Aralığın yirmi yedisi. Sabahtan beri kapalı, buğulu bir hava var. Covid yasağı olmadığı günlerde yürüyüş yaptığım, Hamidiye Tabyalarının denize açılan taşlı patikasının yanındaki, otlu araziden sabah hep aynı saatte havalanan bir saka sürüsü görüyordum. Onları düşünüyorum. Kırmızılı başlarını, minicik bedenlerinin seher yelinde nasıl bir yaprak gibi uçuştuklarını...
Saka kuşları, küçüklüğümden beri hep ısırgan otlarına konarlar, yakınıma kadar geldikleri halde ürkmezler, durmadan öterlerdi. Bir de kınalı gerdan kuşları, kar örtülmüş çalı diplerine pek bir yakışırlar nedense. Göğüslerindeki koyu kına rengi, beyaz örtüde daha da belirginleşir çünkü.
Eskiden Osmanlı döneminde, kuş pazarlarında saka kuşları da satılırmış. Şimdiki gibi kafeslere suluk yapılmadığından, ipin ucuna bağlı küçük bir su kabı olurmuş sakaların kafeslerinin önünde. Susuz yapamayan saka kuşları da ipi gagalarıyla yukarı, kendilerine doğru çekip, su içerlermiş. Bu yüzden onlara su taşıyıcı anlamında “saka” denmiş. Bir düşünün: susuz yapamayan, suya düşkün, küçücük kuş; kuyudan çeker gibi ipin ucuna bağlı kabı çekerek su içiyor. Belli ki o neşe dolu, sürekli ötüşü de buna bağlı.
Hangi zorluklarla karşılaşınca, nelere, ne biçim çareler buluruz acaba? Bir yerde okumuştum. “İnsan cehennemde olsaydı, orada yaşamanın, adapte olmanın bir yolunu bulurdu” diye. Soru şu: Bir yolunu mu bulmalı, o yeri değiştirmeye, dönüştürmeye mi çalışmalı? Yoksa terki diyar mı eylemeli? Atılmak da var o harikalar diyarından, Adem ile Havva gibi. Kafka'nın Böceğine dönüşmek de var, ördekler arasında kalıp, çirkin ördek yavrusu denilen kuğu olmak da... Hiç olmadı; bir yerden bir iğne bulup, kuyu kazmaya başlasak nasıl olur? Bakarsınız bir gün gelir kazma işlemi biter de, kocaman bir kuyu açılır. Olur da ömür vefa etmez, o uğurda yitip gidilirse; ömür inanılan şey uğrunda harcanmış olur en azından.
Yılın son günlerinde “kapalı" bir Pazar günü. İnsanlar sokakta seyrek. Günlük ihtiyaçlarındalar. Gökte bulutlar, bir bebek gibi tonton, sevimli. Arada altını ıslatıyor. Asfalt yağmurdan parlamaya başladı. Tenha su birikintilerine evlerin çatıları düşmüş. Yanlışlıkla suya bassak evlerin üstüne basacağız. Yılın son baharının sonunda, altını ıslatan ağlak bulutlar, küçük su birikintileri hazırlıyor sakalara. Öterlerken boğazları kurumasın diye.
Hepinize iyi seneler...
YAZARLAR
Yayınlanma: 02 Ocak 2021 - 09:20
Sakanın adı
Aralığın yirmi yedisi
YAZARLAR
02 Ocak 2021 - 09:20
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir