Bu hafta gayrimenkule biraz ara verip şu salgın hastalık sürecinde başımıza musallat olan kapıda duran görevlilerdenbahsedeyim dedim. Devlet kurumlarında, bankalarda ve bilimum resmi dairelerde kapıya dikilip, gelen her vatandaşa koyun muamelesi yapan çalışanlara rastlar olduk. İçeriye belli sayıda vatandaş girecek diye geriye kalan vatandaşları güneşin alnında bekletmeyi kendilerinde hak gören, vatandaşa bağırıp çağırmayı olağan karşılayan, problem çözmek ve vatandaşın hayatını kolaylaştırmak yerine daha da stres yaratan çalışanlar ile doldu taştı Çanakkale. Tabi komple bu çalışan arkadaşlara da suç bulmamak lazım zira içlerinde gerçekten bu durumdan rahatsız olan ve elinden geldiğince vatandaşa yardımcı olmaya çalışanlar da yok değil. Asıl problem bu kurumların başındaki müdürlerde, zira problem çözmeyi yasaklamak olarak algılayan kafa yapısından dolayı müdür bey veya müdire hanım veriyor emri “Kimseyi içeri alma, tek tek sırayla al içeri, geride kalanlar kapıda beklesin”
Çarşıya gidiyorsunuz 35 derece sıcaklıkta güneşin altında her bankanın önünde bekleyen onlarca kişi, PTT’ye gidiyorsunuz önünde bekleyen onlarca kişi, herhangi bir devlet kurumuna gidiyorsunuz sıcağın altında kıpkırmızı olmuş onlarca kişi; kargo göndermeye gidiyorsunuz dükkanın önünde bekleyen onlarca kişi. Yaşlısı var, genci var, hamilesi var, işi olanı var, işi olmayanı var ama her halükarda hepsi sırada, kendilerine sıra gelsin diye bekliyor. Çalışanlar içeride klimalı ortamda işlerini rahat rahat yapıyor, vatandaş dışarıda bekliyor. Vatandaşın işi ne? Beklesin 15 dakika, olmadı yarım saat, en kötü 1 saat bekler gider. Başlarına da dikeriz bir görevli kimseyi içeri almaz, eskiden gelip içeride oturuyorlardı rahat rahat şimdi görsünler Hanya’yı Gonya’yı; el mi yaman bey mi yaman? Vatandaş da anlasın kimin borusu öter bu makamda.
Bu kurumların başındakilere sorsanız kesinlikle hepsinin mazereti vardır; oysa maharet mazereti göstermek değil çözümü bulmaktır. Mazereti görmek isteyen için mazeret kol gibidir herkeste bulunur. Çözüm bulmak ise maharet ister, kurumlarının başına geçmiş her liyakat sahibi yöneticinin çözüm bulduğu gibi, liyakata değil de torpile binaen makamları işgal edenler için çözüm değil mazerettir sorumluluktan kurtulmanın yolu; “E napalım, biz de istemiyoruz böyle olsun ama….” ile başlayan onlarca cümle ardı ardına sıralanıverir.
Buyurun size çözüm; şu an kullanmadığınız o numaratörlerden birini bankanın, kurumun, PTT’nin ana girişine monte ediverirsiniz, vatandaş yine numarasını alır da gider gölge bir yer bulup orada varsa imkanı oturup bekler. En azından ıstakoz gibi güneş altında kıpkırmızı olmaz. İmkan varsa çalışan sayısını arttırırsın; 30 dakikalığına vezne sayını 2’den 3’e ve hatta 4’e çıkarırsın sıra azalır, sıra azalırsa bekleyen azalır, bekleyen azalırsa kapıda bekleyen görevlin rahat eder, vatandaş rahat eder. Çalışanlarından gereksiz muhabbetleri uzatmamasını rica edersin, kapıdaki görevline vatandaşa “hoş geldiniz” diyerek cümleye başlamasının önemini anlatırsın, güler yüzle vatandaşı karşılayıp çözüm sunmak için çalıştığınızı hissettirirsin. Ya da şu ana kadar yaptığınız gibi “YASSAH HEMŞERİM” kafasıyla vatandaşın önüne atarsın kapıdaki görevliyi, sonrasında görevini yapmanın verdiği rahatlıkla klimalı odanda oturursun.
Tabi bunun şimdi birde kışı olacak; yağmuru var, çamuru var, karı var, e Çanakkale’nin deli gibi rüzgarı var. Vatandaş alsın önlemini gelsin girsin sırasına diye düşünüyorsanız sizin için problem elbette yok ancak vatandaş için problem var. Hadi bakalım önümüzdeki sürede hangi kurumların başları bu probleme çözüm bularak mevkidaşlarından ayrışacak, hangi kurumların yöneticileri vatandaşı rahat ettirip farkını ortaya koyacak göreceğiz. Ya da yazın kavrulan ıstakozlar, kışın “acı patlıcanı kırağı çalmaz” diye düşünülüp acı patlıcan muamelesine mi maruz kalacaklar buna şahitlik edeceğiz.
Sıralarda az beklediğiniz, ıstakoz gibi kavrulmadan işinizi halledeceğiniz günleriniz olsun.
YAZARLAR
Yayınlanma: 18 Ağustos 2020 - 10:10
Sıradaki ıstakozlar
Bu hafta gayrimenkule biraz ara verip şu salgın hastalık sürecinde başımıza musallat olan kapıda duran görevlilerdenbahsedeyim dedim
YAZARLAR
18 Ağustos 2020 - 10:10
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir