Saadet Partisi STK ve Halkla İlişkiler Başkanlığı ‘Millet ve Vekili’ Buluşmaları çalışmalarını başlattı. Çalışmalar kapsamında Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şerafettin Kılıç Çanakkale’ye geldi.
Yerel seçimlere aylar kala siyasi partiler bölgesel çalışmalarını hızlandırırken Saadet Partisi Meclis grubu da ‘Millet-Vekili Buluşmaları’ kapsamında 81 ilde vatandaşlar ile bir araya geleceğini duyurmuştu. Buluşmalar kapsamında Çanakkale Saadet Partisi teşkilatı ile çalışma düzenlendikten sonra basın açıklaması gerçekleşti. Açıklamaya Saadet Partisi Antalya Milletvekili Şerafettin Kılıç, Saadet Partisi İl Başkanı Şener Yüzer, Gelecek Partisi İl Başkanı Vahap Özsüer katıldı.
Saadet Partisi Antalya Milletvekili Şerafettin Kılıç gündeme dair açıklamalarda bulundu. Kılıç, “Milli Eğitim, yıllardır dikiş tutturulamayan bir alandır. Halen birçok ilimizde özellikle taşrada eğitim gören çocuklarımız fırsat eşitsizliğine maruz kalmaktadır. Okullarımızın eğitim kalitesi düşürülmüş, vatandaşlarımız devlet okulları dışındaki diğer seçeneklere yönelmek zorunda bırakılmıştır. Devlet okullarımızı tercih edilemez yapan bütün faktörler mutlaka masaya yatırılmalı ve bu problemler ortadan kaldırılmalıdır. Türkiye, mevcut durumundan ivedilikle ve el birliğiyle kurtulmak mecburiyetindedir. Milletimizin Milli Görüş’ün ufkuna, devletin ise Saadet Partisi kadrolarınca yönetilmeye ihtiyacı var” dedi. “Türkiye’nin kötü yönetildiği, kötü yönetim eliyle ekonomisin çökertildiği üstüne de kamu kaynaklarının yandaşlara peşkeş çekildiği bir eko-politik zemini uzun bir süredir yaşadık, yaşıyoruz” diyen Kılıç, “Fikrimize ve partimize olan ihtiyaç, zirve yapmıştır. Bunu milletimize fert fert, anlatmak için sahadayız. Millet ile Vekilinin bir arada olacağı, sorun ile çözümün aynı anda gündeme geleceği Türkiye Buluşmalarımızla illerimizde, ilçelerimizde “Saadet Burada” diyeceğiz” ifadelerini kullandı.
AK Parti ile ittifak yapmayacaklarını ifade eden Kılıç, “AK Parti ile ittifaka neden olumlu bakmadığımıza dair cevaplarımızı anlamamakta ısrar edenlerin artık bu ısrarlardan vazgeçeceklerini umuyoruz. Milletin ekmeğini küçülten, dertlerini büyüten, fakirin-fukaranın külfetini artıran, yandaşına servet aktaran icraatları kendisi için varlık gerekçesi gören bir partinin ne ortağı ne de destekçisi oluruz” dedi. Kılıç devamında ise şu ifadelere yer verdi: “AK Parti bir yandan en çok oy alan parti iken diğer taraftan en çok oy kaybeden parti de oldu. Her türlü kamu gücünü kullanmasına ve vaat etmekte sınır tanımamasına rağmen Erdoğan ilk turda seçilemedi. Diğer taraftan milletimiz Millet İttifakına Meclis çoğunluğunu vermezken, İttifak adayını da Cumhurbaşkanlığı için tercih etmedi. Evet, iktidar değişimini mümkün kılan siyasi parametreler, ekonomik ve sosyal gerekçeler fazlasıyla var olmasına karşın Cumhur İttifakına Meclis çoğunluğunu, Erdoğan ise Cumhurbaşkanlığını teslim etti. Milletimizin kararıdır ve saygıya değerdir. Saadet Partisi olarak biz; birlikte yönetmeye, milletimize önermeye karar verdiğimiz İttifakı ve adayı bir eleştiri cümlesinin öznesi ya da nesnesi yapmaktan hep uzak durduk. Yarına dair tercih ve kararlarımız üzerinden dünkü tercih ve kararlarımızı yok saymak, nedamet malzemesi yapmak bizim penceremizden siyasi ilkesizlik, demokratik densizliktir. Seçim sürecinde ittifak olmanın gereklerini, seçim sonrasında ise birlikte mücadele ettiğimiz partilere ve teşkilatlara yönelik nezaketi eksiksiz icra ettik. Erdoğan ve Partisi ile Cumhur İttifakı şeriklerinin seçim meydanlarında vaat ettikleri ile seçim sonrasında yaşattıkları arasındaki ciddi uçurum ortadadır. Seçim öncesindeki söylem faizlerin düşmesi iken seçimden sonraki eylem faizlerin üç kat yükseltilmesi oldu. Görünen o ki faizleri daha da artıracaklar. Seçim sürecinde Karadeniz’de doğalgaz, Gabar’da petrol bulunmuştu. Seçim sonrasında ise çareyi petrol ürünlerine iki kat zam yapmakta buldular. Seçimden önce kişi başına düşen milli gelir artacaktı, seçimden sonra toplumsal gerginlik arttı. Emekçilerimiz ve emeklilerimiz “maaş ve ücretleri de, refahı ve kalkınmayı da artıracağız” vaatlerinin gerçekleşmesini beklerken, vergi ve harçlara bel büken artış gerçeğini yaşamak zorunda bırakıldı. Emeklinin maaşı değil, borçları ve yoksulluğu arttı. Kamu görevlilerinin maaş ve ücretlerine Merkez Bankasının enflasyon tahmininin dahi altında artış yapılması karara bağlandı. Finlandiya ve İsviçreye had bildirilecek, Birleşik Arap Emirliklerine de 15 Temmuz finansörlüğünün hesabı sorulacaktı. Kürsüde kükreyen aslan, masada süt isteyen ev kedisi formatlı siyasi iki yüzlülüğü devam ediyor iktidarın. Türkiye Yüzyılı diyerek caka satıyorlardı. Yaptıkları hataların, yapmaktan yorulmadıkları yolsuzlukların, ses çıkarmadıkları hırsızlıkların bedelini millete fatura ederek “Türkiye yüzsüzleri” sıfatını kullanmayı hak ediyorlar. AK Parti ile ittifaka neden olumlu bakmadığımıza dair cevaplarımızı anlamamakta ısrar edenlerin artık bu ısrarlardan vazgeçeceklerini umuyoruz. Milletin ekmeğini küçülten, dertlerini büyüten, fakirin-fukaranın külfetini artıran, yandaşına servet aktaran icraatları kendisi için varlık gerekçesi gören bir partinin ne ortağı ne de destekçisi oluruz. Biz, kişilere değil işlere karşıyız. Biz, isimlerin değil fikirlerin muhalifiyiz. Milli görmekten uzak duranların, milli olmaktan vurdukları deme prim vermeyeceğiz. Biz, fikrimizin erdemine, hakkaniyetine, adaletten vazgeçmezliğine olan ihtiyacı ifade etmeyi temel söylemimiz, fikir dünyamızın erdem, ahlak ve maneviyatından uzak durmamayı da temel siyasetimiz olarak deklare ediyoruz.”
HABER MERKEZİ