Dünya iki yıldır pandemi felaketi ile mücadele ediyor. Nüfusunun çoğunu aşılayan ülkeler normal hayata döndükten bir süre sonra koronavirüsün yeni varyantları ortaya çıkıyor ve başa dönüyorlar. Ülkemizde de normalleşme sürecine geçildikten sonra vaka ve ölüm oranları hızla artmaya başladı. Herkes tekrar kapanma endişesi içine düştü ama bu önümüzdeki aylarda kaçınılmaz olacak gibi.
Virüs salgını bir yandan devam ederken bir haftadır orman yangınları ile mücadele de sürüyor. Bir hafta içinde yüzlerce orman yangını çıktı. Hava sıcaklıklarının ve rüzgarında etkisi ile yangınları kontrol altına almak zorlaşıyor. Yüzlerce ev, binlerce hayvan, milyonlarca ağaç yandı. Halk müdahalenin yetersiz olduğunu belirterek büyük tepki gösterse de çaresizce evlerinin, fidanlıklarının ormanların yanışını çaresizce izliyor. Bazı bölgelerde ise sel felaketleri yaşanıyor. İki yıldır normal hayatlarımızı çok özledik. O yanan ormanların eski halini alması 40 ya da 50 yıl sürecektir.
Yangın bölgesinden, “keşke benim evimde yansaydı diyecekler” gibi talihsiz açıklamalar büyük tepki topladı. Standart evler yaparak oranın tarihi dokusu bozulmamalı. Hiç kimse dişinden tırnağından artırarak, kendi elleriyle yaptığı, yansa da ruhunun hala içinde olduğu evi için keşke yansaydı demez. Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır, nasıl bir açıklamadır, hem de yangını söndürmek için insanüstü bir gayret ile mücadele edenler için. Anlaşılıyor ki yetkililer kriz anlarını yönetemiyor. O kadar ormanlık alanlarımız varken neden yangın uçaklarımız yok.
İnsanoğlu binlerce yılda dengeye oturan doğanın sistemini bozdu. Bunda herkesin suçu olduğuna inanıyorum. Artık asla eski hayatlarımıza dönemeyeceğiz. Doğa sisteminin eski halini almasına ise asla ömrümüz yetmeyecek. Bu gezegen bizim evimiz ve başka gidecek hiçbir yerimiz yok. Korumalıyız. Bizler keşke evimiz yansaydı diyemeyiz. Belki dünya yansa birilerinin umurunda olmayacak ama bizim umurumuzda.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ
Dünya ikliminin değiştiğini anlamamak mümkün değil. Bilim insanları onlarca yıldır buna dikkat çekiyor ama acımasızca da bir enerji tüketimi ve ihtiyacı söz konusu. Bilim insanlarını dikkate alan yok. Bu yıl ülkemizde bile hava sıcaklıkları Temmuz ayında mevsim normallerinin üzerinde seyretti. Hiç bu kadar sıcak bir yaz geçirdiğimi hatırlamıyorum. Doğa bize rahatsız olduğunu artık dayanamadığını haykırıyor. Hala bunu anlamazdan gelmek büyük bir duyarsızlıktır. İklim değişikliği ya da küresel ısınma karbondioksit gibi ısıyı tutan gazların atmosferde artmasıyla oluşan ve atmosfere salınan sera gazlarının neden olduğu düşünülen sera etkisinin sonucunda da, Dünya üzerinde yıl boyunca kara, deniz ve havada ölçülen ortalama sıcaklıklarda görülen artış nedeniyle dünyanın iklimin değişmesidir. Günümüzde iklim bilimciler küresel ısınma konusunda hemfikirdirler.
Yapmayalım artık, kendimize gelelim, dünya bizim evimiz ve onu iyi koruyalım. Doğanın sofrasında herkese eşit derecede yiyecek vardır. Birilerinin doyumsuzluğuna son verelim. Doğa talanı bu hızla devam ederse gelecek nesillere hiçbir şey bırakamayacağız. Oysa her canlı bu dünyada misafir. Doğuyor büyüyor ürüyor ve ölüyor.
YAZARLAR
Yayınlanma: 05 Ağustos 2021 - 10:30
Normal hayatı özledik
Dünya iki yıldır pandemi felaketi ile mücadele ediyor
YAZARLAR
05 Ağustos 2021 - 10:30
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir