ÇOMÜ Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Üyesi Doc. Dr. Alper Şener bir televizyon kanalında yaptığı açıklamada, “Türkiye ve Çanakkale genelini iki gruba ayırmak lazım. Hasta sayısındaki artışı test sayısındaki artışa bağlamak lazım. Başvurusu sayısı anlamında bir artış yok hem Türkiye genelinde hem de Çanakkale özelinde, ama test sayısı artık fazla yapıldığı için tanı koyduğumuz veya şüphelendiğimiz hasta grubu da artıyor. Bu rakamı böyle değerlendirmek lazım. Yine de her şey iyi gidiyor demek için henüz erken” ifadelerini kullandı.
ÇOMÜ Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Üyesi Doc. Dr. Alper Şener geçtiğimiz gün bir televizyon kanalında yayınlanan programa canlı yayın bağlantısı yaptı. Burada koronavirüs salgınının gidişatı ile ilgili konuşan Şener şunları söyledi, “ İyileşen olgu sayısı, vaka sayısına yetişmeye başladı. Bir taraftan da yeni yapılan test sayısı da daha önceki sayılarla hemen hemen aynı. Bu bizim için çok iyi bir şey. Çünkü bir salgının kontrol altına alınması için iyileşen olgu sayımız, yeni yaka sayısını yakaladığı ve geçtiği anda salgın kontrol altına alınıyor. Pik noktasına ulaşıldığını söylemek henüz erken. Özellikle 3, 7 ve 2 haftalık dalgalanmaları görmek lazım. Kısa vadede 3 günlük, orta vadede 7 günlük, uzun vadede 14 günlük. Çünkü hastalığın kuluçka dönemi 14 gün. Bu söylemek için 5 bini gördüğümüz rakamdan sonra ki 14 gün içerisinde eğer 5 binin altına rakamlar görüldüyse, 5 bin dediğimiz değer bizim pik dediğimiz değerdir. Entübe hasta sayısının düşmesinde 2 türlü alternatif var. Ayrıntılarına bakmak lazım. Ya bu hastalar vefat eden hastalar içerisinde ya da iyileşen hasta grubu içerisinde. Ben bildiğim kadarıyla bunların birçoğu iyileşen hasta grubu içerisinde. Çünkü vefat eden hasta sayılarımız hep 100'lü rakamlarda. Özellikle yoğum bakım hasta sayısında anormal bir sıçrama olmadığını görüyoruz. Çünkü yeni olgu sayılarımızda dalgalanmalar çok gördük ama özellikle yoğum bakım hasta sayısında belirgin dalgalanma yaşamadık"
İYİLEŞEN HASTA SAYISININ DİĞERLERİNE GÖRE DAHA AZ SIÇRAMASI STRATEJİNİN DAHA İYİ OLDUĞUNU GÖSTERİYOR
Şener açıklamasına şöyle devam etti, "Yoğum bakıma gitmeden önce ara yoğum bakım dediğimiz bir değerlendirme sürecimiz var. Yani makineye bağlamadan ara yoğun balkım zaten Türkiye'nin özellikle entübe hasta sayısının düşük düzeyde tutabilmesinin temel başarısı geç makineye bağlama stratejisi gütmesi. Makineye erken bağlandığı zaman daha uzun süre buna ihtiyaç duyacak. Hastayı ne kadar geç makineye bağlarsanız, mekanik ventilatör desteğine başvurursanız o kadar iyileşme sürecinde daha hızlı manipüle edeceksiniz anlamına geliyor. Sahada da rakamlara baktığımızda Avrupa'nın çoğu ülkesine göre entübe hasta sayımız az olması ve iyileşen hasta sayısının diğerlerine göre daha az sıçraması stratejinin daha iyi olduğunu gösteriyor " MAYIS 15’E KADAR OLAN PERİYOTTAKİ DALGALANMA MİNİMUM
Bu rakamlara baktığımız zaman hızlı bir kontrol süreci başlamış gibi duruyor. Önümüzdeki 2-3 hafta içerisinde Mayıs'ın 15'ine kadar olan periyottaki dalgalanmanın minimum olup, olmamasına, aktifleşen olgu sayısının ne kadar olduğunu görmek gerekiyor" diyen Şener, "Bu süreci de kademeli olarak kaldırmamız lazım. Birden bire kaldırmak değil de, suyun derinliğini görmek, toplamda ne kadar kontrol altına aldığımızı görebilmemiz anlamında. Çünkü bu tip durumlarda aniden kaldırıldığı zaman dalgalanmada ikinci dalga ile karşı karşıya kalmanız mümkün. Bence yeni olgu sayısı, iyileşen olgu sayısının çok çok altına düşmediği sürece önlemlerden geri adım atmamak gerekir. En önemli strateji bu. Bence ilerleyen haftalarda iyileşen hasta sayımız artacak. Günlük olgu sayımızda daha da aşağı doğru çekilecek. Pergel iyice daralacak. Birbirine iyice yakın olacak. Hatta belli günlerde iyileşen olgu sayımız yeni yaka sayılarını geçecek. Bu da kontrolün artık bizim elimizde olduğunu gösterecek. Ama bu bir salgın tanımında olmayacaktır. Bu benim tahminim.Bundan sonraki süreçte kasım ayına kadar kalan periyotta Türkiye koronavirüs açısından rahat edecektir.
“ÇANAKKALE’DE PERSONEL SIKINTISI YOK”
Çanakkale'de yürütülen süreçle ilgili bilgileri paylaşan Şener, "Biz artık sadece Koronavirüs hastası takip ediyoruz. Koronavirüs şüphesi ya da tanısı olan hasta grupları tamamı buraya geliyor. Koronavirüs artı kalp hastaları, Koronavirüs artı ameliyat olması gereken gibi hasta grubu buraya geliyor. Çanakkale için temel anlamda baktığımızda bu misyonu tek başımıza üstlendik gibi görünüyor. Sadece hastanenin öz kaynaklarını kullanılmıyor burada. il Sağlık Müdürlüğünün belirlediği öz kaynaklar ve malzeme desteği sağlanıyor. İl Sağlık Müdürlüğü aynı zamanda devlet hastanesinden hem uzman hekim gönderiyor hem de yardımcı sağlık personeli ve hizmetli görevlendirmede yapıyor. Birlikte çalışıyor. Şekilsel olarak üniversite hastanesinin binası görünse de içinde çalışan ekipler koordineli, meslektaşlarım devlet hastanesinden gelip burada faal çalışıyorlar. Hatta şu an acile girseniz benden çok onların mesai harcadıklarını göreceksiniz. Benim bildiğim kadarıyla bir personel sıkıntısı yok" dedi.
"HEP 14 GÜN DEĞERLENDİRİYORUZ"
Şener, Koronavirüsün kuluçka evresi hakkında ise, "ikişer haftalık dilimlerle bakmak lazım bu hastalık grubuna, o yüzden hep 14 gün değerlendiriyoruz. Bugünü değerlendirmek için bugünden 14 gün önceki tabloya bakmak lazım. Türkiye ve Çanakkale genelini iki gruba ayırmak lazım bence. Türkiye geneli rakamlarına baktığımızda, 14 gün öncesine göre olgu sayısı artıyor çünkü ne yazık ki her türlü uyarılara rağmen vatandaşlarımız ister istemez kendilerini sosyal izolasyona sokamıyorlar. Bu işin iki ucu var çünkü bir mali boyutu var. Sosyal izolasyon yapılacak ama bu insanlar bir şekilde seçimlerini devam ettirmek zorunda. Bunun için zaten genel bir kampanya da başlattı Cumhurbaşkanımız bu kişilerin maddi manevi ihtiyaçlarını karşılamak anlamında. Hasta sayısındaki artışı test sayısındaki artışa bağlamak lazım. Başvurusu sayısı anlamında bir artış yok hem Türkiye genelinde hem de Çanakkale özelinde, ama test sayısı artık fazla yapıldığı için tanı koyduğumuz veya şüphelendiğimiz hasta grubu da artıyor. Bu rakamı böyle değerlendirmek lazım. Yine de her şet iyi gidiyor demek için henüz erken” dedi.
Şener açıklamasına şöyle devam etti, "Yoğum bakıma gitmeden önce ara yoğum bakım dediğimiz bir değerlendirme sürecimiz var. Yani makineye bağlamadan ara yoğun balkım zaten Türkiye'nin özellikle entübe hasta sayısının düşük düzeyde tutabilmesinin temel başarısı geç makineye bağlama stratejisi gütmesi. Makineye erken bağlandığı zaman daha uzun süre buna ihtiyaç duyacak. Hastayı ne kadar geç makineye bağlarsanız, mekanik ventilatör desteğine başvurursanız o kadar iyileşme sürecinde daha hızlı manipüle edeceksiniz anlamına geliyor. Sahada da rakamlara baktığımızda Avrupa'nın çoğu ülkesine göre entübe hasta sayımız az olması ve iyileşen hasta sayısının diğerlerine göre daha az sıçraması stratejinin daha iyi olduğunu gösteriyor " MAYIS 15’E KADAR OLAN PERİYOTTAKİ DALGALANMA MİNİMUM
Bu rakamlara baktığımız zaman hızlı bir kontrol süreci başlamış gibi duruyor. Önümüzdeki 2-3 hafta içerisinde Mayıs'ın 15'ine kadar olan periyottaki dalgalanmanın minimum olup, olmamasına, aktifleşen olgu sayısının ne kadar olduğunu görmek gerekiyor" diyen Şener, "Bu süreci de kademeli olarak kaldırmamız lazım. Birden bire kaldırmak değil de, suyun derinliğini görmek, toplamda ne kadar kontrol altına aldığımızı görebilmemiz anlamında. Çünkü bu tip durumlarda aniden kaldırıldığı zaman dalgalanmada ikinci dalga ile karşı karşıya kalmanız mümkün. Bence yeni olgu sayısı, iyileşen olgu sayısının çok çok altına düşmediği sürece önlemlerden geri adım atmamak gerekir. En önemli strateji bu. Bence ilerleyen haftalarda iyileşen hasta sayımız artacak. Günlük olgu sayımızda daha da aşağı doğru çekilecek. Pergel iyice daralacak. Birbirine iyice yakın olacak. Hatta belli günlerde iyileşen olgu sayımız yeni yaka sayılarını geçecek. Bu da kontrolün artık bizim elimizde olduğunu gösterecek. Ama bu bir salgın tanımında olmayacaktır. Bu benim tahminim.Bundan sonraki süreçte kasım ayına kadar kalan periyotta Türkiye koronavirüs açısından rahat edecektir.
“ÇANAKKALE’DE PERSONEL SIKINTISI YOK”
Çanakkale'de yürütülen süreçle ilgili bilgileri paylaşan Şener, "Biz artık sadece Koronavirüs hastası takip ediyoruz. Koronavirüs şüphesi ya da tanısı olan hasta grupları tamamı buraya geliyor. Koronavirüs artı kalp hastaları, Koronavirüs artı ameliyat olması gereken gibi hasta grubu buraya geliyor. Çanakkale için temel anlamda baktığımızda bu misyonu tek başımıza üstlendik gibi görünüyor. Sadece hastanenin öz kaynaklarını kullanılmıyor burada. il Sağlık Müdürlüğünün belirlediği öz kaynaklar ve malzeme desteği sağlanıyor. İl Sağlık Müdürlüğü aynı zamanda devlet hastanesinden hem uzman hekim gönderiyor hem de yardımcı sağlık personeli ve hizmetli görevlendirmede yapıyor. Birlikte çalışıyor. Şekilsel olarak üniversite hastanesinin binası görünse de içinde çalışan ekipler koordineli, meslektaşlarım devlet hastanesinden gelip burada faal çalışıyorlar. Hatta şu an acile girseniz benden çok onların mesai harcadıklarını göreceksiniz. Benim bildiğim kadarıyla bir personel sıkıntısı yok" dedi.
"HEP 14 GÜN DEĞERLENDİRİYORUZ"
Şener, Koronavirüsün kuluçka evresi hakkında ise, "ikişer haftalık dilimlerle bakmak lazım bu hastalık grubuna, o yüzden hep 14 gün değerlendiriyoruz. Bugünü değerlendirmek için bugünden 14 gün önceki tabloya bakmak lazım. Türkiye ve Çanakkale genelini iki gruba ayırmak lazım bence. Türkiye geneli rakamlarına baktığımızda, 14 gün öncesine göre olgu sayısı artıyor çünkü ne yazık ki her türlü uyarılara rağmen vatandaşlarımız ister istemez kendilerini sosyal izolasyona sokamıyorlar. Bu işin iki ucu var çünkü bir mali boyutu var. Sosyal izolasyon yapılacak ama bu insanlar bir şekilde seçimlerini devam ettirmek zorunda. Bunun için zaten genel bir kampanya da başlattı Cumhurbaşkanımız bu kişilerin maddi manevi ihtiyaçlarını karşılamak anlamında. Hasta sayısındaki artışı test sayısındaki artışa bağlamak lazım. Başvurusu sayısı anlamında bir artış yok hem Türkiye genelinde hem de Çanakkale özelinde, ama test sayısı artık fazla yapıldığı için tanı koyduğumuz veya şüphelendiğimiz hasta grubu da artıyor. Bu rakamı böyle değerlendirmek lazım. Yine de her şet iyi gidiyor demek için henüz erken” dedi.