Kuran-ı kerimin birçok ayetinde Rabbimiz tekrarlamış, “Allah'a güvenin, vekil olarak Allah yeter.” diye. Okumadığımız için kuranı, bilmiyoruz Rabbimiz bizlere neler demiş, neler öğretmiş ve bizden kulları olarak neler istiyor. Kuranda, yaşantımız içerisinde kullanabileceğimiz birçok öğreti var. Okumadık ki hiç, sorgulamadık ki, Allah’ı öğrenmek için bir çabamız olmadı ki! Rabbimizi daha çok öğrenmek için neden hala beklemedeyiz ki? Rabbimizle konuşma zamanı gelmedi mi? Allah ile konuşma dilini nasıl çözebiliriz sorusuna, Rabbimizi her an zikretmekle ve bolca Allah'tan gelen mesajları yani kuranı okumakla elbet, diyebiliriz. Yapacak olduğumuz zikir belli Üveys Veysel Karani zikri hamdolsun. Peki Rabbimizin mesajlarını içeren Kuranı Kerimi nasıl okumalıyız?
Dünde Rabbimi öğrenebilmek ve O’na daha yakın olabilmek için tasavvuf kitapları okumuştum bolca. Bu tarz kitapları okudum, ancak hiç meal okumayı akıl edememişim. Kuranı elime alsam da sevgiyle okumamışım. Öyle bir kitap okumalıyım ki, en doğru kaynak olsun, okuduğumu anlayıp öğreneyim ve öğrendiklerimi de hayatıma sokayım diye düşünmemişim hiç. Allah’ı öğrenmek için okunması gereken en doğru kitabın Kuranı Kerim olduğunu idrak edememişim. Rabbimizin hikmetli kitabı kuranın içerisinde yaşantımıza dair öğrenmek istediğimiz, bildiğimiz ya da bilmediğimiz pek çok konuda açlığımızı giderebilecek her şey mevcutmuş. Kuranı okumak için okuduğumu ve okuduklarımı da yaşantım içerisinde uygulamadığımı; öğrenmek için, yaşamak için, sevgiyle okumadığımı anladım zikre başladıktan sonra. Her harfine 10 sevap var diye, Arapçasını okumaya çalışmışım dilim döndüğünce ve sanki kuranda başka sure yokmuş gibi hep belli sureleri okumuşum senelerce.
Kuranı kendisiyle amel edilsin diye indiren Rabbimize karşılık, insanlar kuranı Arapça okumayı amel edindiler. Dünde hatim etmek için, sevap kazanmak için kuranı okurken, rüyalardaki öğretileri takip ederek, Arapça biliyorsak bir ayet Arapça, arkasından mutlaka o ayetin Türkçe mealini okumamızı ve bu ayet üzerinde Allah bana ne mesajı veriyor, bana ne anlatmak istiyor diye düşünmemizi istiyor Rabbimiz. Yine kuranda “Kullarım neden az düşünüyorsunuz?” diye de bizleri uyarıyor. Dünde bildiğimiz okuma şeklini değiştirmemizi istiyor. Okuyalım, anlayalım, hayatımıza sokalım, kuranı yaşayarak başka kardeşlerimize örnek olalım. Kuran okuma düsturunu hal edinmemizi istiyor bizlerden.
Allah'a varmanın en kestirme yolu Üveys Veysel Karani zikri olduğunu söylemiştik. Hepimiz sorgulayarak geldik bu yola. Soru sorduk önce kişilere. Aldığımız cevaplar tatmin etmeyince kitaplara, internete sarıldık. Her şeyi biliyor dediğimiz arama motorlarına saldırdık Allah’ı bulmak için. Hemen olur mu öyle şey demeyin. Vallahide oluyor. Ben Üveys Veysel Karani zikrine internetten ulaştım. Rabbim bana yardım et diye ağladığım gecelerde www.veyselkarane.com
Veysel Karane Allah'ın ve Resulünün Selamı ve Bereketi Üzerinize Olsun
Namaz, oruç, zekat gibi ibadetlerle zaten sen-bizler yükümlüyüz. Yani mecburuz, yani bizlere farz...Daha sonraları insallah açıklayacağımız gibi bir anlamda "ölmeden evvel ölünüz" hitabını yaşayıp, kendinizi bu dünyada sorguya çekiniz.www.veyselkarane.com sitesine ulaştım ve ziyaretçi defterini okudum. Daha ilk okumayla Allah’a yolculuk serüveni başlamış oldu hamdolsun. İnternet devrinde, bilişim çağında yaşıyoruz. Peygamber Efendimiz bu zamanda olsaydı tebliğ için mutlaka sosyal medyayı, interneti ve tüm iletişim araçlarını kullanırdı diye düşünüyorum. Siz yeter ki sorgulayın, siz yeter ki Rabbim ben seni arıyorum deyin. Bakın nasıl bulduruyor kendini size. Zikretmeye başladıktan sonra Allah’a yaklaşmayı kolaylaştıran kuran okumanın nasıl olduğunu ve kuranı nasıl hal edinmem gerektiğini öğrendim ve öğrenmeye de devam ediyorum inşallah. Allah’ın öğrencisi oluyorsunuz, yine Allah’ın seçtiği öğretmenler, Peygamberler, evliyalar ışığında ilerliyorsunuz. İlmi sonsuz olan Rabbimizin öğretisi biter mi hiç! Yeter ki siz öğrenmek için gayret edin. Zikrimizle beraber, hikmetli kitabımızı anlayarak ve yaşayarak okumayla aslında bu dünyada cenneti yaşayabileceğimizin idrakinde vardık hamdolsun. Zikirde ilerledikçe, rüyalarda size Kuranı okumanızla ilgili ve yaşantınızın nasıl olması gerektiğiyle ilgili öğretiler gelmeye başlıyor. “Sen hikmet dolu kitabımı okursan, benden gelen mektubu okuyup anlamak için gayret edersen, ben de seninle konuşurum” diyor Allah kullarına. Biz üveysler, Allah’ı anlatmak için en doğru kaynak olan Kuranı kerimden ayetlerle konuşmak için gayret ederiz. Bizim seçtiğimiz kelimeler sınırlı iken, Rabbimizin kuranda bizler için seçmiş olduğu kelimeleri sınırsızdır. Kelimeler sınırlı gibi gözükse de, göremediğimiz, bilemediğimiz Allah’ın ilminin sınırsızlığını okudukça idrak ediyorsunuz. Okudukça hayret makamını yaşıyorsunuz. Okudukça akılsız aklınızı akıllandırıyorsunuz ve sizi Allah’tan uzaklaştırmak isteyen nefsinize bir değil birden fazla tekme vuruyorsunuz. Ayetleri her okuduğumuzda yeni anlamlar çıkarmamız, öğretileri hap gibi alabilmemiz için çok kıymetli meal okumaları. Okudukça da sadeleştiğimizi görüyoruz. Arapça ezberden bilmediğimiz kelimeler, süslü cümlelerle, kimsenin anlamadığı bir dille değil de, en basit, yalın, sade anlaşılır bir dil kullanarak anlatmaya gayret ediyoruz ve bu yönde de Rabbimiz tarafından eğitiliyoruz. Düşünsenize biri hafız olmuş ve size Arapça okur gibi Kurandan anlatıyor. Ne anlarsınız? Ya da Arapçasını okuduktan sonra mealinde yine Arapça, Farsça kelimelerle size aktarmaya çalışıyor. Güya anlatımını yabancı kelimelerle süslüyor ve kendinin daha çok bildiğini, alim olduğunu ön plana çıkarmaya çalışıyor. Bu halin dinleyenler için zulüm olduğunu düşünüyorum. Ben en güzel öğretiyi bildiğim dilde almak isterim. Aksi anlatıldığında kuran ayetlerini yaşamak şöyle dursun, üzerinde düşünecek kadar bile anlayamadığımız, Arapça bilmediğimiz için arap saçına dönmüş ayetler ve bir kulaktan girip diğer kulaktan çıkan öğretilerle, bu sevda son buluyor kişide. Karmaşık geldiği için de okumaktan imtina ediyoruz Rabbimizin mesajlarını. Zaten kuran o devirde yaşayan insanlar için indirilmiş, bizi anlatmıyor deyip kestirip atıyoruz. Tam da bu noktada, kuran size sizi anlatıyor aslında. Hem de tek tek herkese göre, ayrı ayrı öğretiler var. Öyle güzel yaşanmış kıssalar var ki, herkesin hayatına ayna olan, ışık tutan. Bu kıssalardan bambaşka öğretiler alıyorsunuz ki; cuk diye kendi hayatınızın içine oturuyor. Hatta kuranda geçen isimleri çıkarıp kendi adınızı koyduğunuzda, o an içinde bulunduğunuz hali kurandan bizzat okuduğunuzu ve yaşadığınızı fark edeceksiniz. Kuran canlı ve yaşıyor. Allah’ın sizinle konuşmasına en güzel örneği teşkil ediyor. Soru soruyorsunuz cevap geliyor, ayet ayet apaçık haliyle ve anlaşılır bir dille hem de. İçinden çıkamayacağınız bir durumu çözebilmek için hiç kurandan açıp okuduğunuz oldu mu? Sadece sıkıntı anında ya da ölmüşlerimize sevabını hediye etmek için değil, ileride yaşayacaksınız inşallah sevgiyle her fırsat bulduğunuzda okumak isteyeceksiniz. Sizlere tavsiyem, vaktiniz olduğu bir günde alın elinize Kuranı Kerimi, Allah ile ayetler üzerinden konuşun. Bakalım Rabbimiz sizlere ne mesajı verecek, neler anlatacak. Hep beraber yaşayıp görelim inşallah.
Namaz, oruç, zekat gibi ibadetlerle zaten sen-bizler yükümlüyüz. Yani mecburuz, yani bizlere farz...Daha sonraları insallah açıklayacağımız gibi bir anlamda "ölmeden evvel ölünüz" hitabını yaşayıp, kendinizi bu dünyada sorguya çekiniz.www.veyselkarane.com sitesine ulaştım ve ziyaretçi defterini okudum. Daha ilk okumayla Allah’a yolculuk serüveni başlamış oldu hamdolsun. İnternet devrinde, bilişim çağında yaşıyoruz. Peygamber Efendimiz bu zamanda olsaydı tebliğ için mutlaka sosyal medyayı, interneti ve tüm iletişim araçlarını kullanırdı diye düşünüyorum. Siz yeter ki sorgulayın, siz yeter ki Rabbim ben seni arıyorum deyin. Bakın nasıl bulduruyor kendini size. Zikretmeye başladıktan sonra Allah’a yaklaşmayı kolaylaştıran kuran okumanın nasıl olduğunu ve kuranı nasıl hal edinmem gerektiğini öğrendim ve öğrenmeye de devam ediyorum inşallah. Allah’ın öğrencisi oluyorsunuz, yine Allah’ın seçtiği öğretmenler, Peygamberler, evliyalar ışığında ilerliyorsunuz. İlmi sonsuz olan Rabbimizin öğretisi biter mi hiç! Yeter ki siz öğrenmek için gayret edin. Zikrimizle beraber, hikmetli kitabımızı anlayarak ve yaşayarak okumayla aslında bu dünyada cenneti yaşayabileceğimizin idrakinde vardık hamdolsun. Zikirde ilerledikçe, rüyalarda size Kuranı okumanızla ilgili ve yaşantınızın nasıl olması gerektiğiyle ilgili öğretiler gelmeye başlıyor. “Sen hikmet dolu kitabımı okursan, benden gelen mektubu okuyup anlamak için gayret edersen, ben de seninle konuşurum” diyor Allah kullarına. Biz üveysler, Allah’ı anlatmak için en doğru kaynak olan Kuranı kerimden ayetlerle konuşmak için gayret ederiz. Bizim seçtiğimiz kelimeler sınırlı iken, Rabbimizin kuranda bizler için seçmiş olduğu kelimeleri sınırsızdır. Kelimeler sınırlı gibi gözükse de, göremediğimiz, bilemediğimiz Allah’ın ilminin sınırsızlığını okudukça idrak ediyorsunuz. Okudukça hayret makamını yaşıyorsunuz. Okudukça akılsız aklınızı akıllandırıyorsunuz ve sizi Allah’tan uzaklaştırmak isteyen nefsinize bir değil birden fazla tekme vuruyorsunuz. Ayetleri her okuduğumuzda yeni anlamlar çıkarmamız, öğretileri hap gibi alabilmemiz için çok kıymetli meal okumaları. Okudukça da sadeleştiğimizi görüyoruz. Arapça ezberden bilmediğimiz kelimeler, süslü cümlelerle, kimsenin anlamadığı bir dille değil de, en basit, yalın, sade anlaşılır bir dil kullanarak anlatmaya gayret ediyoruz ve bu yönde de Rabbimiz tarafından eğitiliyoruz. Düşünsenize biri hafız olmuş ve size Arapça okur gibi Kurandan anlatıyor. Ne anlarsınız? Ya da Arapçasını okuduktan sonra mealinde yine Arapça, Farsça kelimelerle size aktarmaya çalışıyor. Güya anlatımını yabancı kelimelerle süslüyor ve kendinin daha çok bildiğini, alim olduğunu ön plana çıkarmaya çalışıyor. Bu halin dinleyenler için zulüm olduğunu düşünüyorum. Ben en güzel öğretiyi bildiğim dilde almak isterim. Aksi anlatıldığında kuran ayetlerini yaşamak şöyle dursun, üzerinde düşünecek kadar bile anlayamadığımız, Arapça bilmediğimiz için arap saçına dönmüş ayetler ve bir kulaktan girip diğer kulaktan çıkan öğretilerle, bu sevda son buluyor kişide. Karmaşık geldiği için de okumaktan imtina ediyoruz Rabbimizin mesajlarını. Zaten kuran o devirde yaşayan insanlar için indirilmiş, bizi anlatmıyor deyip kestirip atıyoruz. Tam da bu noktada, kuran size sizi anlatıyor aslında. Hem de tek tek herkese göre, ayrı ayrı öğretiler var. Öyle güzel yaşanmış kıssalar var ki, herkesin hayatına ayna olan, ışık tutan. Bu kıssalardan bambaşka öğretiler alıyorsunuz ki; cuk diye kendi hayatınızın içine oturuyor. Hatta kuranda geçen isimleri çıkarıp kendi adınızı koyduğunuzda, o an içinde bulunduğunuz hali kurandan bizzat okuduğunuzu ve yaşadığınızı fark edeceksiniz. Kuran canlı ve yaşıyor. Allah’ın sizinle konuşmasına en güzel örneği teşkil ediyor. Soru soruyorsunuz cevap geliyor, ayet ayet apaçık haliyle ve anlaşılır bir dille hem de. İçinden çıkamayacağınız bir durumu çözebilmek için hiç kurandan açıp okuduğunuz oldu mu? Sadece sıkıntı anında ya da ölmüşlerimize sevabını hediye etmek için değil, ileride yaşayacaksınız inşallah sevgiyle her fırsat bulduğunuzda okumak isteyeceksiniz. Sizlere tavsiyem, vaktiniz olduğu bir günde alın elinize Kuranı Kerimi, Allah ile ayetler üzerinden konuşun. Bakalım Rabbimiz sizlere ne mesajı verecek, neler anlatacak. Hep beraber yaşayıp görelim inşallah.