-Sigara içiyor musunuz?
-Yok, hayır… O beni içiyor…
-???
-…
-Anlatamadım galiba… Yani diyorum ki; sigara kullanıyor musunuz?
-Nerdeeee, ben onu nasıl kullanayım, senelerdir o beni kullanıyor…
Böyle sürer gider. Sigara üzerine bir sitcom yazsanız espriler genelde bu minvalde olur.
Bir türlü kurtulamıyor toplum sigara denilen illetten. Tüketim had safhada her zaman. Reklam yapılması yasak, kapalı ortamlarda içilmesi yasak ama o dal cigara yanıyor yine de bi şekilde. Kurtulamıyoruz.
Özellikle okul çağında yakalanıyor insan bu illete. Büyümenin bir göstergesi birçok genç için sigara tüketimi. Tabi ki çok fazla içen olunca gençler için de bu büyüme göstergesi durumu bir noktada kaçınılmaz oluyor. Oysa ki; insan sigaranın ucundan dökülen kül ile birlikte kendi sağlığını da bir taraftan küle dönüştürüyor. Hani derler ya; “sigara mı seni içiyor, sen mi sigarayı” diye. Tam da bu işte, sigara sağlığa zararlı ama sağlığımıza zarar veren bu illetten kopamıyoruz. İlla da doktor karşımıza geçip; “sigara içmeye devam edersen ölürsün, bir daha sigara içer vaziyette tedavi amaçlı bana gelme, sen sigara içersen tıp senin için hiçbir şey yapamaz” diyecek. Birçok kişiden duymuşsunuzdur bunu, doktor bu sözleri söyledikten sonra sigara içmeyi bırakmışlardır.
Hayatımız aslında hep böyle saçma sapan bağlılıklar ile geçip gidiyor. Takım tutuyoruz, her sabah aynı gazeteyi okuyoruz, hep aynı haber sitesini ziyaret ediyoruz, sürekli aynı siyasi partiye oy atıyoruz… Yeniliklere çok da açık değiliz. Muhafazakar bir hayat sürüp devrimci ruh ile sol ideolojiyi savunuyor bir çoklarımız. Her alanda tutucuyuz yani.
Doğada ki hiçbir canlı, kendisine zarar verecek bir yaşam tarzı izlemez. Aksine tüm canlılar için yaşama tutunmak birinci önceliktir. Yaşama tutunurlarken de diğer hayatlara müdahale etmezler. Sadece hayatta kalmak adına doğanın dengesi gereği avlanırlar ama onu da fazla av yaparak abartmazlar. Gerektiği kadar. Oysa insan her konuda kendisine zarar veren ne varsa her şeyi yapmakta.
Dumansız hava sahasında sağlıklı hayatlarımız olması için yaşamalıyız.
-Anlatamadım galiba… Yani diyorum ki; sigara kullanıyor musunuz?
-Nerdeeee, ben onu nasıl kullanayım, senelerdir o beni kullanıyor…
Böyle sürer gider. Sigara üzerine bir sitcom yazsanız espriler genelde bu minvalde olur.
Bir türlü kurtulamıyor toplum sigara denilen illetten. Tüketim had safhada her zaman. Reklam yapılması yasak, kapalı ortamlarda içilmesi yasak ama o dal cigara yanıyor yine de bi şekilde. Kurtulamıyoruz.
Özellikle okul çağında yakalanıyor insan bu illete. Büyümenin bir göstergesi birçok genç için sigara tüketimi. Tabi ki çok fazla içen olunca gençler için de bu büyüme göstergesi durumu bir noktada kaçınılmaz oluyor. Oysa ki; insan sigaranın ucundan dökülen kül ile birlikte kendi sağlığını da bir taraftan küle dönüştürüyor. Hani derler ya; “sigara mı seni içiyor, sen mi sigarayı” diye. Tam da bu işte, sigara sağlığa zararlı ama sağlığımıza zarar veren bu illetten kopamıyoruz. İlla da doktor karşımıza geçip; “sigara içmeye devam edersen ölürsün, bir daha sigara içer vaziyette tedavi amaçlı bana gelme, sen sigara içersen tıp senin için hiçbir şey yapamaz” diyecek. Birçok kişiden duymuşsunuzdur bunu, doktor bu sözleri söyledikten sonra sigara içmeyi bırakmışlardır.
Hayatımız aslında hep böyle saçma sapan bağlılıklar ile geçip gidiyor. Takım tutuyoruz, her sabah aynı gazeteyi okuyoruz, hep aynı haber sitesini ziyaret ediyoruz, sürekli aynı siyasi partiye oy atıyoruz… Yeniliklere çok da açık değiliz. Muhafazakar bir hayat sürüp devrimci ruh ile sol ideolojiyi savunuyor bir çoklarımız. Her alanda tutucuyuz yani.
Doğada ki hiçbir canlı, kendisine zarar verecek bir yaşam tarzı izlemez. Aksine tüm canlılar için yaşama tutunmak birinci önceliktir. Yaşama tutunurlarken de diğer hayatlara müdahale etmezler. Sadece hayatta kalmak adına doğanın dengesi gereği avlanırlar ama onu da fazla av yaparak abartmazlar. Gerektiği kadar. Oysa insan her konuda kendisine zarar veren ne varsa her şeyi yapmakta.
Dumansız hava sahasında sağlıklı hayatlarımız olması için yaşamalıyız.
