İkinci dönemler hep hızlı geçmiştir okullarda. Dini bayramlar, milli bayramlar derken bir bakmışsınız elinizde teşekkür belgesi(!). Neye istinaden bu kadar çok teşekkür ediliyor onu da anlayamadım ya hadi öyle olsun. İki yıldır rutinin çok dışında günler geçirdiğimizden aslında yaşadığımız bu gerçekliği de unutuvermişiz.
Geçtiğimiz hafta bir okuldan idareci arkadaşlar kermes davetiyesi gönderince şaşırdım ‘’Kermes diye de bir şey vardı değil mi?’’ deyivermişim. Böyle günleri velilerin hepsi sevmeyebilir, öğretmenler hakkında yorum yapmayayım, ama öğrenciler bayılır. Sadece kermes mi? Yeni İskelede çöp toplama, Hantepede karpuz kesme, Papaz plajında piknik… Öğrenciler sever böyle günleri.
Hani Hababam Sınıfında Mahmut Hoca ‘’Okul sadece dört yanı duvarla çevrili, tepesinde dam olan yer değildir. Okul her yerdir. Sırasında bir orman, sırasında dağ başı… Öğrenmenin, bilginin var olduğu her yer okuldur,’’ diyor ya öğrencinin tam hayalindeki okulu betimliyor aslında. Biz yetişkinler bazen her ne kadar konular yetişmeyecek telaşına kapılsak da, okumaya en hızlı benim öğrencilerim geçecek, en güzel gösteriyi benim sınıfım yapacak desek de aslında öğrencilerin ihtiyacı olan bence bu değil.
Öğrenci merak etmek, güdülenmek, ait olduğunu hissetmek ister. Zaman zaman ‘’Bunlar bizim gerçek hayatta ne işimize yarayacak?’’ diye sormalarının nedeni de bundandır. Çocuklar belli bir dönemde saf çıkarcı düşünür ve davranır. Uzun vadeli kazanımlar, ahlaki değerler, toplumsal ön yargılar onlar için hiçbir şey ifade etmeyebilir. O daha çok’’Piknik bisküvisinin beyazını mı alsam siyahını mı?’’ diye düşünür. 6 haftanın kaç gün olduğundan ziyade tenefüse kaç dakika kaldığını merak eder. Desimetrenin metreye nasıl dönüştüğündense hangi gofretin daha uzun olduğu dikkatini celp eder. Dersleri de bu yönde şekillendirebilirsek ‘’Bunlar gerçek hayatta ne işimize yarayacak?’’ diye kimsecikler sormaz.
Eğitimin ilkelerinden biridir ‘’Hayatilik’’. İşlenen dersin hayata yakın olması gerektiğini vurgular kısaca. Gerçek hayatta karşısına çıkabilecek sorunların çözümlerini anlatmayı, kazandırılmak istenen davranışın bir işe yaramayacaksa eksik bir kazanım olduğunu, öğrencide öğrendiklerinin bir işe yaradığı duygusunu pekiştirmeyi hedefler.
O zaman meslektaşlarıma sesleneyim ‘’İlkelerden uzaklaşmamakta fayda var dostlar,’’.
Bu hafta öykü anlatmadım size, ne yapalım bu seferde böyle oluversin.
Zaten bazı öyküler o kadar gerçekçi oluyormuş ki hayalle arasındaki farkı sadece anlatan biliyormuş.
Bu haftayı da Şermin Yaşar ile noktalayalım kıymetli okur.
‘’Aslında biz çocuklar gayet dürüst insanlarız. Yaptıklarımızı gizlemeye, gizli işler çevirmeye bizi kendileri sevk ediyorlar. Sonunda bizi de kendilerine benzetecekler.’’
Herkese sağlıklı, huzurlu, mutlu haftalar dilerim.
Kalın sağlıcakla.
YAZARLAR
Yayınlanma: 26 Mayıs 2022 - 10:36
Okul Her Yerdir
İkinci dönemler hep hızlı geçmiştir okullarda
YAZARLAR
26 Mayıs 2022 - 10:36
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir