[spot]Özel okula giden bir öğrencinin ücretine %65 oranında zam yapıldı. O öğrencinin ailesine %30 zam yapıldı.
Ödeme nasıl yapılacak? Bu artışın sonuçları ne olacak? [/spot] Birçok özel okul kapanabilir, enflasyon karşısında ezilen özel okul öğretmenleri sektör değiştirmek zorunda kalabilir, yemek, yayın bedeli gibi ek kalemlerde daha çok artış olursa, devlet okullarına yönelim olabilir.
Eğitim hakkının bu denli ticari hale gelmesi çok üzücü. Mesela, ekonomisi ileri ülkelerde okullar ücretli değil. Köy okullarının kapanması, Devlet okullarının tehlike saçıyor diye anlatılması sonucunda, özel okullar tercih ediliyor. Peki özel okullar mı pahalı, biz mi fakirleştik, orası tartışılır. Aldıkları parayı hak ediyorlar mı? Vatandaşın çocuğunu özel okula gönderirken amacı, belli bir ideolojiye bağlı kalmadan çocuğuna eğitim verilmesidir. İbadet edilen yerlerde bile siyasi parti propagandası yapılırken, okulda aklına ne gibi şeyler sokulacak? Senin özenle yetiştirmeye çalıştığın kişiye neler empoze edilecek? Bu durum büyük bir sıkıntı haline geldi. Bu noktadaki karar da, özel okula göndermek değil devlet okuluna göndermemeye dönüştü. O yüzden insanlar da elinden geldiğince dayanmaya çalışıyor. Nereye kadar dayanacaklar? Tercihlerimizi çocuklar için yaparken, ne kadar gerçekçi, yararlı bir sisteme teslim ediyoruz?
Osho' nun 'Sezgi' adlı kitabından bir alıntı paylaşmak istiyorum.
"Bir gün ormandaki hayvanlar bir araya gelerek okul açmaya karar verirler. Bir tavşan, bir kuş, bir sincap, bir balık ve yılanbalığı yönetim kurulunu oluşturdu. Tavşan, müfredatta ‘koşmanın’ bulunmasını istedi. Kuş, ‘uçmanın’ dahil olmasını, balık, ‘yüzmenin’ dahil olmasını ve sincap da ‘ağaca tırmanmanın’ mutlaka zorunlu dersler arasında olması gerektiğini söyledi. Bütün bunları bir araya getirip, bir müfredat programı yaptılar. Ve bütün hayvanların bu dersleri görmesini istediler.
Tavşan, koşu dersinde A alıyor olmasına rağmen, ağaç tırmanmak onun için çok ciddi bir sorundu. Sürekli kafa üstü düşüyordu. Bir süre sonra beyni hasar gördü ve artık eskisi gibi koşamadı. Artık koşuda A almak yerine, C alıyordu. Ve tabii, ağaç tırmanmada ise her zaman zayıf alıyordu. Kuş, uçmada çok başarılıydı, ama sıra toprak kazmaya geldiğinde, o kadar başarılı değildi. Sürekli gagasını ve kanatlarını kırıyordu. Bir süre sonra, toprak kazma notu hala F olmasına rağmen, uçma notu C’ ye düşmüştü. O da ağaca tırmanmakta çok zorlanıyordu. Sonuçta, sınıf birincisi olan hayvan her şeyi yarım yapabilen, geri zekalı yılanbalığı oldu.
Ancak eğitimciler çok mutluydu çünkü herkes bütün dersleri görüyordu. Ve buna “geniş tabanlı eğitim sistemi” dediler. Buna gülüyoruz ama gerçek bu. Sen de bunu yaşadın. Biz aslında herkesi başka biri yapmaya çalışıyoruz. O yüzden de insanların kendi olma potansiyellerini yok ediyoruz."
İyi haftalar.
Ödeme nasıl yapılacak? Bu artışın sonuçları ne olacak? [/spot] Birçok özel okul kapanabilir, enflasyon karşısında ezilen özel okul öğretmenleri sektör değiştirmek zorunda kalabilir, yemek, yayın bedeli gibi ek kalemlerde daha çok artış olursa, devlet okullarına yönelim olabilir.
Eğitim hakkının bu denli ticari hale gelmesi çok üzücü. Mesela, ekonomisi ileri ülkelerde okullar ücretli değil. Köy okullarının kapanması, Devlet okullarının tehlike saçıyor diye anlatılması sonucunda, özel okullar tercih ediliyor. Peki özel okullar mı pahalı, biz mi fakirleştik, orası tartışılır. Aldıkları parayı hak ediyorlar mı? Vatandaşın çocuğunu özel okula gönderirken amacı, belli bir ideolojiye bağlı kalmadan çocuğuna eğitim verilmesidir. İbadet edilen yerlerde bile siyasi parti propagandası yapılırken, okulda aklına ne gibi şeyler sokulacak? Senin özenle yetiştirmeye çalıştığın kişiye neler empoze edilecek? Bu durum büyük bir sıkıntı haline geldi. Bu noktadaki karar da, özel okula göndermek değil devlet okuluna göndermemeye dönüştü. O yüzden insanlar da elinden geldiğince dayanmaya çalışıyor. Nereye kadar dayanacaklar? Tercihlerimizi çocuklar için yaparken, ne kadar gerçekçi, yararlı bir sisteme teslim ediyoruz?
Osho' nun 'Sezgi' adlı kitabından bir alıntı paylaşmak istiyorum.
"Bir gün ormandaki hayvanlar bir araya gelerek okul açmaya karar verirler. Bir tavşan, bir kuş, bir sincap, bir balık ve yılanbalığı yönetim kurulunu oluşturdu. Tavşan, müfredatta ‘koşmanın’ bulunmasını istedi. Kuş, ‘uçmanın’ dahil olmasını, balık, ‘yüzmenin’ dahil olmasını ve sincap da ‘ağaca tırmanmanın’ mutlaka zorunlu dersler arasında olması gerektiğini söyledi. Bütün bunları bir araya getirip, bir müfredat programı yaptılar. Ve bütün hayvanların bu dersleri görmesini istediler.
Tavşan, koşu dersinde A alıyor olmasına rağmen, ağaç tırmanmak onun için çok ciddi bir sorundu. Sürekli kafa üstü düşüyordu. Bir süre sonra beyni hasar gördü ve artık eskisi gibi koşamadı. Artık koşuda A almak yerine, C alıyordu. Ve tabii, ağaç tırmanmada ise her zaman zayıf alıyordu. Kuş, uçmada çok başarılıydı, ama sıra toprak kazmaya geldiğinde, o kadar başarılı değildi. Sürekli gagasını ve kanatlarını kırıyordu. Bir süre sonra, toprak kazma notu hala F olmasına rağmen, uçma notu C’ ye düşmüştü. O da ağaca tırmanmakta çok zorlanıyordu. Sonuçta, sınıf birincisi olan hayvan her şeyi yarım yapabilen, geri zekalı yılanbalığı oldu.
Ancak eğitimciler çok mutluydu çünkü herkes bütün dersleri görüyordu. Ve buna “geniş tabanlı eğitim sistemi” dediler. Buna gülüyoruz ama gerçek bu. Sen de bunu yaşadın. Biz aslında herkesi başka biri yapmaya çalışıyoruz. O yüzden de insanların kendi olma potansiyellerini yok ediyoruz."
İyi haftalar.