Özgür Demirci yazdı... Çanakkale'de Yabancıya Satış - Yol Haritası

Geçen hafta yabancılara satışın mantığı üzerine durmuştuk, bu hafta ise yol haritasına bakalım istiyorum. Çünkü Çanakkale’de yabancıya satış ya kolektif bir sürecin sonucu açılacak ve şehrimiz bundan maksimum faydayı sağlayacak ya da hazırlıksız yakalanacağız ve düşünülenin çok azıyla yetinmek zorunda kalacağız. Tabi son bir olasılık da organizasyonsuzluk sebebiyle durumda bir değişiklik olmayacağı yönünde.
Bu konuda en büyük sıkıntı aslında organizasyon yeteneğimizin olmamasından kaynaklanıyor. Çünkü toplum olarak anlayışımız “BİAT” noktasında olduğundan en iyi fikirler bile bir aşamada çözümsüzlük ile karşı karşıya kalıyor. Benim gördüğüm bu konu ile ilgili müteahhitler 3’e ayrılıyor. Bir sonuca ulaşmak için iyi niyetli bir şekilde koşturup sonuca ulaşamayanlar, bir şey yapılacaksa benim dediğim şekilde ve benim yöntemimle yapılmalıdır diyenler ve bir de bizim partiden biri bir şeyler yapsa da ben de alkışlasam diye duruş sergileyen müteahhitler.
Açıkçası bu olayın kimin partisince veya kimin önderliğinde yapılmasın çok daha önemli bir noktada bulunduğunu düşünüyorum. Sonuçta bu açılımdan şehrimiz ya fayda sağlayacak ya da sağlamayacak. Bu sebeple şu son yıllarda ortaya çıkan saçma sapan ülkeyi, şehirleri, mahalleleri ve insanları kutuplara ayırma hastalığından kurtulupberaberce hareket edebilmeyi becerebilmemiz gerekiyor.
Ortak payda Çanakkale ise ve Çanakkale bu ülkenin mihenk taşlarından biri ise, bu toprakların altında yatan yüzbinlerin dinini, dilini, ırkını ve vatan sevgisini sorgulamıyorsak eğer, bu konuda da tüm bunları bir kenara bırakıp Çanakkale referansında birleşmemiz gerekiyor.
Yabancıya satışın gerçekleşebilmesi için tek yolumuz aslında birlikte hareket edebilmek ve bu konuda sadece müteahhitler ne yazık ki yetersiz kalacaktır. Çünkü geçen hafta yazdığım üzere yabancıya satış demir, çimento ve beton yığınlarını satmanın çok ötesinde tüm artılarıyla beraber o şehrin kültürünü de pazarlayabilmekten geçiyor.
Bunun için müteahhitlerin tüm egolarını, partilerini ve ben her şeyi bilirim noktasındaki duruşlarını bir kenara bırakarak bir araya gelmesi ve ortak hareket etmesi gerekiyor. Bunu yaparken de şehirdeki tüm siyasi parti temsilcilerine durumun çok net bir şekilde anlatılarak, şehrin menfaatinin ön plana koyulması gibi bir durum ortaya çıkıyor. Bu belki de ilk adım ama bununla bitmiyor. Çünkü farklı konularda desteklere de ihtiyaç var; turizmciler, akademisyenler, gazeteciler ve gayrimenkul firma temsilcileri gibi farklı kollardan kişilerin bir araya getirilerek bir lobi yaratılması gibi bir gerçeklik var.
Yabancıların beklentilerinin, burada neden bir gayrimenkul almalarının gerekliliğinin, şehrin onların hayatına ne katabileceğinin ve onların bu şehre neler katabileceğinin çok iyi irdelenmesi ve bunların yeni projelerle desteklenmesi gerekiyor. Yabancıya satış açıldığında Barbaros’ta 2+1 giriş daire veya Tekzen’de 3-5 tane 1+1 satmaktan bahsetmiyorum, çok daha farklı projeler ve çok farklı fiyatlar ile toplu alımlardan, onların beklentisini karşılayacak şu an ortada olmayan yepyeni gayrimenkullerden bahsediyorum. Kısacası tam tekmil bir planlamadan bahsediyorum. İstanbul’da defalarca yabancılara gayrimenkul satmış biri olarak şunu çok net görebiliyorum ki şu an itibari ile yabancıya hitap eden gayrimenkul sayısı Çanakkale’de o kadar sınırlı ki hani toplasanız 5 proje ya var ya yok. Gerisi iç piyasaya hitap eden projeler; o projeler de “İstanbullular gelip alıyor bunları” avuntusundan daha fazlasını vaat etmiyor. Hatta çoğunu İstanbul’dan bile gelenler almıyor çünkü o bahsedilen projelerin çoğunun tam olarak kimi hedeflediği bile muğlak.
Velhasıl Çanakkale’de yabancıya satış açılmalı mı? Eğer bu şehri ileriye götürebilecek organizasyonu ve projeleri yapabileceksek açılmalı. Eğer bunu beceremeyeceksek o zaman çok da uğraşmaya gerek yok çünkü öyle ya da böyle bir noktada yabancıya satış açılacak. Açıldığı vakit eğer hazır olamazsak bu işten 2-3 müteahhit vizyonları olduğu için, talebi okuyabildikleri için, hazırlıklarını ona göre yaptıkları için ciddi fayda sağlayacak. Diğerleri ise boş boş mevzuya bakar halde günlerini geçirmeye devam edecek; tabi ağızlarından o muhteşem söz eksik olmayacak “MÜŞTERİN VARSA GETİR”
Bu Şehri ve Bu İşi Çok Seviyoruz…