Okulun yan sokağında berber, terzi ve konfeksiyon atölyesi var. Ara sıra fırsat buldukça esnaf ziyareti yapar hasbi hal ederiz onlarla. Çayları, kahveleri eksik olmaz sağ olsunlar. Bu komşularımızın ortak sorunu ise yalnız çalışmaları, sektörde çalışacak yeni eleman yetişmemesi.
Şimdi yaz tatilinde olduğumuzdan çıraklık başvuruları yoğun olsa da kısa sürede bu çocukların meslek öğrenme ihtimalleri olmadığından ve yıllar içerisinde değişen aile tutumlarından dolayı kısa süreli çıraklıklara da ustalar olumlu bakmıyor.
Değişen aile tutumları demişken onlara da bir değineyim. Her öğrenme süreci fedakârlık gerektirir. Bu süreçleri eğlenceli kılmak için yapılabilecek çok şey var elbette ama geleneksel eğitim metotları ne yazık ki çok da bu kapsamda değil. Disipline edilmeyi, zorluklarla mücadele etmeyi asla kabul etmeyen bir neslin yetiştiğini söylememe gerek yok sanırım. Hal böyle olunca Ustanın sesini biraz yükselttiği çırak dükkandan kaçarak yarım saat sonra annesi ile birlikte geri dönebiliyor. Sonrası ‘’Vay sen benim çocuğuma nasıl bağırırsın,’’ minvalinden devam ediyor.
Terzilik yapan usta oğluyla çalışırdı normalde. Geçen hafta uğradığımda baktım tek başına. ‘’Hayırdır usta delikanlı nerede?’’ diye sordum. ‘’Amaan boş ver onu, fabrikaya gidecekmiş. Geçen gün ben artık kendime iş bakacağım dedi, akşamına da bulmuş. Hayırlısı olsun hocam,’’ diye yanıtladı. Vay be, dedim. Haddim olmayarak her gördüğümde nasihatte bulunduğum ‘’Aslanım makinenin ucuna iyi bak; berberlik, terzilik, araba tamirciliği bu üç mesleğin ustası yakında kalmayacak,’’ desem de bizim delikanlı kaçmış.
Konfeksiyon çalıştıran ablayı ne zaman ziyaret etsem kapıdan girerken ‘’Abla adam lazım mı?’’ diye bir takılır öyle girerim yanına zaten. ‘’Lazım olmaz mı geç hemen makinenin birine,’’ der o da. Koca bir atölye, top top kumaşlar, yukarıdan aşağı sıralanan sipariş listesi ve boş makineler. ‘’Abla öğreneceğim bak şu makine kullanmasını sonunda,’’ diyorum. ‘’Öğrenirsin hocam, araba sürmek gibi işte iki pedal var, gaz bir de fren,’’ diyor.
Berberin üç tane çırağı varmış. Geçen akşam yatsı ezanından sonra gittim onunda yanına. Çıraklardan biri kalmış. ‘’Bize gelen adam çok hocam çok olmasına ama …’’ derken son kalan çırak ‘’Ustaaaaa ben çıksam olur muuu?’’ diye yanaştı. ‘’Çık yavrum sen de çık,’’ dedi usta. Sonra bana bakıp cümlesini ‘’Gördüğün gibi bizim çıraklar hocam,’’ diye tamamladı.
Biz de bir laf vardır: Adam olunacak yerden gece geçiyor bunlar diye hah işte o misal.
Herkese sağlıklı, huzurlu, mutlu haftalar dilerim.
Kalın sağlıcakla…
YAZARLAR
Yayınlanma: 17 Ağustos 2023 - 09:00
Son Zanaatkarlar
Okulun yan sokağında berber, terzi ve konfeksiyon atölyesi var
YAZARLAR
17 Ağustos 2023 - 09:00
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir