Arşta ve arzda bayramın olduğu gündür bu gece. Üveysler için çok özeldir. Ramazanın 17. gecesi, üveyslerin ehlibeyt için iftar verdiği gündür. Yıl 2009, İzmir Fatih Camii’nde, Muharrem öğretmenimizin de içinde bulunduğu 21 üveysin iftar yapacağı bir saatte, İmam Hüseyin ve devrin gavsının ete kemiğe bürünüp geldiği gün, Ramazan ayının 17. gecesine denk gelir. O gece sofrada kuru fasulye-pilav olduğu için, bu menü üveyslerle adeta bütünleşmiştir. Her üveys Ramazanın 17. gecesi düzenlenen iftar yemeğine katılır. Yemeğe katılamayan üveysler ise evinde kuru fasulye-pilav pişirerek komşularına ikram eder. Bizler de Çanakkale üveysleri olarak önümüzdeki pazartesi günü için (18 Nisan) Ehl-i Beyt adına iftar yemeği düzenliyoruz ve sizleri de davet ediyoruz. Üveyslerle buluşmak, tanışmak isteyen siz sevgili okurlar, buyurun gelin lütfen. Adres bilgileri için bana gazetemizden ulaşabilirsiniz.
Bu güzel gecede üveysler kardeşliği yaşar. Marifetin 3. kapısı olan “Biz ol” düsturunun tadına varır. Tek ses, tek nefes, tek yürek olur her üveys. Kardeşlik duygusu her birini sımsıkı sarar. Sevgi bağları ile kenetlenir her üveys. Marifetin tadına varır. Rabbini çok seven üveysler, Şanlı Resulü ve Ehl-i Beyt için bir şeyler yapmanın zevkini yaşar. Allah sohbeti yapılır bu kutlu gecede. Her üveys marifet yolculuğunda yaşadıklarını kardeşleriyle paylaşır. Sevgi tohumları saçılır gönüllere, Rabbimizin hediyesi olan bu sevgi arttıkça artar içimizde. Samimiyet, kardeşlik, huzur, mutluluk.. tüm güzel duygular cem edilir. Ruhlar şenlenir, huzur kaplar içimizi.
Şanlı Resulümüzün “reyhanım” dediği İmam Hüseyin ve devrin gavsının, o güzel gecede üveyslerin sofrasına teşrif etmesini akıllar almıyor değil mi sevgili okurlar? Marifeti bilmeyen, hakikati duymayanlar için bu kadar da olmaz dedirten kelamlar bunlar. Akıl almaz, akıl yerinden oynar ve pes eder. Üveyslerin sofrasına teşrif eden İmam Hüseyin, içilen suya okuyor ve suları tatlandırıyor o güzel gecede. Suyu içen her üveys farklı tat alıyor. Önce ne olduğunu idrak edemiyorlar. Aradan geçen 9 ay sonra Muharrem öğretmenimiz Ladikli Ahmet Ağa’nın hayatının anlatıldığı bir kitaptan öğreniyor ki; Kevser Havuzunun sakisi (sunanı) İmam Hüseyin’dir. Tatlanan bu suyun, Kevser suyu olduğu anlaşılıyor ve o gün bu gündür birçok üveys İmam Hüseyin’in öğretisiyle Kevser sunanlardan oluyor. Kevser suyu cennet suyudur. İçenlere şifadır. Zemzem suyundan daha eftaldir. Yeryüzünde bulunan en kıymetli sudur. Üveyslere Rabbimizin verdiği çok büyük bir lütuftur. Akıllar almıyor yine değil mi? Bizler de sizin gibi düşünmüştük zikre yeni başladığımızda. Marifette Rabbimize yol aldıkça tamam şimdi anladım, veren Allah’ın şanı ne yüce demeye başladık.
Sevgili okurlar, yazılanlar size akıl ötesi gelebilir. Anlamakta, inanmakta güçlük çekebilirsiniz. Hatta hadi oradan deyip bir kenara koyabilirsiniz. Anlayışla karşılarız. Ancak veren Allah olunca, olmazlar oldurulur. Mucizeler gerçek olur. “Ne kadar da az Allah’a inanıyorsunuz, ne kadar az teslimiyetiniz var” kelamları bizlere çok söylendi. İnkar etmiştik dünde bizde, ancak yaşadıkça gördük ki, hepsi gerçekmiş hamdolsun. Allah, O’nu zikredenlere bahşeylemiş, hediye vermiş birçok lütfunu. Bu mükellef sofraya, sizi iftar yemeğimize bir daha davet etmek isterim. Kevser suyu ikram etmek isteriz, hem de sohbet ederiz inşallah. Buyurun gelin.
Yazılanlar hakkında ayrıntılı bilgi isteyenler için www.veyselkarane.com sitesini ziyaret edebilirsiniz. 15.04.2022
YAZARLAR
Yayınlanma: 15 Nisan 2022 - 10:30
Ramazanın 17. Gecesi
Arşta ve arzda bayramın olduğu gündür bu gece
YAZARLAR
15 Nisan 2022 - 10:30
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir