Aynı sihirbazı sürekli izlemeye kalkışırsanız bir müddet sonra eğlendirici olmaktan daha ziyade sıkılmaya ve bunalmaya başlarsınız. Eğlence için gittiğiniz sirk, sizin için çekilmez bir cehenneme dönüşür.
TÜİK 03.01.2023 tarihinde enflasyon oranlarını açıkladı ve deyim yerindeyse yine şapkadan tavşan çıktı ancak bu numarayı yıllardır izlediğimiz içindir ki biz emeklilerde artık sadece “bulantı” yarattı. Bu enflasyon oranına göre belirlenen emekli maaş zamları için “dağ fare doğurdu” demek bile yanlış olur çünkü “dağ sadece ve sadece pire doğurmuştur.” Şimdi asıl soru şu: Emekliler ve memurlar elbirliğiyle “pire için bu yorganı yakmayı” göze alabilecek midir?
Bu ülkede sayılmayacak kadar çok şeyin yanlış gittiğini hepimiz yaşayarak görüyor ve biliyoruz. Asıl sorun, ülkenin kötü yönetiliyor olması değil, TOPLUMUN ÖRGÜTSÜZ olmasından kaynaklanıyor. Çünkü son TÜİK enflasyon verileri de göstermiştir ki örgütsüz toplumlarda gücü ele geçiren ve hakimiyet kuranlar, her şeyi tek taraflı olarak ve “paşa gönlü” nasıl isterse öyle belirliyor. Dolayısıyla böylesi bir toplumda örgütsüz olan geniş halk kitleleri tamamen “etkisiz eleman” konumundadır, varlıklarıyla yoklukları arasında hiçbir fark yoktur. Bu kötü gidişata dur demenin vakti geldi de geçiyor.
Ne Yapmalı?
Aslında yapılması gereken şey teorik olarak çok basit ama fiili olarak oldukça zor olsa da çözüm önerilerimizi sıralamayı toplumsal ve vicdani bir görev olarak görüyoruz Birincisi; Emekliler ve emeğiyle geçinenlerin aynı alanda faaliyet gösteren sendika ve platformlarının tamamının “üzümün çöpü, armudun sapı” demeden ortak bir FEDERATİF ÇATI altında toplanmaları gerekiyor. Bunun için uzun uzun tartışmalara gerek yok. Her sendika, platform veya gruptan ikişer kişi bu federatif yapıda bir araya gelip fiili bir ortak örgütlülük oluşturulabilirler. Bu merkezi yapının izdüşümünü yerellerde de oluşturabiliriz. Böylece gerek merkezi anlamda olsun gerek ise yerellerde olsun 20-30 kişilik basın açıklamaları yapma ayıbından kurtularak binlerce kişinin katılımı ile gerçekleştirilecek sonuç alıcı eylem ve etkinlikler düzenleyebiliriz. İkincisi; Emekliler ve emeğiyle geçinenlerin faaliyet gösterdikleri alanlarda benzerleriyle oluşturdukları FEDERATİF YAPILARIN bir araya gelmesiyle ülke genelini kapsayan bir KONFEDERAL ÇATI oluşturulmalıdır. Emekliler Türkiye Meclisi olarak bizler, böylesi bir örgütlenmenin önümüzdeki süreçte hiç geciktirilmeden oluşturulması gerektiğine inanıyoruz. Böylesi bir örgütlenme modeli, bir yandan her yapının kendi bağımsız örgütlenme ve mücadelesini yürütmesine fırsat tanırken diğer yandan da birbirleriyle dayanışma ve işbirliği içerisinde olmak ve sonuç alıcı eylem ve etkinlikler düzenlemenin yolunu açacaktır. Artık sihirbazı pistten indirmenin vakti gelmiştir. Bunu başaracak tek güç ise İşçi, Memur ve Emeklilerin ortak çabası ve ortak demokratik örgütlenmesidir. Bunu başarmak zorundayız aksi taktirde şapkadan bugün tavşan çıkaranların yarın fil çıkaracaklarını görmek için kahin olmaya gerek yok. Bırakınız yoksulluğu, açlık sınırının da çok ama çok altında bir emekli maaşı ile yaşamaya çalışmak, sadece ölmeden sürünmek demektir. Bugünün çalışanlarının da yarının emeklileri olacağı ve TÜİK verilerinin sadece biz emeklileri değil, tamamına yakınının yoksulluk sınırı altında maaş alan işçiler ve memurların da yaşamını şimdiden olumsuz etkilediğini görmek gerek. Demem o ki; işçi, memur ve emeklilerin yani emeği ve alınteriyle geçinenlerin sorunları ortaktır. Öyle ise çözümü de ortaklaşa bir çaba ile bulacaklardır. BUNU BAŞARABİLİRİZ…
Aslında yapılması gereken şey teorik olarak çok basit ama fiili olarak oldukça zor olsa da çözüm önerilerimizi sıralamayı toplumsal ve vicdani bir görev olarak görüyoruz Birincisi; Emekliler ve emeğiyle geçinenlerin aynı alanda faaliyet gösteren sendika ve platformlarının tamamının “üzümün çöpü, armudun sapı” demeden ortak bir FEDERATİF ÇATI altında toplanmaları gerekiyor. Bunun için uzun uzun tartışmalara gerek yok. Her sendika, platform veya gruptan ikişer kişi bu federatif yapıda bir araya gelip fiili bir ortak örgütlülük oluşturulabilirler. Bu merkezi yapının izdüşümünü yerellerde de oluşturabiliriz. Böylece gerek merkezi anlamda olsun gerek ise yerellerde olsun 20-30 kişilik basın açıklamaları yapma ayıbından kurtularak binlerce kişinin katılımı ile gerçekleştirilecek sonuç alıcı eylem ve etkinlikler düzenleyebiliriz. İkincisi; Emekliler ve emeğiyle geçinenlerin faaliyet gösterdikleri alanlarda benzerleriyle oluşturdukları FEDERATİF YAPILARIN bir araya gelmesiyle ülke genelini kapsayan bir KONFEDERAL ÇATI oluşturulmalıdır. Emekliler Türkiye Meclisi olarak bizler, böylesi bir örgütlenmenin önümüzdeki süreçte hiç geciktirilmeden oluşturulması gerektiğine inanıyoruz. Böylesi bir örgütlenme modeli, bir yandan her yapının kendi bağımsız örgütlenme ve mücadelesini yürütmesine fırsat tanırken diğer yandan da birbirleriyle dayanışma ve işbirliği içerisinde olmak ve sonuç alıcı eylem ve etkinlikler düzenlemenin yolunu açacaktır. Artık sihirbazı pistten indirmenin vakti gelmiştir. Bunu başaracak tek güç ise İşçi, Memur ve Emeklilerin ortak çabası ve ortak demokratik örgütlenmesidir. Bunu başarmak zorundayız aksi taktirde şapkadan bugün tavşan çıkaranların yarın fil çıkaracaklarını görmek için kahin olmaya gerek yok. Bırakınız yoksulluğu, açlık sınırının da çok ama çok altında bir emekli maaşı ile yaşamaya çalışmak, sadece ölmeden sürünmek demektir. Bugünün çalışanlarının da yarının emeklileri olacağı ve TÜİK verilerinin sadece biz emeklileri değil, tamamına yakınının yoksulluk sınırı altında maaş alan işçiler ve memurların da yaşamını şimdiden olumsuz etkilediğini görmek gerek. Demem o ki; işçi, memur ve emeklilerin yani emeği ve alınteriyle geçinenlerin sorunları ortaktır. Öyle ise çözümü de ortaklaşa bir çaba ile bulacaklardır. BUNU BAŞARABİLİRİZ…