Kafamız karmakarışık. Ne yapacağımızı nasıl davranacağım konusunda bocalıyoruz. Çünkü insanlık tarihinde hem de 21’inci yüzyılda evlere kapanıp, ‘acaba virüs kapıp ölür müyüm’ diye düşünüyoruz. Hayata ayaklarımızda prangalar ile sarılmış durumdayız. Hareket ettikçe prangalarımız şangırdıyor ve ruhumuz, aklımız, kalbimiz yasalar ve yasaklar tarafından adeta kırbaçlanıyor.
Doğanın en acımasız ve modern görünümlü vahşi yaratığı olan insan dört duvar arasına kapanarak kuzu gibi oldu. Bir zamanlar hayvanları kafeslere kapatıp onlara fıstık atarken, ne kadar güçlü, Ay'a ilk ayak bastığında, Mars'a uydu gönderdiğinde, dünyayı onlarca kez yok edecek nükleer füze yaparken kendini yenilmez sanan insanoğlu kibir ve böbürlenmenin cezasını çekiyor bu günlerde.
Bazı büyük metropol şehirlerin üzerinde akbabalar uçmaya başlarken, az gelişmiş ülkelerin şehirlerinde korona virüsten korunmak için sokakları inek idrarı ile dezenfekte etmeye çalışıyorlar. Gelinen nokta bu kadar içler acısı.
Sevgililer, dostlar, arkadaşlar, akrabalar ayrı ayrı yerlere kapandı. Herkes birbirini özlemekten bile çekinir oldu. Dedikodular bile artık sosyal medya üzerinden yapılıyor. Sokaklar, marketler, çay bahçeleri, kordonlar, sahiller, parklar, doğa da gezmek, dışarıda olmak tehlikeli artık. Evlerden başka çok güvenli yerimiz kalmadı.
EVLERDE 23 NİSAN COŞKUSU
Bundan tam 100 yıl önce 23 Nisan 1920 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı. TBMM’nin açılışını Mustafa Kemal Atatürk bayram olarak ilan ederek çocuklara armağan etti. Bu yıl TBMM’sinin 100’üncü açılış yılı için büyük görkemli kutlamalar yapılması planlanıyordu. Korona virüsü salgını dolayısıyla, çocuklar 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı evlerinde kutladılar. Çocuklar odalarını süsleyerek 23 Nisan şiirleri okuyup sosyal medyadan paylaştı. Aileler balkonlarını Türk bayrakları ve Atatürk posterleriyle süsledi. Akşam saat 21’i gösterdiğinde bütün yurtta balkonlara çıkılarak istiklal marşı okundu. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 100’üncü açılış yılı korona virüsü salgınından dolayı bu yıl, sokağa çıkma yasağı ve karantina altında kutlandı.
RAMAZANIN İLK GÜNÜ
Ramazan ayı geldi çattı. Dün gece sahura kalkıldı ve bugün birçok kişi oruçlu. Kendimi bildim bileli Ramazan ayında olmasını istediğim şeyler bu yıl korona virüsü tedbirleri kapsamında gerçekleşecek. Gece boyunca insanları sahura kaldırmak için çok eski dönemlerden kalma adet olan davul çalınmayacak. Vicdanı rahatsız kişiler tarafından gösterişli iftar yemekleri düzenlenmeyecek. Sokaklar kapatılıp masalar kurularak paketlenmiş soğuk yemekler ile insanlar oruçlarını açmayacak. Herkes hayrını gizli gizli yapsın, gösterişe hiç gerek yok. Bazı siyasetçiler oy kaygısına kapılıp gece yarılarında sahur yemeklerine katılıp fotoğraf çektirerek, ‘bak bak çalışıyor’ desinler diye sosyal medyadan paylaşamayacak. İnanan için her yer ibadethanedir, oruç tutanların her zaman bir lokma yiyecekleri vardır. Olmayanlara da belediyeler yardım ediyor zaten. Ramazan pideleri iki saat önce alınacak.
EVCİL HAYVANLAR SOKAKLARA BIRAKILIYOR
Birkaç gün önce internet sitelerine, bazı kişiler tarafından evlerinde beslediği hayvanların sokaklara bırakıldığı haberleri çıktı. Bunu nasıl yaparlar anlayamıyorum. Eve ve sadece birkaç saat sokaklarda dolaşmaya alışmış köpeklerin sokaklarda dolaştığına şahit oldum. Hayvanın psikolojisinin bozuk olduğu her halinden belli oluyor. O hayvan evde yaşamaya alışmış sokaklara uyum sağlaması çok zor olur artık. Belediye ve bazı hayvan sever kişiler sokak hayvanları aç bırakmıyor ama ev hayatına alışmış olan kedi, köpek gibi evde yaşamaya alışmış hayvanların sokaklara uyum sağlaması oldukça zor. Mesele aç kalmalarından çok mutlulukları da önemli. Yapmayın bunu.
HERKES HER ŞEYİN FARKINDA
Zor günler geçirdiğimiz bu günlerde, bazı belediyelerin vatandaşlara yardım yapmaları engelleniyor. Hesaplar donduruluyor. Ücretsiz ekmek dağıtmalarına izin verilmiyor. İnsanlar artık evlerine kapanmış bütün yaşananları dakika dakika izliyor. Düşünecek çok vakitleri de var. Siyasi çekişmeler istemiyor insanlar. Siyasi yönden, bu günlerde vatandaşların kafasında hangi siyasi görüş olumlu sonuç bıraktıysa o görüş kazanacaktır. Siyasi sataşmaların, yaşanan polemiklerin bir son bulması gerekiyor. Bu günlerde ortamı geren her siyasi görüş gelecekte kaybedecektir. Kutuplaşmalar oluşturulacak bir siyaset yapmanın bu zor günlerde hiç gereği olduğunu sanmıyorum. İnsanlar bazı davranışların cevabını ilk seçimlere verecektir.
Şartlar ve koşullar her ne olursa olsun umut geleceğe atılan bir tohumdur ve bir gün mutlaka yeşerecektir. Fiziksel özgürlüğümüz bu günlerde biraz kısıtlanmış olsa da, düşüncelerimiz pırıl pırıl ve sınırsız özgürdür.
YAZARLAR
Yayınlanma: 24 Nisan 2020 - 11:28
Sadece düşüncelerimiz özgür!..
Kafamız karmakarışık
YAZARLAR
24 Nisan 2020 - 11:28
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir