Nerede doğduk, büyüdük? Son yıllarda tanımadığım, hiç gitmediğim bir yerde yaşıyorum gibi hissediyorum. Eminim, aranızda benim gibi hissedenleriniz vardır. Huzurlu olmayı istemek lüks oldu ve hayatımız pamuk ipliğine bağlanmış gibi. Her an kopabilir ipimiz. Nasıl oldu da bu psikolojiyi yaşar olduk? Oyunlar oynanıyor ve bizler satranç masasındaki piyonlar gibi hep ilk hamleyiz. Geçmişi göz önünde bulundurursak, Cumhuriyet tarihinde yaşanan olayların analizlerini yapabiliriz. Ülke olarak önümüzde örneği olan karmaşalarla ilgili tecrübe sahibiyiz diyebiliriz. Peki aynı hataları yaparak, daha büyük bir karmaşaya neden yol açıyoruz? Uzun yıllardır coğrafyamızda yaşanan depremlerin tarihi çok eski. Her yeni doğal felakette "bu durumu düzelteceğiz." diyoruz. Düzeltmek için köklü değişimlerin ve yapılaşmanın olması gerekmez miydi? Yeterli donanıma, bilgiye, tecrübeye ve bütçeye sahibiz, bunu yapılan yardımlar da destekliyor. Peki yaşam alanlarımızı nasıl güvenli hissettireceksiniz? Tek bildiğim, ihmaller sebebiyle ölmek istemediğimiz.
Peki depremdeki ölümler dikey mimarinin sonucu mu?
Rant kaynaklı yanlış yasalar ve uygulamalar mı? (imar affı gibi)
Bilim ve doğa ile inatlaşmayalım. Sıvılaşma olan zeminde, zemin iyileştirmesi yapılmazsa tek katlı binalar bile yıkılır. Gözlemlediğimiz yıkım, bize önceki depremlerden ve deprem bölgelerinde yaşamak için var olan tüm bilimsel ve teknik bilgilerden ders almadığımızı gösteriyor. Depremler insanları öldürmez, ancak gevşek standartlar, kötü inşa edilmiş, bakımı ve denetimi kötü binalar ve zayıf yönetim öldürür. Bunu kabul edelim ve kimsenin yaşam hakkıyla oynamayalım.
Deprem bölgesindeki ülkelerin depremlerden kaçınma şansı yok. Bu depremler, yıllarca hatta bazen yüzyıllarca ya da binlerce yıl devam ederek biriken baskıların sonucunda oluşuyor. Bu baskıları dindirmek için, büyük bir deprem üretme aşamasına geliyorlar. Dolayısıyla bu depremlere karşı alınabilecek en iyi tutum, depremleri oluşturan güç tipleri üzerine çalışıp, altyapı ve binaları bunlara dayanabilecek şekilde hazırlamak olmalı. Eğitimle de birlikte bu olaylardan önce, bu olaylar sırasında ve bu olayların ardından nasıl davranacağını bilmek, deprem tehdidiyle baş etmek için doğru yöntem olacaktır. Eğitimin, bilimin varlığına güvenmeli ve sürdürülebilir kılmalıyız. Eğitimi ertelemek gelecek nesilde daha büyük yaralar açacaktır. Çünkü eğitimle birlikte bütün sektörlerin geleceği tehlikeye girecektir.
İyi haftalar.
YAZARLAR
Yayınlanma: 06 Mart 2023 - 09:00
SAHNE
Nerede doğduk, büyüdük? Son yıllarda tanımadığım, hiç gitmediğim bir yerde yaşıyorum gibi hissediyorum
YAZARLAR
06 Mart 2023 - 09:00
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir