İnsanoğlunun mitolojik tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte çok eskilere dayanmaktadır. Yerleşik hayata geçmeden, konuşmayı bile öğrenememişken beden dili ile anlaşmaya çalıştığı b,ilinen bir gerçek. Bundan yaklaşık 160 bin yıl önce insanlar kendi aralarında iletişim kurmak için dilini geliştirdiği sanılıyor. Bu zaman içinde binlerce dil gelişti ve birçoğu unutulup gitti.
Avcı topluluklardan yerleşik tarıma geçildikten sonra insanoğlu inandıkları Tanrılara dua edip kurbanlar sunmak için tapınaklar inşa etmeye başladı. Hatta bazı kaynaklar insanların daha tarım toplumuna geçmeden önce tapınaklar inşa ettiklerine işaret ediyor. Bunun en büyük örneklerinden biri de Göbekli Tepe’dir.
Mitolojiye gelecek olursak hemen hemen her duygunun, her olayın, iyinin ve kötünün, sevginin, aşkın, barışın, savaşın vs. bir Tanrısı vardı. Yunan mitolojisi bu bakımdan oldukça zengindir. Tanrılar ve inançlar için binlerce masal ve hikayeler vardır. İyi-kötü ve başına gelen her olayın Tanrılardan kaynaklandığına inanıyorlardı. Bu haftaki yazımda kısaca mitolojide çok az bilinen ve bir o kadar da gizemli olan gece tanrıçası Niks’ten bahsedeceğim. İlk Yunan Tanrısı Kaos‘tan doğan Niks gece tanrıçasıdır. Sembolü ay ve yıldızdır. Niks’in çok güzel olduğu söylenir. Evi Hades’in evinin altındadır. İnsanlığı hem iyi hem de kötü bir şekilde etkileyebilmektedir.İnsan ırkına uyku ve ölüm getirebilme yeteneğine sahiptir. Zeus bile Niks‘ten korkmaktadır. Çünkü Niks hem Zeus‘tan daha yaşlı hem de daha güçlüdür. Niks Tartaros’ta yaşamaktadır. Tartaros Hades‘in ölüler ülkesine bile çok uzaktır. İlyada’da yazılana göre cennet dünyadan ne kadar uzaksa, Tartaros’ta Hades’ten o kadar uzaktadır. Tartaros acı, karanlık, işkence ile dolu, kötü bir yerdir. Ancak Niks tam olarak kötülüğün kişiselleşmiş hali olmamıştır. Yine de karanlık ve gizemli doğası nedeniyle kötü bir figür olarak görülmektedir. Niks karanlığın tanrısı erkek kardeşi Erebus‘la evlenmiş ve iki çocukları olmuştur. Bunlar Aether ve Hemera‘dır. Daha sonra kendiliğinden olan çocukları Momus, Moros, Thanatos, Hypnos, Oneiroi, Hesperides, Keres ve Fates, Nemesis, Apate, Philotes, Geras ve Eris’i doğurmuştur. Niks’in oğlu Hypnos ile Zeus arasında ilginç bir hikaye geçer. Zeus’un doğa tanrıçası eşi Hera, Hypnos’tan Zeus’u uyutmasını ister. Amacı Zeus’a komplo kurmaktır. Hypnos kabul eder ve Zeus’u uyutmaya çalışır. Fakat hipnozlar yetersiz kalır ve Zeus’u uyutmayı başaramaz. Çok sinirlenen Zeus, Hypnos’un peşine düşer. Hypnos Zeus’un gazabından kurtulmak için annesi Niks’in mağarasına sığınır. Bunu gören Zeus, Niks’in öfkesinden korktuğu için Hypnos’un peşini bırakır. Bazı şiir parçalarında Niks'in çok büyük bir öneme sahip olduğu gözlemlenir. Bu yazınlarda, kaostan ziyade gece ilk ilke olarak ele alınır. Ayrıca Niks'in bir mağarası vardır burada kehanet ve nasihatlerde bulunur. Niks'in mağara veya evinin yeri ve hâli farklı metinlerde farklı tasvir edilir. Hesiodos'ta okyanus ötesinde, daha sonra Orfizm'deki gibi Parmenides'in felsefi şiirinde evrenin kenarındadır. Yunanistan'da Niks, nadiren bir kült sahibidir. Pausanias'a göre Megara'daki akropoliste bir kahini vardı. Daha sıkça, Niks diğer kültlerin arka planlarında gizlenmiş, bulunmuştur. Bu nedenledir ki, Efes'teki Artemis tapınağında Niks olarak anılan bir heykel bulunmaktaydı. Spartalıların bir uyku ve ölüm kültü mevcuttu, bu ikisi ikiz kardeş olarak algılanıyor ve kabul ediliyordu. Şüphesiz Niks de onların anneleri olarak algılanmaktaydı.
Mitolojiye gelecek olursak hemen hemen her duygunun, her olayın, iyinin ve kötünün, sevginin, aşkın, barışın, savaşın vs. bir Tanrısı vardı. Yunan mitolojisi bu bakımdan oldukça zengindir. Tanrılar ve inançlar için binlerce masal ve hikayeler vardır. İyi-kötü ve başına gelen her olayın Tanrılardan kaynaklandığına inanıyorlardı. Bu haftaki yazımda kısaca mitolojide çok az bilinen ve bir o kadar da gizemli olan gece tanrıçası Niks’ten bahsedeceğim. İlk Yunan Tanrısı Kaos‘tan doğan Niks gece tanrıçasıdır. Sembolü ay ve yıldızdır. Niks’in çok güzel olduğu söylenir. Evi Hades’in evinin altındadır. İnsanlığı hem iyi hem de kötü bir şekilde etkileyebilmektedir.İnsan ırkına uyku ve ölüm getirebilme yeteneğine sahiptir. Zeus bile Niks‘ten korkmaktadır. Çünkü Niks hem Zeus‘tan daha yaşlı hem de daha güçlüdür. Niks Tartaros’ta yaşamaktadır. Tartaros Hades‘in ölüler ülkesine bile çok uzaktır. İlyada’da yazılana göre cennet dünyadan ne kadar uzaksa, Tartaros’ta Hades’ten o kadar uzaktadır. Tartaros acı, karanlık, işkence ile dolu, kötü bir yerdir. Ancak Niks tam olarak kötülüğün kişiselleşmiş hali olmamıştır. Yine de karanlık ve gizemli doğası nedeniyle kötü bir figür olarak görülmektedir. Niks karanlığın tanrısı erkek kardeşi Erebus‘la evlenmiş ve iki çocukları olmuştur. Bunlar Aether ve Hemera‘dır. Daha sonra kendiliğinden olan çocukları Momus, Moros, Thanatos, Hypnos, Oneiroi, Hesperides, Keres ve Fates, Nemesis, Apate, Philotes, Geras ve Eris’i doğurmuştur. Niks’in oğlu Hypnos ile Zeus arasında ilginç bir hikaye geçer. Zeus’un doğa tanrıçası eşi Hera, Hypnos’tan Zeus’u uyutmasını ister. Amacı Zeus’a komplo kurmaktır. Hypnos kabul eder ve Zeus’u uyutmaya çalışır. Fakat hipnozlar yetersiz kalır ve Zeus’u uyutmayı başaramaz. Çok sinirlenen Zeus, Hypnos’un peşine düşer. Hypnos Zeus’un gazabından kurtulmak için annesi Niks’in mağarasına sığınır. Bunu gören Zeus, Niks’in öfkesinden korktuğu için Hypnos’un peşini bırakır. Bazı şiir parçalarında Niks'in çok büyük bir öneme sahip olduğu gözlemlenir. Bu yazınlarda, kaostan ziyade gece ilk ilke olarak ele alınır. Ayrıca Niks'in bir mağarası vardır burada kehanet ve nasihatlerde bulunur. Niks'in mağara veya evinin yeri ve hâli farklı metinlerde farklı tasvir edilir. Hesiodos'ta okyanus ötesinde, daha sonra Orfizm'deki gibi Parmenides'in felsefi şiirinde evrenin kenarındadır. Yunanistan'da Niks, nadiren bir kült sahibidir. Pausanias'a göre Megara'daki akropoliste bir kahini vardı. Daha sıkça, Niks diğer kültlerin arka planlarında gizlenmiş, bulunmuştur. Bu nedenledir ki, Efes'teki Artemis tapınağında Niks olarak anılan bir heykel bulunmaktaydı. Spartalıların bir uyku ve ölüm kültü mevcuttu, bu ikisi ikiz kardeş olarak algılanıyor ve kabul ediliyordu. Şüphesiz Niks de onların anneleri olarak algılanmaktaydı.