Temmuz ayının sıcak hatta eskilerin deyimi ile pastırma sıcağı günü bitmiş ve gece hükmü devralmıştı. Yatsı ezanı okunalı neredeyse bir saati geçmişti. Soğandere üzerinden yükselen ay, boğazın sularında romantik yakamozu oluşturmuş, sevgililer ikinci fasıl buselerine başlamışlardı. Plajın sonundan Sarıçay’a uzanan yolun henüz başında gök mavisi apartman şehir gerçeğini plajdan ayrılanlara hatırlatarak cüssesini ortaya koymaktaydı. Apartmanın önünde ki yarım insan boyu duvarı aşan limon çamı ve ayva ağacı kaldırımdan bir müddet yürümeyi engeller durumdaydı. Üçüncü katta oturan ailenin köpeği Linda adeta sokağın maskotu olmuştu. Küçücük boyu, kızıla çalan kahverengi görünümüyle evin balkonundan sürekli havlayarak sokaktan gelip geçene bulaşır, seyrek salıverildiği sokakta ise de yine bu havlamalarını sürdürerek oyun zannıyla yine gelip geçene bulaşmaktan geri durmazdı.
Parke taş döşeli sokağın halk tarafından gece gündüz sürekli kullanılıyor olması da Linda tarafından bitmek bilmez bir oyun olarak algılanırdı. İşte tam da bu vakit, Linda yine evin balkon demirlerinden ufak uzun kafasını geçirmiş sokağa bakarken bir motosikletli sokağın başında belirdi. Genç bir çocuk ve ardında oturan bir de genç kız. İkisi de kask takmamışlardı ve gayet yavaş ilerliyorlardı motosiklet ile. Tam da Linda’nın istediği oyun biçimi meydana gelmişti. Boş sokakta gecenin bir vakti, Linda geçmekte olan motora havlayacak ve motorun arkasında ki dişi korkarak bağıracaktı. Linda için büyük eğlence gecenin sessizliğinde bağırtıların yükselmesi demekti.
Apartmanın önünden geçerlerken Linda bir anda olanca gücüyle havlamaya başladı. Sessiz gecenin içinde Linda’nın sesi akustiği de kullanarak büyük bir desibele ulaşıyordu. Apartmanların gömme balkonları sokakta tuhaf bir akustik oluşturuyor ve balkonlarda oturanların sohbetleri berrak bir ses ile sokağa karışarak tüm sokak sakinlerinin mahremiyetini ortaya döküyordu. Linda’nın sesi bu etki ile motoru kullanmakta gencin kulaklarına ulaştığında büyük paniğe sebep olmuştu. Saldırının nereden geldiğini anlamaya çalışan genç bir anda dengesini yitirdi ve motoru ile birlikte gürültüler arasında parke taşların üzerine devrildi. Devrilmenin asıl etkili darbesi genç kıza olmuştu, ne olduğunu bile anlayamadan, duyduğu havlama sonrası kendisini devrilmekte olan motorun üzerinden uçarken bulmuştu ve kask olmayan başını kaldırıma çarparak oracıkta kalmıştı.
Siyah motorunu yerden kaldırmakla meşgul olan genç bir taraftan da kıza bakıyordu. Sokağa henüz giren ikisi kadın üç kişi durumu görmüşlerdi ve koşarak oraya geliyorlardı. Linda şaşkınlık içerisinde susmuş, küçük kafasını balkon demirlerinden içeriye sokmuş vaziyetteydi. Oynadığı oyunlar hiç böyle bitmemişti. Bu kez korkan kendisi olmuştu motorun düşerken çıkardığı ses ile. Kadınlar ve adam genç kızın yanına geldiklerinde asıl panik başladı. Esmer saçları kana bulanmış genç kız, gözleri açık bir vaziyette hareketsiz yatıyordu. Kaldırıma çarptığı başından akan kan kaldırım ile parke taş döşeli yolun birleşiminde bulunan suyolundan akmaya başlamıştı. Sokak sakinleri birer birer evlerinin balkonlarına çıkmışlar, kimileri de koşarak yardıma gelmek için apartmanlarının kapılarına yönelmişlerdi. Kask takmayan genç kız için yapılacak hiçbir şey yoktu artık…
Linda ve yaşadığı evin halkı şaşkın, çaresiz ve korku ile olanı biteni görmüşlerdi ama…
YAZARLAR
Yayınlanma: 08 Temmuz 2019 - 12:50
Oyun
Temmuz ayının sıcak hatta eskilerin deyimi ile pastırma sıcağı günü bitmiş ve gece hükmü devralmıştı
YAZARLAR
08 Temmuz 2019 - 12:50
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir