o zaman bir şeyler yapmak için, döngüden çıkmak için çabalamaya başlıyoruz. Yani FARK ETMEK en büyük adımımız oluyor dönüşüm aşamasında. Değişime de istekli olduğumuzda evren bizim için çalışmaya başlıyor ve çözümleri kendine has işaretleri aracılığıyla gönderiyor hayatımıza. Yeter ki biz değişmek, dönüşmek isteyelim ve işaretleri görebilelim.
Çok ünlü bir söz vardır… ”Öğrenci hazır olduğunda öğretmen gelir” Bu öğretmen bazen kişi olur bazen de semboller olur ama yardım her zaman gelir TALEP edildiğinde… Bu noktada yine kendi hayatımdan, yaşadığım ve tecrübe ettiğim deneyimlerimden örnek vermek ve daha gerçekçi çözümler sunmak istiyorum. Ben dönüşmek istediğimde ilk öğretmenim kalemim, defterim, müziğim ve deniz manzaram olmuştu. Elimde daha fazlası yoktu ve bunlar beni, ruhumu, yaralarımı iyileştiren ilk şeylerdi ve çok değerlilerdi. Çünkü her şeyi konuşabileceğim birisi yoktu o zamanlar hayatımda. İçgüdüsel olarak bunlara yöneldim. Kendi terapimi kendim keşfettim anlayacağınız. Zaten o kadar zor zamanlardı ki, psikoloğa gitmeye ne imkanım ne zamanım vardı. Aklıma bile gelmemişti. Kendi yaramı kendim iyileştirmek zorunda olduğumun çok farkındaydım. Çokta doğru yaptığımı sonrasında gördüm zaten. Her bunaldığımda, içim dolup taştığında aldım kalemimi sayfalarca yazdım, saatlerce müzik dinledim ve denizle konuştum, suyun rahatlatıcı ve iyileştirici gücünü çektim içime. Her nefeste şifalandığımı hissettim yosun ve deniz kokusuyla… Çok ama çok iyi geldi… Müzik ruhumu beslerken, deniz bedensel olarak şifalandırdı ve kalemim de zihnimi netleştirmeme sebep oldu. Ruhum, bedenim ve zihnim gittikçe şifalandı ve dinginleşti… Çok şükür! Ben o zamanki koşullarda bu şekilde şifalandırdım kendimi ama sonrasında çok daha güzel bir şey oldu hayatımda. Kendimi biraz yükselttim ve kendimi kendimden silip yeni bir başlangıç yapmaya niyet etim. Kendim gibi insanlarla karşılaşmayı, onlarla buluşmayı diledim. İkinci hayatıma başladığımda 25 yaşımdaydım ve yepyeni bir kişilik ve inançla başladım her şeye en baştan. Zaten “insan kaybolmadan kendini bulamazmış!” Ben gayret ettim ve dileğim de gerçek oldu. Ben aradım Allah benim gibi inanan, düşünen insanlara ulaşabileceğim işaretleri gönderdi. Aradığım her şeyi buldum… Eee ne demişler “arayan bulurmuş!” ;)
Her şeyi, konuşamadığım, anlatamadığım hatta çoğu zaman düşünmeye bile cesaret edemediğim her şeyi anlatabildiğim ruhsal bir öğretmenim oldu. Beni saatlerce dinledi, yargılamaksızın… Beni anlamak içi çaba sarf etti ve anladı da… Bunu gözlerinde gördüm. Şefkati ve sevgisiyle sarmaladı, her şeyin benim büyümem için gerekli olduğunu, her şeyin olması gerektiği için olduğunu söyledi. Asla suçlamadı, yadırgamadı, eleştirmedi. Ne güzelmiş her şeyi olduğu gibi, dümdüz anlatabilmek ve seni yargısızca, sabırla dinleyen, anlayan birinin olması! O an şunu fark ettim… Herkes anlaşılmak ve her şeye rağmen sevilmek, kabul görmek istiyor en derinlerinde… Hayatınızda böyle birinin olması bir lütuf, büyük bir hediye… Ve bu durum talep ettiğinizde size de gelecektir. Hayat neye ihtiyacınız varsa mutlaka size getirir, bundan emin olabilirsiniz! Sadece talep edin…
Hayatta her şeye sahip olabilirsiniz ama EN ÖNEMLİ şey sizi gerçekten yargısızca dinleyen, anlayan, kabul eden ve seven bir kişinin olması! Böyle birine sahipseniz kendinizi hep güvende hissedersiniz, sevilirsiniz… Bu hediyeyi ve mutlu olmayı herkes hak eder ama sadece talep edenler ulaşır!
Sevgiyle, umutla… ;)
Emel Uğur Kırıcı
YAZARLAR
Yayınlanma: 06 Eylül 2021 - 10:00
MUTLAKA(!) hayatınızda HER ŞEYİ(!) konuşabildiğiniz biri olsun…
Neden psikoloğa ve terapiye ihtiyaç duyarız? Çünkü yargılanmadan dinlenilmeye ve anlaşılmaya ihtiyaç duyarız
YAZARLAR
06 Eylül 2021 - 10:00
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir