Hiç düşündünüz mü? Eski uygarlıklarda neden erkek ve kadın ayırt edilmeksizin saçlar hiç kesilmez ve uzatılırdı? Neden kölelerin saçları kazınırdı? Hadi şimdi düşünelim.
Saç, yani insan saçı aslında çok kritik bir organ. Evet evet, organ. Şöyle ki; nasıl kediler bıyıkları ile dengelerini sağlarlar, işte insanlar da saçları ile evrensel iletişim kurarlar. İnsan saçı ne kadar uzun olursa o kadar evrensel iletişimi güçlü olur kişinin. Pagan inancında olan eski uygarlıkların evren ile mesajlaşması, spiritüel yaşam sürmeleri, okültist olmaları aslında evren ile sürekli temas halinde olmalarından ileri gelmekteydi. Yani saçları anten işlevi görmekteydi. Bu yüzden kölelerin saçları kazınırdı. Bu yüzden saçları dökülenler kafalarına hayvan postundan yapılma uzun başlıklar takarlardı.
İnsan saçının anten işlevi görmesinin en önemli sebebi içerisinde barındırdığı altındır. Evet, yanlış duymadınız, altın. En önemli iletkenlerin ikinci sırasında gelen altın insan saçında yüzde 0,00004 oranında bulunur ve siz vücudunuzla ürettiğiniz o altını saçlarınızı keserek yok edersiniz. Önemli bir konu olmasına ve bilinmesine rağmen bir türlü ortaya konmaz bu durum. Oysa ki; Şamanların ve Kızılderililerin en önemli organlarıdır saçlar. Ayinlerinde kullanırlar saçlarını ve evrensel mesajlar ile dünyevi işlerini yaparlar. Onların vakıf olduğu astroloji bilgilerini bu günkü teknolojik aletler ile ancak onaylayabiliyoruz, hiç ileri götürmedik bilgileri, düşünebiliyor musunuz? Bir de düşünün ki; o zamanlar en ufak bir teknolojik alet o uygarlıkların elinde değildi ama bu gün kullandığımız burçların şekillerini Sümerler çizmişlerdi. Gezegenleri, hareketlerini, sıralamalarını biliyorlar, takım yıldızlarını adlandırıyorlardı. Nasıl?
Hepimiz saçlarımızı keserek köleler haline geldik diyebilir miyiz? Ya da şöyle düşünelim; saçlarımızı uzatırsak o günlerde ki gibi anten olarak kullanabilir miyiz? Ya da bir düşünecek olursak; spiritüel yaşam sürenler bu yüzden mi saçlarını uzatırlar, erkek ya da kadın gözetmeksizin?
Günümüzde medyum dediğimiz kişilerin saçları hep uzundur ve bunu sorduğum tüm medyumlardan aldığım cevap aynı olmuştur; “saçlarımı uzatıyorum çünkü onlar benim en önemli duyu organım”. İletişim halinde olmak, evrende ki diğer dostlar ile temasa geçebilmeyi becermek ve bu şekilde hayatı idame ettirmek günümüzde fark yaratıyor ancak eski uygarlıklarda tüm toplum bu şekilde bir hayat sürdüğü için bu durum bir fark olarak ortada bulunmuyordu. Niçin günümüzde Tanrısal güçler yok ama geçmiş uygarlıklarda vardı dersiniz? Devler, ejderhalar, denizden gelenler, uzaydan gelenler, iç dünya canlıları ne oldular da birden ortadan kayboldular ve semavi dinler tarihi hüküm sürmeye başladı? Nereden çıktı bir anda peygamberler? Dinler ve katı kuralları, zaman alan ibadet şekilleri, şartsız koşulsuz inanma zorunluluğu… Nereden çıktı tüm bunlar bir anda? Nereye kayboldu devasa yaratıklar, uçan araçlar, altın madenleri, gitmeler, gelmeler, efsaneler…
Saçlar kısaldıkça ömür de kısaldı, doğal koşullarda en az yüz yıl olan insan ömrü atmış ile seksen arasına sıkıştı kaldı, oysa ki; iki yüz yıl ile üç yüz yıl arasında yaşardı insan bundan ortalama üç bin yıl önce. Nasıl geldik bu noktaya, ne değişti? Saçlarımız kısaldı değil mi? Evrenden uzaklaştık, evrenin yokluğu düşüncesi cazip geldi, dünya hayatına adadık kendimizi, günlük çelişkiler ve çelişkili ilişkiler ile yıprattık kendimizi. İcat ettiğimiz para peşinde koşmaktan evrenin varlığını göremez olduk. Saçlarımızla birlikte geleceğimiz de yok olup gitti.
YAZARLAR
Yayınlanma: 27 Şubat 2020 - 10:36
Saçtaki altın
Hiç düşündünüz mü? Eski uygarlıklarda neden erkek ve kadın ayırt edilmeksizin saçlar hiç kesilmez ve uzatılırdı? Neden kölelerin saçları kazınırdı? Hadi şimdi düşünelim
YAZARLAR
27 Şubat 2020 - 10:36
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir