İlhan İrem'in “sürgün gibi masallarda” diye bir şarkısı vardır. İnsan neden masallarda sürgün hisseder ki diye düşünürdüm. “Yapayalnız bir gülüş olup o gülüşlerden bir ev kur “ metaforunu kendime göre anladığımda ergen yaşta değildim henüz. Kimi zaman hayatta karar alınan kritik zamanlar oluyor ve bu anlar öyle etkili ki meta öyküler (üst anlatı) sizi ‘yarış atı’ yapıp ebeveyn egosuna alet olmuş bir çocuk yapamıyor.
Geçtiğimiz günlerde biri bana sanatın tanımını sordu. Okullarda ezberletilen, insanın duygu ve düşüncelerini renk, ses bilmem ne şekilde... diye başlayan klişe cümle yerine, “sizlere katlanabilmek için girişilen bir evren tasarımıdır” deyince haklı buldular. Sizi bir fanus içine hapsetmek isteyen ataerkil, Nietzsche’nin dediği gibi Apolloncu diskur. Sonrasında da sanatçıyı fildişi kule içinde kalmakla suçlar. Sanat toplum için mi yoksa sanat için mi zırvasının da nereden kaynaklandığını artık biliyoruz.
Ataerkil diskurun ‘sen hukuk oku gene resmini de yaparsın’ gibi tavsiyeleri karşısında direnmek her zaman zor olmuştur.
Şimdilerde yaşanan işkal krizinde sanki başka hiç bir konu kalmamış gibi Vladimir Zelensky’nin komedyen, dublajcı olduğu için devlet yönetimi görevinde itibarsızlaştırılmasına tanık olduk.
Atatürk’ün ne çok methiyeleri vardır sanatçı olma konusunda. Yeri geldiğinde ezberden söylendiği halde bir sanatçı siyasi bir işe giriştiğinde haddini bilmemekle suçlanır. Onun işi bellidir. O, sanatını yapıp başka üstüne vazife olmayan şeylere karışmamalıdır. Ya da belli bir mecraya methiyeler sunmalıdır ki kabul görsün.
Bir çok gerçek ötesi imgelerle boğuşup bir mana ararken masallar içine sürgün edilmek tam da böyle bir şey olsa gerek.
Politik diskur, sanatçı duyarlığından ve toplumu ikna gücünden korktuğu için, onu kendi fanusuna sıkıştırmak istese de “kaleme tedbir” koyamazsınız.
YAZARLAR
Yayınlanma: 12 Mart 2022 - 09:40
Sanatçı olmak
İlhan İrem'in “sürgün gibi masallarda” diye bir şarkısı vardır
YAZARLAR
12 Mart 2022 - 09:40
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir