Öğrencilerin birçoğu sınavın nasıl geçeceğine, hedeflediği puanı alıp alamayacağına, istediği okulu kazanıp kazanamayacağına dair belirsizlikler yaşar ve yaşanan bu durum öğrencide yoğun bir kaygı oluşmasına neden olur. Aileler de çocuklarla birlikte bu sınav sürecini birlikte yaşamakla birlikte maddi ve manevi olarak etkilenmektedirler Sınava hazırlık sürecinde ailelerin davranışları ve tutumları çocuklardaki sınav kaygısını olumlu ya da olumsuz şekilde etkilemektedir. Peki anne ve babanın sınava yönelik tutum ve yaklaşımları nasıl olmalıdır?
• Aileler sıklıkla kendi yaşadığı kaygılarını çocuklarına yansıtmaktadır. Bu nedenle öncelikle aileler kendi kaygılarını azaltmaya çalışmalı, sınava dair düşüncelerinin ve sergilediği davranışlarının bilincine varmalıdır. Kaygı bulaşıcı bir duygudur dolayısıyla ailelerin kaygısı yoğun oldukça çocuğun kaygısı da artacaktır. Bu nedenle çocuğun sakin olmasını isteyen aileler, öncelikle kendilerinin sakin olması gerektiğini bilmelidir.
• Aileler çocuklarının becerilerine ve akademik başarısına göre beklentilerde bulunmalıdır. Ailelerin beklentileri ile çocuğun yapabilecekleri birbiriyle uyumlu olduğunda çocukların kendilerine olan saygı ve güvenini artar. Gerçekçi olmayan beklentiler ve mükemmeliyetçi yaklaşımlar ise çocuktaki kaygıyı arttırdığından bu tarz yaklaşımlardan kaçınılmalıdır.
• Çocuğunuzu hiçbir zaman başka çocuklarla kıyaslamayın. Çocuklar kıyaslandığında özsaygıları ve motivasyonları düşer, kaygı seviyeleri ise yükselir. Kıyaslanan çocuk ailenin sevgisini kazanmak için diğer çocuklar gibi başarılı olmak zorunda olduğunu düşünür.
• Çocuğunuzu sosyal hayatından tamamen uzaklaştırmayın. Sınav sürecinde hayatının sadece sınavdan ibaret olmadığını, disiplinli bir şekilde çalıştığında sosyal hayatına da zaman ayırabileceğini anlatın. Çocuğun dinlenmesine, eğlenmesine fırsat verilmeli ve desteklenmelidir
• Negatif motivasyonlardan uzak durun. Bazı aileler çocuğunun motivasyonunu artırmak için “Yata yata sınav kazanılmaz”, “Bu kadar çalışmayla kazanamazsın” veya “Senin kazanacağından kesin eminim” gibi sözler söyler. Bu tarz sözler motivasyon sağlamanın aksine çocuğun motivasyonunu kırar ve kaygıdan çalışamamasına neden olur.
• Çocuğunuzu ne kadar sevdiğinizi ona her zaman hissettirin. Koşulsuz sevgi duygusunu hisseden çocuklar sınav sürecinde “Mutlaka başarmalıyım, başaramazsam ailem beni sevmeyecek ve küçümseyecekler” gibi düşüncelerden uzak bir şekilde sınava girecektir. Çocuğun sürekli olumsuz yanlarını vurgulamak yerine olumlu davranışlarını takdir edin, onun daha önceki başarılarını hatırlatın.
• Çocuk sınavda başarılı olamazsa yaşayacağı durumu bir ceza gibi göstermeyin. Sınavların onun kişiliğini ve zekâsını değerlendiren bir ölçüt olmadığını, kazanmak kadar kaybetmenin de normal bir şey olduğunu ve bunun bir son olmadığını söyleyin.
• Çocuğunuza yaptığınız fedakârlıkları yüzüne vurmaktan kaçının. Yapılan maddi ve manevi fedakârlıkların sürekli hatırlatılması çocuğu kaygıdan ders çalışamaz hale getirir. “Ailemin bu fedakârlıklarına cevap vermek zorundayım” şeklinde düşünerek kendinde suçluluk ve üstünde yük hissedebilir. Uzman Klinik Psikolog Duygu Engin
www.psikologduyguengin.com
• Aileler çocuklarının becerilerine ve akademik başarısına göre beklentilerde bulunmalıdır. Ailelerin beklentileri ile çocuğun yapabilecekleri birbiriyle uyumlu olduğunda çocukların kendilerine olan saygı ve güvenini artar. Gerçekçi olmayan beklentiler ve mükemmeliyetçi yaklaşımlar ise çocuktaki kaygıyı arttırdığından bu tarz yaklaşımlardan kaçınılmalıdır.
• Çocuğunuzu hiçbir zaman başka çocuklarla kıyaslamayın. Çocuklar kıyaslandığında özsaygıları ve motivasyonları düşer, kaygı seviyeleri ise yükselir. Kıyaslanan çocuk ailenin sevgisini kazanmak için diğer çocuklar gibi başarılı olmak zorunda olduğunu düşünür.
• Çocuğunuzu sosyal hayatından tamamen uzaklaştırmayın. Sınav sürecinde hayatının sadece sınavdan ibaret olmadığını, disiplinli bir şekilde çalıştığında sosyal hayatına da zaman ayırabileceğini anlatın. Çocuğun dinlenmesine, eğlenmesine fırsat verilmeli ve desteklenmelidir
• Negatif motivasyonlardan uzak durun. Bazı aileler çocuğunun motivasyonunu artırmak için “Yata yata sınav kazanılmaz”, “Bu kadar çalışmayla kazanamazsın” veya “Senin kazanacağından kesin eminim” gibi sözler söyler. Bu tarz sözler motivasyon sağlamanın aksine çocuğun motivasyonunu kırar ve kaygıdan çalışamamasına neden olur.
• Çocuğunuzu ne kadar sevdiğinizi ona her zaman hissettirin. Koşulsuz sevgi duygusunu hisseden çocuklar sınav sürecinde “Mutlaka başarmalıyım, başaramazsam ailem beni sevmeyecek ve küçümseyecekler” gibi düşüncelerden uzak bir şekilde sınava girecektir. Çocuğun sürekli olumsuz yanlarını vurgulamak yerine olumlu davranışlarını takdir edin, onun daha önceki başarılarını hatırlatın.
• Çocuk sınavda başarılı olamazsa yaşayacağı durumu bir ceza gibi göstermeyin. Sınavların onun kişiliğini ve zekâsını değerlendiren bir ölçüt olmadığını, kazanmak kadar kaybetmenin de normal bir şey olduğunu ve bunun bir son olmadığını söyleyin.
• Çocuğunuza yaptığınız fedakârlıkları yüzüne vurmaktan kaçının. Yapılan maddi ve manevi fedakârlıkların sürekli hatırlatılması çocuğu kaygıdan ders çalışamaz hale getirir. “Ailemin bu fedakârlıklarına cevap vermek zorundayım” şeklinde düşünerek kendinde suçluluk ve üstünde yük hissedebilir. Uzman Klinik Psikolog Duygu Engin
www.psikologduyguengin.com