Çanakkale’de bulunan oda ve sendikalar dün Cumhuriyet Meydanı’nda Boğaziçi Üniversitesine ilk kez atama ile gelen Rektör unvanına sahip olan Melih Bulu’nun görevden alınması gerektiğini belirtti. Ayrıca Çanakkale Valiliği tarafından 15 gün süre ile gösteri, yürüyüş, eylem gibi etkinliklerin yasaklanmasına da tepki gösterdiler.
[video width="640" height="352" mp4="https://www.canakkalekalem.com/wp-content/uploads/2021/02/Sendika-ve-odalardan-ortak-açıklama.mp4"][/video]
TMMOB, Eğitim-SEN, Tabip Odası ve KESK dün Cumhuriyet Meydanı’nda toplanarak Boğaziçili öğrencilere yapılan müdahalelere ve kayyum ile rektör atanmasına tepkilerini sürdürdü. Eğitim SEN Çanakkale Şubesi Başkanı Serkan Serbes yaptığı konu ile ilgili yaptığı açıklamada, “Son bir aydır Boğaziçi’nde başlayan olaylar ve devamında gözaltılar, baskılar devam etmektedir. Birçok öğrenci sorgusuz sualsiz gözaltına alınmakta, evlerde tutulmaktadır. Çanakkale’mizde de benzeri olaylar yaşanmıştır ve bu olaylar üzerine 15 gün bir takım tedbirler alınmıştır. Biz, Çanakkale gibi özgür bir kentte, barışın kentinde bu baskıları istemiyoruz. Bir ne yaptığımızı bilen topluluklarız” ifadelerini kullandı.
ÇANAKKALE, DEMOKRASİ RUHUNU ÖZÜMSEMİŞ İNSANLARIN KENTİDİR
Ardından KESK Dönem Sözcüsü Ayşegül Sandıkçı ise şunları söyledi, “Üniversitelere vurulan kelepçelere, atanan kayyumlara karşı herkesi demokratik mücadeleye davet ediyoruz. Bilindiği gibi 2 Ocak 2021 tarihinde yayınlanan bir kararname ile Cumhurbaşkanı Erdoğan eski AKP Milletvekili aday adayı ve AK Parti Sarıyer ilçe teşkilatı kurucusu Melih Bulu’yu siyasi bir hamle olarak Boğaziçi Üniversitesine rektör olarak atadı. Öncelikle şunu belirtelim ki 1980 darbesinden bu yana üniversite dışından atanan ilk rektör olan Melih Bulu’nun atamasını Boğaziçi Akademisyenleri ve öğrencileri gibi bizler de antidemokratik bir kayyum ataması olarak görüyor, Melih Bulu’nun rektörlüğünü de aynen diğer seçilmişlere atanan kayyumlar gibi kabul etmiyor, tanımıyoruz. Bizler üniversitedeki ilk işi kampüs kapılarına kelepçe vurmak değil, seçme seçilme haklarına, anayasadan kaynaklanan her türlü demokratik hakkına sahip çıkanların yanındayız. Bu süreçte ise tüm bu hukuksuzluğa, tepeden inmeciliğe, kayyum zihniyetine ve kampüslerin kelepçelenmesine karşı demokratik yollarla ses çıkaran öğrenciler, evlerinin kapıları, duvarları yıkılarak gözaltına alındılar. Bu gözaltı görüntüleri anında yandaş medya tarafından topluma servis edilerek öğrenciler itibarsızlaştırılmaya çalışıldı. Bugün öğrencilerin gözaltına alınması, siyasi iktidarın üniversitelerde özgür düşünceyi, bilimi, demokrasiyi, laikliği, eşitliği savunan öğrencileri susturmak için yürüttüğü politikaların bir sonucu olarak görülmelidir. Valilik yasakları ile demokrasi talepleri engellenemez. Boğaziçi protestoları tüm engellemelere, kapı duvar kırmalara, öğrencilerin ailelerin i aramalara, tüm Boğaziçili akademisyenleri marjinalize etmek çabalarına rağmen ülkede büyük bir destek görmeye başlayınca son zamanlarda artık sıklıkla karşılaştığımız valilik yasakları geliyor. Birçok ilde olduğu gibi Çanakkale’de de 15 günlük Valilik kararı ile kentteki tüm eylem ve etkinlikler yasaklandı. Oysaki Çanakkale barışın kentidir. Çanakkale, demokrasi ruhunu özümsemiş insanların kentidir. Bugüne dek kentteki tüm eylem ve etkinlikler barışçıl eylemler olmuş, talepler barışçıl bir şekilde dile getirilmiştir” ifadelerini kullandı.
Ardından, ‘Kayyumlar gidecek bir kalacağız’, ‘Kayyumla gelen direnişle gider’, ‘Üniversiteler bizimdir, bizimle özgürleşecek’ sloganlarının ardından basın açıklaması sona erdi.
Ardından KESK Dönem Sözcüsü Ayşegül Sandıkçı ise şunları söyledi, “Üniversitelere vurulan kelepçelere, atanan kayyumlara karşı herkesi demokratik mücadeleye davet ediyoruz. Bilindiği gibi 2 Ocak 2021 tarihinde yayınlanan bir kararname ile Cumhurbaşkanı Erdoğan eski AKP Milletvekili aday adayı ve AK Parti Sarıyer ilçe teşkilatı kurucusu Melih Bulu’yu siyasi bir hamle olarak Boğaziçi Üniversitesine rektör olarak atadı. Öncelikle şunu belirtelim ki 1980 darbesinden bu yana üniversite dışından atanan ilk rektör olan Melih Bulu’nun atamasını Boğaziçi Akademisyenleri ve öğrencileri gibi bizler de antidemokratik bir kayyum ataması olarak görüyor, Melih Bulu’nun rektörlüğünü de aynen diğer seçilmişlere atanan kayyumlar gibi kabul etmiyor, tanımıyoruz. Bizler üniversitedeki ilk işi kampüs kapılarına kelepçe vurmak değil, seçme seçilme haklarına, anayasadan kaynaklanan her türlü demokratik hakkına sahip çıkanların yanındayız. Bu süreçte ise tüm bu hukuksuzluğa, tepeden inmeciliğe, kayyum zihniyetine ve kampüslerin kelepçelenmesine karşı demokratik yollarla ses çıkaran öğrenciler, evlerinin kapıları, duvarları yıkılarak gözaltına alındılar. Bu gözaltı görüntüleri anında yandaş medya tarafından topluma servis edilerek öğrenciler itibarsızlaştırılmaya çalışıldı. Bugün öğrencilerin gözaltına alınması, siyasi iktidarın üniversitelerde özgür düşünceyi, bilimi, demokrasiyi, laikliği, eşitliği savunan öğrencileri susturmak için yürüttüğü politikaların bir sonucu olarak görülmelidir. Valilik yasakları ile demokrasi talepleri engellenemez. Boğaziçi protestoları tüm engellemelere, kapı duvar kırmalara, öğrencilerin ailelerin i aramalara, tüm Boğaziçili akademisyenleri marjinalize etmek çabalarına rağmen ülkede büyük bir destek görmeye başlayınca son zamanlarda artık sıklıkla karşılaştığımız valilik yasakları geliyor. Birçok ilde olduğu gibi Çanakkale’de de 15 günlük Valilik kararı ile kentteki tüm eylem ve etkinlikler yasaklandı. Oysaki Çanakkale barışın kentidir. Çanakkale, demokrasi ruhunu özümsemiş insanların kentidir. Bugüne dek kentteki tüm eylem ve etkinlikler barışçıl eylemler olmuş, talepler barışçıl bir şekilde dile getirilmiştir” ifadelerini kullandı.
Ardından, ‘Kayyumlar gidecek bir kalacağız’, ‘Kayyumla gelen direnişle gider’, ‘Üniversiteler bizimdir, bizimle özgürleşecek’ sloganlarının ardından basın açıklaması sona erdi.