Emircan Sevil yeni mezun bir seramik sanatçısı. Henüz 23 yaşında, Kırklareli’den üniversite için geldiği Çanakkale’de üniversite eğitimini tamamladıktan sonra alanında ilerlemek için şehre yerleşen gençlerden biri. Çanakkale’de seramikçi olmak, çalışma koşulları, eğitim eksiklikleri ve koşulların iyileştirilmesi için neler yapılması gerektiğini kendisinden dinlediğimiz şekilde aktarıyoruz.
Emircan Sevil ‘’Geleneksel Türk Sanatları mezunuyum. ÇOMÜ’lüyüm. Bölümde okurken ben çalışmaya başladım. 3 Yıldır seramik yapıyorum, atölyelerde çalışıyorum, biz de zorunlu staj vardı ancak pandemi dönemine denk geldiği için ödevler yaparak stajı yapmadan mezun olduk. Benim avantajlı olduğum nokta eğitimin yetersiz olduğunu erken farketmem ve tecrübe kazanmak için öğrenciyken çalışmaya başlamamdı. Sadece ÇOMÜ için söylemiyorum, seramik, çini, geleneksel türk sanatları bölümleri uygulama alanında çok yetersiz. Malzemeler pahalı, alan kısıtlı, akademisyen hocalarımız çok sayıda yok, üniversitede okurken hiç profesör hocanızın olmadığını düşünün mesela. Bizler sanatçıyız ama usta çırak ilişkisiyle öğreniyoruz ve öğretiyoruz. Çok yetkin kişilerden eğitim alamayınca yeterli düzeye ulaştığımızı hissedemiyoruz.’’ Dedi .
‘’Atölyelerde çalışma koşulları ne kadar ekmek o köfte mantığında’’
Sevil ‘’Çanakkalede seramik kültürü gelişmiş durumda, burada bu nedenle çok fazla çalışan seramik sanatçısı var, sanat alanındayız evet ama her sektör gibi özelleştiğini söylemek mümkün, atölyelerde çalışma koşulları saat bakımından beyaz yakalıymışsınız gibi, ancak alınan maaşlar işçi olduğunuzu hatırlatıyor. Genellikle 9-5, 11-7 gibi saatler arasında çalışılıyor, bazen daha uzun veya daha kısa çalışma şartlarınızda oluyor. Maaş konusu ise biraz daha karmaşık, öğrenciyken hiçbir ücret talep etmeden tecrübe kazanma adı altında bedavaya çalışıyorsunuz, işe başladığınızda ise günlük, haftalık veya aylık ücret alıyorsunuz. Seramik atölyeleri genelde yevmiye usülüyle çalışıyor. Siz ne kadar emek harcayıp kendinizi geliştirirseniz o kadar geliriniz oluyor. Atölyelerde çalışma koşulları ne kadar ekmek o kadar köfte mantığında diyebilirim rahatlıkla. Tabii bu biraz da sipariş yoğunluğuna bağlı. Ben kendi atölyemi açarak yola devam etmek istiyorum ileride ki yaşamımda, hedeflerim olmasa boşa kürek çekiyormuş gibi hissederdim bu koşullarda.’’ ifadelerine yer verdi. ‘’Kurumlara çok iş düşüyor, tanıtılmasını biz de istiyoruz’’
Sevil ‘’Çanakkale’nin seramik konusunda öncü şehirlerden biri olduğunu biliyoruz. Özellikle yabancı turist alım gücünün yüksekliğinden seramiğe karşı daha ilgili. Sektörün içinde bulunan biri olarak Çanakkale seramiğinin tanıtılmasında ve ekonomik büyümenin sağlanmasında kurumlara çok iş düştüğünü söylemek istiyorum. Örneğin İskelede Çanakkale Evlatları dijital müzesi olduğu gibi Seramik ile ilgili de bir müze ve tanıtım alanı oluşturulabilir.’’ İfadelerini kullandı.
Sevil ‘’Çanakkalede seramik kültürü gelişmiş durumda, burada bu nedenle çok fazla çalışan seramik sanatçısı var, sanat alanındayız evet ama her sektör gibi özelleştiğini söylemek mümkün, atölyelerde çalışma koşulları saat bakımından beyaz yakalıymışsınız gibi, ancak alınan maaşlar işçi olduğunuzu hatırlatıyor. Genellikle 9-5, 11-7 gibi saatler arasında çalışılıyor, bazen daha uzun veya daha kısa çalışma şartlarınızda oluyor. Maaş konusu ise biraz daha karmaşık, öğrenciyken hiçbir ücret talep etmeden tecrübe kazanma adı altında bedavaya çalışıyorsunuz, işe başladığınızda ise günlük, haftalık veya aylık ücret alıyorsunuz. Seramik atölyeleri genelde yevmiye usülüyle çalışıyor. Siz ne kadar emek harcayıp kendinizi geliştirirseniz o kadar geliriniz oluyor. Atölyelerde çalışma koşulları ne kadar ekmek o kadar köfte mantığında diyebilirim rahatlıkla. Tabii bu biraz da sipariş yoğunluğuna bağlı. Ben kendi atölyemi açarak yola devam etmek istiyorum ileride ki yaşamımda, hedeflerim olmasa boşa kürek çekiyormuş gibi hissederdim bu koşullarda.’’ ifadelerine yer verdi. ‘’Kurumlara çok iş düşüyor, tanıtılmasını biz de istiyoruz’’
Sevil ‘’Çanakkale’nin seramik konusunda öncü şehirlerden biri olduğunu biliyoruz. Özellikle yabancı turist alım gücünün yüksekliğinden seramiğe karşı daha ilgili. Sektörün içinde bulunan biri olarak Çanakkale seramiğinin tanıtılmasında ve ekonomik büyümenin sağlanmasında kurumlara çok iş düştüğünü söylemek istiyorum. Örneğin İskelede Çanakkale Evlatları dijital müzesi olduğu gibi Seramik ile ilgili de bir müze ve tanıtım alanı oluşturulabilir.’’ İfadelerini kullandı.