Portföy bulmak

Gayrimenkul sektöründe sektöre yeni girmiş danışmanlar açısından en sıkıntılı süreç portföy bulmaktır. Yeni danışmanlar açısından diyorum ancak sektördeki bir çok oyuncu için bu hep bir problem olmuştur çünkü daha ilk günden itibaren portföy bulmanın zorluğu kendilerine sürekli dikte edildiğinden öğrenilmiş çaresizlik haline gelen bir ruh hali ile karşı karşıya kalırlar ve masalarında otururken önlerine portföy düşmesini ya da tanıdık, eş, dost, çevre cenahından portföy yağdırılmasını beklemeye başlarlar. Böyle bir şey de olmadığından veya olmayacağından da bir süre sonra “portföy yok” yakınmaları duyulmaya başlanır. Peki gerçekten portföy mü yoktur yoksa portföy bulmak için bir şey yapmaya niyet mi yoktur? Cevap kesinlikle ikinci şıktır. Danışmanın niyeti yoksa portföy yoktur ve hiçbir zaman da olmayacaktır ancak sorsanız portföy için çok çalışıyordur da bir çoğu aslında sadece ofislerinde çay, kahve eşliğinde oturuyordur ve hatta bazıları ofise gelmeden evlerinde oturmaktan başka bir iş yapmıyordur. Bir anlamda meslekleri vardır ama gerçekte meslek sahibi işsizler girdabında bu gerçekle yüzleşecekleri günü bekliyorlardır. Ve o gün geldiğinde çok geç olacağın henüz farkında değildirler.

Peki bulan nereden buluyor bu portföyleri, satan nasıl satıyor, kazanan nasıl kazanıyor? Bunun tek cevabı vardır ki o cevap genellikle görmezden gelinir, şansa bağlanır, kader denir, kısmet denir de “çalışıyor da buluyor” denilemez bir türlü. Kural basittir çalışırsan portföy bulursun, çalışmaz da çalışır gibi yaparsan ne portföy bulursun ne müşteri bulursun. Günü geldiğinde ise sessiz sedasız sektörden kopar gidersin. Kopmak istemiyorsan, kazanmak istiyorsan, finansal özgürlüğünü elde etmek istiyorsan ve en önemlisi başarılı gayrimenkul danışmanlarının arasına girmek istiyorsan tek seçenek çalışmaktır. Diğer bir yazımda ele aldığım gibi çalışır gibi yapmak değil de gerçekten çalışmaktır.

Bir danışman sektöre yeni girdiği andan itibaren bir network kurma telaşına düşmediyse, günlük rutin portföy aramalarını yapmaya başlamadıysa ve yine günlük rutin bölge çalışmalarının önemini kavramadıysa o zaman geriye tek seçenek kalıyor; o da bir mucizenin gerçekleşerek burada yazdıklarımı boşa çıkarmasıdır. 20 yıldır sektördeyim ve henüz öyle bir mucizeye kendi adıma şahit olmadım ama adı üstünde mucize, bakarsınız birilerine vurur günün birinde veya belki de vurmuştur da benim haberim yoktur bilemiyorum. Ancak şunu biliyorum ki başarılı olarak gördüğüm tüm danışmanların çok ciddi bir emek harcadığı, herkesin yattığı zamanlarda deli gibi koşturduğu, herkesin umutsuzluğa kapıldığı anlarda bir umut diyerek kendini sokaklara attığı ve birilerine dokunmak için uğraştığı, hepsinden önemlisi ise belki de binlerce kere reddedildiği gerçeğidir. Hiç bir olumsuzlukta pes etmeden devam edecek gücü kendisinde bulup reddedilmeye devam ettiğindendir ki o reddedilişlerden bir şeyler öğrenip sektördeki başarı rotasını bulabilmiştir zaten. Peki kaç danışmanın bu gücü veya azmi var sektörde başarılı olmak için?

Gayrimenkul satmak kolaydır da zaten zor olan doğru gayrimenkulü bulabilmektir. Doğru gayrimenkulü bulabilmek için ise çok çalışmak gerekir, konfor alanından çıkmak ve reddedilmeye alışmak gerekir, vakit ve para harcamak gerekir, öğrenmek gerekir, öğrenmek için merak gerekir, hata yapmak ve başarısız olmak gerekir, yapılan hatalardan ders almak gerekir ama en önemlisi danışmana bir hedef gerekir. Çünkü hedefi olmayanın ne gideceği bir yeri, ne kat edeceği bir yolu, ne de yapacağı bir işi vardır. Olsa olsa vakit geçirdiği ve nereye gittiğinin belli olmadığı, hayaller kurarken gerçekleri heba ettiği haftaları, ayları ve belki de yılları vardır sadece. Onlar da günün birinde bitecektir zaten.

Bunca başarılı ve takdir edilecek, takip edilecek danışmanın olduğu bir sektörde başarısızlığa bahane bulmaya devam etmek, başarıya ulaşmak istemiyorum demenin bir diğer yoludur bence. Başarıya ulaşmak isteyen bir danışman için ise ilk iş bir hedef belirlemek ve o hedefe ulaşabilmek için her şeye sıfırdan başlama kararlılığını gösterebilmektir. Sıfırdan başlamak diyorum çünkü bugüne kadar yapılanların fayda etmediği bir ortamda geriye tek seçenek kalıyor ki o da bugüne kadar yapmadıklarını yapmak, yani her şeye sıfırdan başlayarak tüm zorluklar ile yüzleşme kararlılığını gösterebilmek. Zor bir şey mi söylediğim? Başarılı olmak istemeyen için çok zor olduğunu kabul ediyorum, bununla birlikte başarılı olmak için ise yepyeni ve tertemiz bir başlangıç diye düşünüyorum…