Bu hafta rotamızı Elazığ’a çeviriyoruz. Pandemi dolayısıyla seyahatlerimize ne kadar ara versek de memleketimizin her köşesini, bende kendi köşemde sizlerle paylaşmak istedim. Buyurun Elazığ’ı gezmeye başlayalım.
Doğu Anadolu Bölgesi'nin Yukarı Fırat Bölümü'nde yer almaktadır. Bölgenin en gelişmiş illerinden biri olarak kabul edilir. Elâzığ ili, MÖ 3000'li yıllarda kurulduğu sanılan, Harput kentinin ovadaki devamıdır. Bu nedenle yıllarca Harput denmiştir. Büyük Selçuklu İmparatorluğu'nun hâkimiyetinin Anadolu'ya kayması ile Harput'un Türk yurdu olmasında en önemli savaşın Malazgirt Meydan Muharebesi olduğunda şüphe yoktur. Nitekim Harput ve çevresi, Malazgirt Muharebesi'nden sonra Türklerin eline geçmiş olup, yörede Büyük Selçuklu İmparatorluğu'na bağlı olarak Çubukoğulları Beyliği kurulmuştur (1085). Harput'un Türkler tarafından alınmasına kadar sadece müstahkem bir kale hüviyetinde kalan bu yer, Türklerle beraber büyüyen bir şehir hâline gelmiştir. Çubukoğulları Beyliği'nin ömrü uzun sürmemiş ve ardından 1110 yılında Artukoğulları dönemi başladı. Bir müddet sonra Harput Artukluları diye bilinen bağımsız bir beylik kuruldu. Harput, 1230 yılında Moğolların eline geçmiş, 1234 yılından itibaren de Anadolu Selçuklu İmparatorluğu'nun hâkimiyeti altına girdi. 1507 yılında Safevîlerin eline geçen Harput, 1516 yılında ise Çaldıran Savaşı ile Osmanlı hakimiyetine girmiştir. Mezra denilen bugünkü yerleşim yerine 1834'te taşınan Elâzığ'a 1862 yılında Sultan Abdülaziz'in tahta çıkışının beşinci yılında Kütahyalı Ahmet İzzet Paşa devrinde buraya tayin edilen Vali İsmail Paşa'nın teklifi ile Ma‘mûretü'l-Azîz Vilâyeti ismi verilmiştir. Fakat telaffuzu güç olduğundan halk arasında kısaca El-Azîz olarak söylenegelmiştir. Zaman içinde bölgeye eyalet merkezliği yapan şehre 1937 yılında Atatürk tarafından tahıl ambarı, bolluk ve bereket anlamına gelen El-Azık adı verilmiş olup, zamanla Türkçe ses uyumuna uygunluğu ve söyleniş kolaylığı nedeniyle Elâzığ olarak kullanılır olmuştur. Geçmişte karasal iklimin hüküm sürdüğü Elâzığ, yapılan ve yapılmakta olan barajların etkisi ile ılıman bir iklime geçiş yapmıştır. Bu sürecin sonucunda özellikle önceleri çok soğuk ve yoğun kar yağışlı geçen kışlar nispeten daha ılıman geçmektedir. Elâzığ, toprağı verimli bir ovaya kurulmuştur. Elâzığ'ın dağlarında Karadeniz'deki gibi geniş ağaçlıklar yoktur. Bunun nedeni, Elâzığ'ın karasal iklimi yaşamasıdır. Elâzığ belirtildiği gibi ılıman bir iklime geçiş yapmıştır. Normalde Doğu Anadolu Bölgesi'nde yazlar çok sıcak, kışlar ise çok soğuk geçer. Son 10 yılda sert iklimin yumuşaması ve kar yağışında azalmasının nedeni barajlardır. Ekonomi
Ekonomisi sanayi, tarım ve ticarete dayanır. Keban Barajı'nın yapılmasından sonra tarıma elverişli toprakların bir kısmı su altında kaldığından, tarım alanlarının azalması paralelinde sanayi canlanmıştır. Gayrisafi gelirinin %30’u sanayi, %10’u ticaret ve %25’i tarım sektöründen elde edilir. Toprak altı ve üstü çok zengindir.
Tarım: Ovaları az fakat çok verimlidir. Bol suları bulunan büyük akarsuların suladığı bu ovalarda buğday, arpa, pirinç, şekerpancarı, tütün, fasulye, nohut, mercimek, fiğ, burçak, soğan, sarımsak, pamuk, üzüm, elma, armut, kayısı, ceviz, badem ve dut yetişir. Yetiştirilen ürünler arasında lahana, kavun ve çilek önemli gelir kaynağı hâline gelmiştir.
Madencilik: Elâzığ madenciliğin tarımla yarıştığı ve hatta tarımı geçtiği bir yerdir. Toprakları madenle doludur. Bakır, krom, simli kurşun ve betonit başlıcalarıdır. Ergani Bakır İşletmesi’nde blister bakır, sülfürik asit ve prit tüvenan cevher istihsal edilir. Diğer maden işletmeleri; Guleman Krom İşletmesi, Ferro Krom Tesisleri ve Elâzığ Betonit Fabrikasıdır. Alacakaya ve Arıcak ilçelerinde çıkarılan mermer dünyaca meşhurdur. Kendine has özelliği bulunan Elâzığ mermerini işlemek üzere son senelerde birçok mermer işleme fabrikası kurulmuştur.
Sanayi: Elâzığ’ın maden bakımından zengin ve Türkiye’nin en büyük hidroelektrik santrallerinden birinin bu ilde oluşu ile sanayi gelişmiştir. İrili ufaklı 1.200 sanayi iş kolu vardır. Elâzığ sanayi alanında Doğu Anadolu Bölgesi'nde önemli bir yere sahiptir. Özellikle Organize Sanayi Bölgesi'nin kurulması ile fabrika sayısı hızla artmıştır. 49 fabrikalık sanayi bölgesinde 20 fabrika inşaatı tamamlanarak üretime geçmiştir. Diğerlerinin inşaatı devam etmektedir. Un, deri, şeker, çimento, pamukyağı, pamuk ipliği, kiremit, yün, süt, yem, azot, süper fosfat, kireç, plastik boru, tüpgaz imalatı ve dolum, kâğıt, tekstil, meşrubat, matbaacılık, mermer, ayçiçeği yağı, ayakkabı, mobilya, sabun, tıbbi malzeme fabrikaları başlıca büyük sanayi kuruluşlardır. Gezilecek Yerleri
Harput Kalesi
Harput Buzluk Mağarası
Hazar Gölü Plajı
Elazığ Kapalı Çarşı
Karakoçan Golan Kaplıcaları
Hazarbaba Kayak Merkezi Mutfak
Harput Çorba
Lobik Çorbası
Gömbe
Sırın
Harput Köftesi
Kibe Dolması
Küncülü Köfte
Patile
Balakgazi Böreği
İşgene Işkene
Orcik (Cevizli Sucuk)
Bastık
Dolanger Tatlısı
Çedene Kahvesi
Doğu Anadolu Bölgesi'nin Yukarı Fırat Bölümü'nde yer almaktadır. Bölgenin en gelişmiş illerinden biri olarak kabul edilir. Elâzığ ili, MÖ 3000'li yıllarda kurulduğu sanılan, Harput kentinin ovadaki devamıdır. Bu nedenle yıllarca Harput denmiştir. Büyük Selçuklu İmparatorluğu'nun hâkimiyetinin Anadolu'ya kayması ile Harput'un Türk yurdu olmasında en önemli savaşın Malazgirt Meydan Muharebesi olduğunda şüphe yoktur. Nitekim Harput ve çevresi, Malazgirt Muharebesi'nden sonra Türklerin eline geçmiş olup, yörede Büyük Selçuklu İmparatorluğu'na bağlı olarak Çubukoğulları Beyliği kurulmuştur (1085). Harput'un Türkler tarafından alınmasına kadar sadece müstahkem bir kale hüviyetinde kalan bu yer, Türklerle beraber büyüyen bir şehir hâline gelmiştir. Çubukoğulları Beyliği'nin ömrü uzun sürmemiş ve ardından 1110 yılında Artukoğulları dönemi başladı. Bir müddet sonra Harput Artukluları diye bilinen bağımsız bir beylik kuruldu. Harput, 1230 yılında Moğolların eline geçmiş, 1234 yılından itibaren de Anadolu Selçuklu İmparatorluğu'nun hâkimiyeti altına girdi. 1507 yılında Safevîlerin eline geçen Harput, 1516 yılında ise Çaldıran Savaşı ile Osmanlı hakimiyetine girmiştir. Mezra denilen bugünkü yerleşim yerine 1834'te taşınan Elâzığ'a 1862 yılında Sultan Abdülaziz'in tahta çıkışının beşinci yılında Kütahyalı Ahmet İzzet Paşa devrinde buraya tayin edilen Vali İsmail Paşa'nın teklifi ile Ma‘mûretü'l-Azîz Vilâyeti ismi verilmiştir. Fakat telaffuzu güç olduğundan halk arasında kısaca El-Azîz olarak söylenegelmiştir. Zaman içinde bölgeye eyalet merkezliği yapan şehre 1937 yılında Atatürk tarafından tahıl ambarı, bolluk ve bereket anlamına gelen El-Azık adı verilmiş olup, zamanla Türkçe ses uyumuna uygunluğu ve söyleniş kolaylığı nedeniyle Elâzığ olarak kullanılır olmuştur. Geçmişte karasal iklimin hüküm sürdüğü Elâzığ, yapılan ve yapılmakta olan barajların etkisi ile ılıman bir iklime geçiş yapmıştır. Bu sürecin sonucunda özellikle önceleri çok soğuk ve yoğun kar yağışlı geçen kışlar nispeten daha ılıman geçmektedir. Elâzığ, toprağı verimli bir ovaya kurulmuştur. Elâzığ'ın dağlarında Karadeniz'deki gibi geniş ağaçlıklar yoktur. Bunun nedeni, Elâzığ'ın karasal iklimi yaşamasıdır. Elâzığ belirtildiği gibi ılıman bir iklime geçiş yapmıştır. Normalde Doğu Anadolu Bölgesi'nde yazlar çok sıcak, kışlar ise çok soğuk geçer. Son 10 yılda sert iklimin yumuşaması ve kar yağışında azalmasının nedeni barajlardır. Ekonomi
Ekonomisi sanayi, tarım ve ticarete dayanır. Keban Barajı'nın yapılmasından sonra tarıma elverişli toprakların bir kısmı su altında kaldığından, tarım alanlarının azalması paralelinde sanayi canlanmıştır. Gayrisafi gelirinin %30’u sanayi, %10’u ticaret ve %25’i tarım sektöründen elde edilir. Toprak altı ve üstü çok zengindir.
Tarım: Ovaları az fakat çok verimlidir. Bol suları bulunan büyük akarsuların suladığı bu ovalarda buğday, arpa, pirinç, şekerpancarı, tütün, fasulye, nohut, mercimek, fiğ, burçak, soğan, sarımsak, pamuk, üzüm, elma, armut, kayısı, ceviz, badem ve dut yetişir. Yetiştirilen ürünler arasında lahana, kavun ve çilek önemli gelir kaynağı hâline gelmiştir.
Madencilik: Elâzığ madenciliğin tarımla yarıştığı ve hatta tarımı geçtiği bir yerdir. Toprakları madenle doludur. Bakır, krom, simli kurşun ve betonit başlıcalarıdır. Ergani Bakır İşletmesi’nde blister bakır, sülfürik asit ve prit tüvenan cevher istihsal edilir. Diğer maden işletmeleri; Guleman Krom İşletmesi, Ferro Krom Tesisleri ve Elâzığ Betonit Fabrikasıdır. Alacakaya ve Arıcak ilçelerinde çıkarılan mermer dünyaca meşhurdur. Kendine has özelliği bulunan Elâzığ mermerini işlemek üzere son senelerde birçok mermer işleme fabrikası kurulmuştur.
Sanayi: Elâzığ’ın maden bakımından zengin ve Türkiye’nin en büyük hidroelektrik santrallerinden birinin bu ilde oluşu ile sanayi gelişmiştir. İrili ufaklı 1.200 sanayi iş kolu vardır. Elâzığ sanayi alanında Doğu Anadolu Bölgesi'nde önemli bir yere sahiptir. Özellikle Organize Sanayi Bölgesi'nin kurulması ile fabrika sayısı hızla artmıştır. 49 fabrikalık sanayi bölgesinde 20 fabrika inşaatı tamamlanarak üretime geçmiştir. Diğerlerinin inşaatı devam etmektedir. Un, deri, şeker, çimento, pamukyağı, pamuk ipliği, kiremit, yün, süt, yem, azot, süper fosfat, kireç, plastik boru, tüpgaz imalatı ve dolum, kâğıt, tekstil, meşrubat, matbaacılık, mermer, ayçiçeği yağı, ayakkabı, mobilya, sabun, tıbbi malzeme fabrikaları başlıca büyük sanayi kuruluşlardır. Gezilecek Yerleri
Harput Kalesi
Harput Buzluk Mağarası
Hazar Gölü Plajı
Elazığ Kapalı Çarşı
Karakoçan Golan Kaplıcaları
Hazarbaba Kayak Merkezi Mutfak
Harput Çorba
Lobik Çorbası
Gömbe
Sırın
Harput Köftesi
Kibe Dolması
Küncülü Köfte
Patile
Balakgazi Böreği
İşgene Işkene
Orcik (Cevizli Sucuk)
Bastık
Dolanger Tatlısı
Çedene Kahvesi