Çanakkale’de parfümeri ve kozmetik işletmeciliği yapan Evren Öçal, sektörel olarak yaşadığı sorunları Kalem Gazetesine anlattı. Öçal, 7 yıldır aynı sektörde olduğunu ama ilk defa işletmesinin raflarının dolmadığını ifade ederek “Piyasa çok kötü durumda. Nakit dönmüyor, her şey kredi kartı. Giderler öyle arttı ki, ayın sonunda sattığın ürünü sattığın adet kadar alıp yerine koyamıyorsun” şeklinde konuştu.
Kozmetik ve parfümeri sektöründe faaliyet gösteren işletmeci Evren Öçal, sektörde yaşadığı sorunları Kalem Gazetesine anlattı. Her alanda olduğu gibi kendi sektöründe oluşan vahim tablonun da altında “dışa bağımlılık” ve yanlış ekonomik politikalar yattığını söyleyen Öçal, şöyle konuştu:
“KARINLARINI DOYURAMIYORLAR Kİ KİŞİSEL BAKIMI KARŞILASINLAR…”
“İnanılmaz bir hayat pahalılığı var. İnsanların alım gücü ne yazık ki çok düştü. Bugün bizim sektörde mesela, en basitinden bir roll-on 40 lira, 50 lira, 60 lira… Bunlar uygun olan markalar. 2 yıl öncesinde devlet reklam yapıyordu televizyonlarda, ‘Kapalı alanda terk kokma, deodorant sık’ diyorlardı. Şimdi insanlar nasıl alacak bunları? Özellikle gençleri düşünün. Ben buraya ilk geldiğimde sene 2016’ydı, o zamanlar üniversiteliler, kendilerine yatan burslarla bir küçük altın alabiliyorlardı. Şu an aldıkları para karınlarını bile doyurmaya yetmiyor ki… Kişisel bakımı nasıl karşılayacaklar?” “GİDERLERİ ÖDEDİKTEN SONRA YERİNE 10 TANE ÜRÜN KOYAMIYORSUN”
“Şu an bir açık parfüm, alabileceğin en ucuz parfüm 100-150 TL arasında… Daha düne kadar 50 liraydı o parfümler. Şişe dışardan geliyor, esans dışardan geliyor, kutulaması var, kağıt yok, karton pahalı, ambalajı var, genel giderler var ve bunlar sürekli artıyor. Faturalar zaten aldı başını gidiyor. Bunlar da haliyle ürüne yansıtılmak zorunda bir yerde… Esnafın hali gerçekten çok kötü yani. Özellikle küçük esnaf… Genel giderleri ödedikten sonra yerine 10 tane ürün koyamıyorsun artık. Nakit dönmüyor çünkü piyasada, her şey kredi kartıyla ödeniyor. Öyle olunca da herkes tırpanla kesiyor. Bankalar kesiyor, belediyeye vergilerini ödüyorsun, her şeyini ödeyince geriye hiçbir şey kalmıyor. Sattığın ürünü, sattığın adet kadar alıp yerine koyamıyorsun. Bu da insanı yıpratıyor.” “İKİ PARFÜM SATIP KARŞILIĞINDA BİR KİLO KIYMA ALAMIYORSUN”
“Gerçekten çok vahim durumdayız. Saat 1 buçuk, 2 olmuş ama daha dükkanlarımızda siftah yok. Ben 14 yıldan beri bu firmada çalışıyorum, buraya geleli 7 yıl oldu. İlk defa böyle raflarımın boş olduğunu görüyorum. Tedarik zincirinde sıkıntı var. Her şeyde dışa bağımlı odluğumuz için ithal eden firmalar da ellerinde stokları yetiştiremiyorlar. 3-5 gün olan kargo süreci 10-15 güne çıktı. Müşteriye de bir karşılık veremiyorum böyle olunca. Zaten alım gücü ortada… Herkesi bağlamışlar asgari ücrete, insanların buna ayıracak bütçesi yok. Öğrenci diyorsun, hiç mi onların yaşamaya hakkı yok? Kutu kola 10 lira olmuş ya… 3 arkadaş evinde otursan ve bir kutu kola içsen 30 lira. Durum bu. İnsanların ne kişisel bakımını karşılamaya ne eğlenmeye hakkı var. Kozmetikten girdik başka yerlere gitti konu ama insanın çok sinir bozuluyor. Ben bugün iki parfüm satıyorum ama karşılığında bir kilo kıyma alamıyorum. Ülkede ne bir şey yenecek gibi ne bir şey içilecek gibi. Dokunanın eli yanıyor.”
“İnanılmaz bir hayat pahalılığı var. İnsanların alım gücü ne yazık ki çok düştü. Bugün bizim sektörde mesela, en basitinden bir roll-on 40 lira, 50 lira, 60 lira… Bunlar uygun olan markalar. 2 yıl öncesinde devlet reklam yapıyordu televizyonlarda, ‘Kapalı alanda terk kokma, deodorant sık’ diyorlardı. Şimdi insanlar nasıl alacak bunları? Özellikle gençleri düşünün. Ben buraya ilk geldiğimde sene 2016’ydı, o zamanlar üniversiteliler, kendilerine yatan burslarla bir küçük altın alabiliyorlardı. Şu an aldıkları para karınlarını bile doyurmaya yetmiyor ki… Kişisel bakımı nasıl karşılayacaklar?” “GİDERLERİ ÖDEDİKTEN SONRA YERİNE 10 TANE ÜRÜN KOYAMIYORSUN”
“Şu an bir açık parfüm, alabileceğin en ucuz parfüm 100-150 TL arasında… Daha düne kadar 50 liraydı o parfümler. Şişe dışardan geliyor, esans dışardan geliyor, kutulaması var, kağıt yok, karton pahalı, ambalajı var, genel giderler var ve bunlar sürekli artıyor. Faturalar zaten aldı başını gidiyor. Bunlar da haliyle ürüne yansıtılmak zorunda bir yerde… Esnafın hali gerçekten çok kötü yani. Özellikle küçük esnaf… Genel giderleri ödedikten sonra yerine 10 tane ürün koyamıyorsun artık. Nakit dönmüyor çünkü piyasada, her şey kredi kartıyla ödeniyor. Öyle olunca da herkes tırpanla kesiyor. Bankalar kesiyor, belediyeye vergilerini ödüyorsun, her şeyini ödeyince geriye hiçbir şey kalmıyor. Sattığın ürünü, sattığın adet kadar alıp yerine koyamıyorsun. Bu da insanı yıpratıyor.” “İKİ PARFÜM SATIP KARŞILIĞINDA BİR KİLO KIYMA ALAMIYORSUN”
“Gerçekten çok vahim durumdayız. Saat 1 buçuk, 2 olmuş ama daha dükkanlarımızda siftah yok. Ben 14 yıldan beri bu firmada çalışıyorum, buraya geleli 7 yıl oldu. İlk defa böyle raflarımın boş olduğunu görüyorum. Tedarik zincirinde sıkıntı var. Her şeyde dışa bağımlı odluğumuz için ithal eden firmalar da ellerinde stokları yetiştiremiyorlar. 3-5 gün olan kargo süreci 10-15 güne çıktı. Müşteriye de bir karşılık veremiyorum böyle olunca. Zaten alım gücü ortada… Herkesi bağlamışlar asgari ücrete, insanların buna ayıracak bütçesi yok. Öğrenci diyorsun, hiç mi onların yaşamaya hakkı yok? Kutu kola 10 lira olmuş ya… 3 arkadaş evinde otursan ve bir kutu kola içsen 30 lira. Durum bu. İnsanların ne kişisel bakımını karşılamaya ne eğlenmeye hakkı var. Kozmetikten girdik başka yerlere gitti konu ama insanın çok sinir bozuluyor. Ben bugün iki parfüm satıyorum ama karşılığında bir kilo kıyma alamıyorum. Ülkede ne bir şey yenecek gibi ne bir şey içilecek gibi. Dokunanın eli yanıyor.”