Türk-Sağlık Sen tarafından bugün Çanakkale Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesi önünde basın açıklaması gerçekleştirildi. Sağlık çalışanlarının yaşadıkları sıkıntıları ve talepleri dile getiren Türk Sağlık Sen Çanakkale Şube Başkanı Turan Çavdar; “Salgının artığı bugünlerde sağlık çalışanları yine fedakarca görevlerinin başındalar ama mutsuz ve umutsuzlar. Kırgın, kızgın ve yorgunlar” dedi.
[video width="854" height="480" mp4="https://www.canakkalekalem.com/wp-content/uploads/2020/09/Kırgın-kızgın-ve-yorgunlar.mp4"][/video]
11 Mart 2020 tarihinden beri Türkiye salgınla mücadele ediyor. Bu mücadele süreci en çok sağlık çalışanlarını yormuş durumda. Sağlık çalışanlarının içinden geçtikleri bu zorlu süreçte sorunları ve talepleri bulunuyor. Sağlık çalışanlarının yaşadıkları sıkıntıları ve taleplerini duyurmak üzere dün saat 12:00’da Türk-Sağlık Sen tarafından Çanakkale Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesi önünde basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamayı yapan Türk Sağlık Sen Çanakkale Şube Başkanı Turan Çavdar şunları söyledi; “Sağlık Bakanlığı bu mücadelenin kurumu olarak bugüne kadar yaptıkları ile hep takdir topladı. Sayın Bakan Bilim Kurulu, günlük açıklamalar ve tedbirler konusunda başarılı bir yönetim performansı ortaya koydu. Hiç şüphesiz ki salgınla mücadelenin kahramanları da sağlık çalışanları oldu. Tüm zorluklara rağmen olağanüstü bir çalışma azmi, kendi hayatlarını hiçe sayarak gösterdikleri fedakarlık, ailelerinden aylarca uzak kalarak yaptıkları hizmetle tarihe geçtiler. Binlerce arkadaşımız virüse yakalandı, hayatını kaybederek şehit olanlar oldu. Bugün bir kez daha şehitlerimize Allah'tan rahmet, hasta olan tüm arkadaşlarımıza da acil şifalar diliyorum. Salgının ortaya çıktığı ilk günden beri süreç çok kritik olduğu için bizde oldukça hassas davrandık. Sağlık hizmetlerinin sıkıntıya girmemesi, sağlık çalışanlarının sağlığının korunması adına uyarılarda ve önerilerde bulunduk. İlerleyen süreçte sağlık çalışanlarının alkışlandıklarını, Milletin ve devletin her kademesinden sağlık çalışanlarına teşekkür edilip, takdir edildiklerini hep beraber gördük. Her ne kadar alkışlar ve teşekkürler güzel ise de asıl meselenin sağlık çalışanlarının sorunlarını bitirmekten geçtiğini belirterek temel meselelere çözüm istedik. Çalışanların emeğinin karşılığını ödeyecek bir değer olmadığını ama alın terlerinin de heba edilmemesini ısrarla dile getirdik. Ne yazık ki 6 aylık bu süreçte 3 ay süren adı tavandan ama kendi yavandan olan bir ek ödeme ile sorunların geçiştirilmesi, bırakın yarınımızı güvence altına almayı, günü kurtarma değil ancak saati kurtarmak adına yapılan bu işle tüm sorunlar çözülmüş gibi bir hava oluşturuldu. Her yanı adaletsizliği nedeniyle dökülen ek ödeme sanki ikinci bir maaş gibi gösterildi. Dünyaya övgüyle bahsettiğimiz filasyon çalışmasında aktif görev alan aile hekimliği çalışanlarına bir kuruş bile ödeme yapılmayarak adeta emekleri yok sayıldı. Diş Hekimlerimiz, ağız diş sağlığı çalışanlarımız mağdur edildi. Halbuki sağlık çalışanlarının beklediği gerçek anlamda ve adaletli bir şekilde ücretlerinde artış yapılmasıydı.”
“Bu çağrımız karşılıksız kalmamalı”
“Biz bu konuda taban aylığa artış yapılması talebimizi gündeme getirmemize rağmen ücretlerde bir iyileştirme olmadı. Buradan bir kez daha yüksek sesle haykırıyoruz. Ek Ödeme değil Tek Ödeme istiyoruz. Onu da maaş zam olarak talep ediyoruz. Ancak böylelikle gerçek anlamda bir iyileştirmeden söz etmek mümkündür. Bunun dışında; 3600 Ek gösterge sözü bir an önce hayata geçmemiştir. Salgın nedeniyle hayatını kaybeden arkadaşlarımızın şehit sayılarak geride bıraktıkları ailelerinin mağdur olmaması talebimiz için adım atılmamıştır. Tüm çalışanlara kadro verilerek kesintisiz süren sağlık hizmetlerinde sözleşmeli, vekil ebe hemşire, kamu dışı sağlık personeli gibi istihdam modellerinin terk edilmesi isteğimize olumlu bir yanıt verilmemiştir. Döner sermaye sisteminin adil bir şekilde düzenlenmesi gibi konularda maalesef gelişme kaydedilmemiştir. Yıprananın kim olduğunu gördüğümüz şu günlerde makul bir yıpranma payı isteğimiz bile görmezden gelinmiştir. Salgının artığı bugünlerde Sağlık çalışanları yine fedakarca görevlerinin başındalar ama mutsuz ve umutsuzlar.
Kırgın, kızgın ve yorgunlar. Fedakarlıklarının karşılığında kendilerine yapılanları görüyorlar. Hakları verilmediği gibi hak etmedikleri bir muameleye ile karşı karşıya kalıyorlar. Çalışanlar kronikleşen sorunlarının çözülmesi yerine yavandan ek ödemenin tekrar gündeme getirilmesi karşısında öfkeliler. Ek ödeme yerine maaşa zam şeklinde tek ödeme bekliyorlar. Dünyanın çeşitli ülkeleri sağlık çalışanlarının bu süreçte ücretlerini arttırırken salgınla mücadelede destan yazan Türk sağlık çalışanlarına yapılanlar reva mıdır? Bizim beklentimiz salgının seyrini arttırarak devam ettiği şu günlerde kahraman sağlık çalışanlarının taleplerinin yerine getirilmesidir. Virüsle mücadele eden kahramanların başka sorunlarla boğuşmaları sona ermelidir.Maaşlara acilen zam yapılmalı, ücretler iyileştirilmelidir. Bu iyileştirme sağlık kurum ve kuruluşlarında görevli tüm çalışanları kapsamalı herhangi bir ayrıma gidilmemelidir. Döner sermaye sorununa sosyal taraflarla görüşülerek makul bir düzeyde çözüm üretilmelidir. Söz verilen 3600 ek gösterge düzenlemesi bir an önce hayata geçmelidir. Süresiz sözleşmelilere, 3+1 süreli sözleşmelilere, vekil ebe hemşireler ile kamu dışı aile sağlığı çalışanlarına kadro verilmeli 4/A dışındaki tüm istihdam modelleri kamuda terk edilmelidir. Salgınla mücadeledeki fedakarlıkları, virüse yakalanan sağlık çalışanlarının sayısı göz önüne alındığında makul bir yıpranma payının hayata geçmesi zorunluluktur. Mevcut yıpranma payı düzenlemesi çalışanlar lehine acilen revize edilmelidir. Salgınla mücadele sürecinde hayatını kaybeden sağlık çalışanları başta olmak üzere görev esnasında hayatını kaybeden tüm sağlık çalışanları yasal olarak şehit kabul edilmelidir. Bu çağrımız karşılıksız kalmamalı, yöneticiler sağlık çalışanları için üzerlerine düşeni yapmalıdırlar.”
Kırgın, kızgın ve yorgunlar. Fedakarlıklarının karşılığında kendilerine yapılanları görüyorlar. Hakları verilmediği gibi hak etmedikleri bir muameleye ile karşı karşıya kalıyorlar. Çalışanlar kronikleşen sorunlarının çözülmesi yerine yavandan ek ödemenin tekrar gündeme getirilmesi karşısında öfkeliler. Ek ödeme yerine maaşa zam şeklinde tek ödeme bekliyorlar. Dünyanın çeşitli ülkeleri sağlık çalışanlarının bu süreçte ücretlerini arttırırken salgınla mücadelede destan yazan Türk sağlık çalışanlarına yapılanlar reva mıdır? Bizim beklentimiz salgının seyrini arttırarak devam ettiği şu günlerde kahraman sağlık çalışanlarının taleplerinin yerine getirilmesidir. Virüsle mücadele eden kahramanların başka sorunlarla boğuşmaları sona ermelidir.Maaşlara acilen zam yapılmalı, ücretler iyileştirilmelidir. Bu iyileştirme sağlık kurum ve kuruluşlarında görevli tüm çalışanları kapsamalı herhangi bir ayrıma gidilmemelidir. Döner sermaye sorununa sosyal taraflarla görüşülerek makul bir düzeyde çözüm üretilmelidir. Söz verilen 3600 ek gösterge düzenlemesi bir an önce hayata geçmelidir. Süresiz sözleşmelilere, 3+1 süreli sözleşmelilere, vekil ebe hemşireler ile kamu dışı aile sağlığı çalışanlarına kadro verilmeli 4/A dışındaki tüm istihdam modelleri kamuda terk edilmelidir. Salgınla mücadeledeki fedakarlıkları, virüse yakalanan sağlık çalışanlarının sayısı göz önüne alındığında makul bir yıpranma payının hayata geçmesi zorunluluktur. Mevcut yıpranma payı düzenlemesi çalışanlar lehine acilen revize edilmelidir. Salgınla mücadele sürecinde hayatını kaybeden sağlık çalışanları başta olmak üzere görev esnasında hayatını kaybeden tüm sağlık çalışanları yasal olarak şehit kabul edilmelidir. Bu çağrımız karşılıksız kalmamalı, yöneticiler sağlık çalışanları için üzerlerine düşeni yapmalıdırlar.”