Çin’de ilk vaka ortaya çıkalı 1 yılı geçti. O kadar farklı bir yıl geçirdik ki ülke olarak… Süreçten etkilenmeyen kimse kalmadı sanırım. Eğitim sektörü, öğrenciler, öğretmenler de dahil elbette. Hatta sektörün diğer fertleri de…
‘’Açalım mı, kapatalım mı ?’’ demiştik ya hani, tam açar gibi olurken yine kapattık galiba. Bir haftalık ara tatil olacak mı acaba derken yine bir ayrılığın içinde mi bulduk kendimizi? Bir gazete var, bizim gazeteden sonra en çok ihtimam gösterdiğim gazete de odur aslında: ‘’Veli Gazetesi’’…
Yaklaşık bir ay önce başladı yine yazmaya ‘’Ara tatilden sonra okul kapanacakmış hocam, ikinci döneme nasip artık…’’. ‘’Nereden biliyorsunuz’’ diyorum. ‘’Kırtasiyede konuşuyorlardı.’’ Diyor. Hiç şaşmadı haberleri. Geçtiğimiz Mart ayında derse gireceğim velim ‘’Hocam ödevi çokça verir misiniz, Bakanlar Kurulu toplanacak da saat 14:00’de, akşam okulları tatil edecekler.’’dedi. Dediklerinin akşamına okullar ara tatil erkene çekilerek kapatıldığında da tutturmuşlardı yine. Aradığımız cevaplar halkta mevcut aslında, tüm senaryolara da hazırlar haliyle. Veliler penceresinde böyle vuku bulan olaylar öğrenciler açısından nasıl yorumlanmalı acaba?
Sisteme o kadar hızlı ve güzel adapte oluyorlar ki ‘’şimdi yüz yüze’’ denilince hemen çantalarını hazırlıyorlar, ‘’şimdi uzaktan’’ deyince tabletin başına geçiyorlar. ‘’Şimdi tatil’’ deyince sevinmiyorlar bile artık.
Dün gerçekleşen Bilim Kurulu toplantısı ile kulisler de dolaşmaya başlayan alınması muhtemel kararlar ve sayın Bakanımız Ziya Selçuk’un sosyal medya hesabından yaptığı ‘’ Pazar günü çalışma arasında Kızılay’da yürüdüm. Uyarılara rağmen çene altına inmiş maskeleri ve unutulan sosyal mesafeyi görünce, çocuklarımızı okullarda güvende tutmak için çabalayan meslektaşlarım adına çok üzüldüm. Salgının yükselişi, eğitimi zora sokuyor. Kurallara uyalım.’’ paylaşımlarıyla süreç hakkında sinyalleri de almış olduk. Bakanlar kurulu toplantısı ardından da bu doğrultu da açıklamalar yapıldı. 23 Kasım ile yeni sınıfların da yüz yüze eğitime dahil olmaları beklentisi de böylece rafa kalktı.
Her zaman sağlığın telafisi olmadığından dem vurmuştum. Alınan kararların öncelikle öğrencilerimiz ve eğitim camiasının tüm fertleri için hayırlı olması temennisindeyim. Peki şimdi ne yapmalı?
Öğrencilerimiz için yine uzun ve belki de yine ucu açık bir uzaktan eğitim dönemine giriyoruz, bu süreçte çok faydasını göreceğinizi düşündüğüm birkaç öneriyi de sizlerle paylaşayım.
Öğretmenlerinizle iletişimi koparmadan, sürece uyum sağlamaya çalışın,
Çocuğunuzun üzerinde ki değişkenlik gösteren sorumlulukların farkına varıp her zamankinden daha anlayışlı olun,
Okuyan bir nesil için, okuyan ebeveynler olarak örnek olun,
Şimdiye kadar öğrendiklerini pekiştirmelerine fırsat tanıyın,
Artık teknolojiyi hayatlarından çıkarma gibi bir ihtimal pek olası olmadığından bu mecraları kontrollü kullanmalarını sağlayın,
Ev ortamında vakit geçirebilecek hobiler edinmelerine ön ayak olun.
Çocuklarınızla muhakkak konuşun, fikirlerini alın, karar alma süreçlerine onları da dahil edin.
Her zamankinden daha çok vakit geçirdiğiniz ve nasipse geçireceğiniz şu dönemde gerçek ve koşulsuz sevginin ne olduğunu hissettirin.
Hem çocuklarınızın, hem kendinizin sağlığına ve beslenmesine dikkat edin.
Ben her Perşembe size seslenmeye devam edeceğim, havadisleri bana da iletmeyi unutmayın.
Ha bir de unutmadan Benjamin Franklin ile noktalayalım bu haftayı da.
"Bırak bütün insanlar seni tanısın; ama hiç kimse seni tam olarak tanımasın. İnsanlar, sığ yerini gördükleri dereyi kolay geçerler." -
Hepinize sağlıklı, mutlu, huzurlu günler dilerim.
Kalın sağlıcakla
‘’Açalım mı, kapatalım mı ?’’ demiştik ya hani, tam açar gibi olurken yine kapattık galiba. Bir haftalık ara tatil olacak mı acaba derken yine bir ayrılığın içinde mi bulduk kendimizi? Bir gazete var, bizim gazeteden sonra en çok ihtimam gösterdiğim gazete de odur aslında: ‘’Veli Gazetesi’’…
Yaklaşık bir ay önce başladı yine yazmaya ‘’Ara tatilden sonra okul kapanacakmış hocam, ikinci döneme nasip artık…’’. ‘’Nereden biliyorsunuz’’ diyorum. ‘’Kırtasiyede konuşuyorlardı.’’ Diyor. Hiç şaşmadı haberleri. Geçtiğimiz Mart ayında derse gireceğim velim ‘’Hocam ödevi çokça verir misiniz, Bakanlar Kurulu toplanacak da saat 14:00’de, akşam okulları tatil edecekler.’’dedi. Dediklerinin akşamına okullar ara tatil erkene çekilerek kapatıldığında da tutturmuşlardı yine. Aradığımız cevaplar halkta mevcut aslında, tüm senaryolara da hazırlar haliyle. Veliler penceresinde böyle vuku bulan olaylar öğrenciler açısından nasıl yorumlanmalı acaba?
Sisteme o kadar hızlı ve güzel adapte oluyorlar ki ‘’şimdi yüz yüze’’ denilince hemen çantalarını hazırlıyorlar, ‘’şimdi uzaktan’’ deyince tabletin başına geçiyorlar. ‘’Şimdi tatil’’ deyince sevinmiyorlar bile artık.
Dün gerçekleşen Bilim Kurulu toplantısı ile kulisler de dolaşmaya başlayan alınması muhtemel kararlar ve sayın Bakanımız Ziya Selçuk’un sosyal medya hesabından yaptığı ‘’ Pazar günü çalışma arasında Kızılay’da yürüdüm. Uyarılara rağmen çene altına inmiş maskeleri ve unutulan sosyal mesafeyi görünce, çocuklarımızı okullarda güvende tutmak için çabalayan meslektaşlarım adına çok üzüldüm. Salgının yükselişi, eğitimi zora sokuyor. Kurallara uyalım.’’ paylaşımlarıyla süreç hakkında sinyalleri de almış olduk. Bakanlar kurulu toplantısı ardından da bu doğrultu da açıklamalar yapıldı. 23 Kasım ile yeni sınıfların da yüz yüze eğitime dahil olmaları beklentisi de böylece rafa kalktı.
Her zaman sağlığın telafisi olmadığından dem vurmuştum. Alınan kararların öncelikle öğrencilerimiz ve eğitim camiasının tüm fertleri için hayırlı olması temennisindeyim. Peki şimdi ne yapmalı?
Öğrencilerimiz için yine uzun ve belki de yine ucu açık bir uzaktan eğitim dönemine giriyoruz, bu süreçte çok faydasını göreceğinizi düşündüğüm birkaç öneriyi de sizlerle paylaşayım.
Öğretmenlerinizle iletişimi koparmadan, sürece uyum sağlamaya çalışın,
Çocuğunuzun üzerinde ki değişkenlik gösteren sorumlulukların farkına varıp her zamankinden daha anlayışlı olun,
Okuyan bir nesil için, okuyan ebeveynler olarak örnek olun,
Şimdiye kadar öğrendiklerini pekiştirmelerine fırsat tanıyın,
Artık teknolojiyi hayatlarından çıkarma gibi bir ihtimal pek olası olmadığından bu mecraları kontrollü kullanmalarını sağlayın,
Ev ortamında vakit geçirebilecek hobiler edinmelerine ön ayak olun.
Çocuklarınızla muhakkak konuşun, fikirlerini alın, karar alma süreçlerine onları da dahil edin.
Her zamankinden daha çok vakit geçirdiğiniz ve nasipse geçireceğiniz şu dönemde gerçek ve koşulsuz sevginin ne olduğunu hissettirin.
Hem çocuklarınızın, hem kendinizin sağlığına ve beslenmesine dikkat edin.
Ben her Perşembe size seslenmeye devam edeceğim, havadisleri bana da iletmeyi unutmayın.
Ha bir de unutmadan Benjamin Franklin ile noktalayalım bu haftayı da.
"Bırak bütün insanlar seni tanısın; ama hiç kimse seni tam olarak tanımasın. İnsanlar, sığ yerini gördükleri dereyi kolay geçerler." -
Hepinize sağlıklı, mutlu, huzurlu günler dilerim.
Kalın sağlıcakla