Günümüzde sosyal medya kullanıcı sayısının hızlı artışı kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. Kullanıcı sayısının artışı ile sosyal medya mecralarının kullanım amacının da değişim göstererek kötü niyetli kişiler tarafından, kullanıcıların dolandırılmak, tehdit edilmek, şantaja konu edilmek vb. suç teşkil eden eylemlerle maddi zararlara, kişilik haklarının ihlal edilmesi suretiyle manevi zarara uğratılmasına ve evli çiftlerin boşanma davalarına konu ve delil olmasına kadar yaşamımızın içine dahil olmuştur.
Bu yazımızda sosyal medya yazışmalarının, paylaşımlarının ceza ve hukuk davalarında yeri üzerindeki etkisinden bahsedeceğiz.
Evli çiftlerin sosyal medya (facebook, instagram, twitter, whatsapp vb.) hesaplarından yaptıkları paylaşımların, arkadaş olarak ekledikleri kişilerin ve onlarla olan sohbetlerinin çoğu zaman çiftler arasında tartışmaya ve hatta ayrılığa mahal verdiği gözükmektedir. 1. Peki bu sosyal medya paylaşımlarının taraflar arasında açılan davalardaki delil niteliği ne olacaktır?
Öncelikle belirtmemiz gerekir ki Anayasa m.38/6 da ‘‘Kanuna aykırı elde edilmiş bulgular delil olarak kabul edilemez.’’.ve CMK m.217/2’de “Yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir.” denmektedir. Sonuç olarak hukuka aykırı, usulsüz bir şekilde elde edilen bulgu, delil olarak kabul edilmemektedir.
Örneğin, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E. 2016/14742 K. 2017/2577 sayılı kararında ‘’… sosyal medya hesaplarında yapılan paylaşımların ancak hesabın sahibi veya aynı paylaşım ortamında bulunan kişilerce delil olarak kullanımının mümkün olduğu - sahte profil oluşturup paylaşımlarda bulunmak veya kişi profillerinde hesap sahibinin bilgisi muvafakati ve izni olmaksızın yapılan paylaşımların hukuka aykırı delil kabul edileceği…’’ kararını vermiştir. Yani, sahte profil oluşturarak paylaşımlar yapmak veya kişi profillerinde hesap sahibinin bilgisi, muvafakati ve izni olmaksızın yapılan paylaşımları delil olarak sunmak, 6100 Sayılı HMK' nun 189/2. maddesi kapsamında hukuka aykırı delil olarak kabul edilmeli, mahkeme nezdinde ise dikkate alınmaması gerektiğini düşünüyoruz. 2. Bir başka konu da bu şekilde, yani bir başkasının hesabını ele geçirmek suretiyle paylaşım yapan kişilerin cezai sorumluluğunun ne olduğudur?
Yargıtay, sanığın eski kız arkadaşı olan mağdur ile mağdurun eşinin yan yana, el ele ve günlük kıyafetleriyle çektirdikleri resmini, mağdura ait Facebook hesabından ele geçirip, mağdurdan ayrılmadan önce onunla beraber kullandıkları ve şifresini bildiği aynı sitedeki hesap üzerinden, mağdurun bilgisi ve rızası dışında yayımladığı olayda; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 136/1. maddesinde hüküm altına alınan verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunun oluşacağına karar vermiştir. 3. Sosyal medya mercilerinden elde edilen hangi tür bulgular, veriler yasal delil sayılmaktadır?
Örneğin, eşin Facebook veya Twitter hesabı üzerinden, herkese açık olarak paylaştığı sözler, fotoğraflar veya kamuya açık olarak yaptığı yer bildirimleri, kişinin kendi hesabına sosyal medya üzerinden gönderilen mesajlar gibi herkesin kolaylıkla görebileceği ve ulaşabileceği, her hangi bir şekilde hesap sahibinin özel veya gizli alanına ilişkin olmayan paylaşımlar eğer bir boşanma sebebi ya da suç unsurunu oluşturuyorsa, bu paylaşımlar davada delil olarak kabul edilecek ve verilecek hükme esas alınabilecektir. Ancak burada belirtmek gerekir ki Yargıtay, bu paylaşımların hukuka uygun kabul edilmesi ve hükme esas alınabilmesi için; bu sosyal medya hesabının diğer eşe ait olduğunun ve delil olarak sunulan paylaşımların diğer eş tarafından yapıldığının ispatlanması gerektiğini ifade etmektedir. Nitekim çoğu sosyal medya sitesinde bir başkasına ait fotoğraf ve bilgilerin kullanılması suretiyle sahte profiller oluşturulabilmektedir.
Somut bir örnek verecek olursak; bir kişi, eşinin kendisine gönderdiği WhatsApp mesajı ile hakaret ve onur kırıcı davranışta bulunduğu iddiasını ispatlayabilir. Ancak eşinin kendisini aldattığı iddiasına yönelik olarak eşinin 3. Kişi ile olan yazışmalarının mahkemeye delil olarak sunulması halinde bu mesajların ne şekilde elde edildiği mahkeme tarafından dikkate alınacak, hukuka aykırı olarak elde edildiği anlaşılırsa bu mesajlar mahkeme tarafından dikkate alınmayacaktır.
Benzer şekilde eşlerin sosyal medya hesaplarında yaptığı paylaşımların, aynı paylaşım ortamında bulunmayan kişilerce delil olarak kullanılamayacağı da kabul edilmektedir. Yani diğer eşten gizlice, habersiz şekilde telefonun karıştırılması, konuşmaların kayıt altına alınması suretiyle elde edilen deliller, özel hayatın gizliliğinin ihlali anlamına geleceğinden boşanma davalarında delil olarak kullanılamayacaktır. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2016/14742 Esas ve 2017/2577 Kararı)
Tüm bunlarla birlikte, mahkemeler, SADECE sosyal medyada ki (Facebook, Twitter, İnstagram, Youtube ya da Whatsapp vb.) görüntü ve mesajları delil olarak kabul etmemektedir. Elinizde bulunan deliller ile birlikte sosyal medya delillerinizin birlikte mahkemeye sunulması halinde olumlu netice almanız mümkün olacaktır. Dolayısıyla, sosyal medya delilleri tek başına ana delil değil ancak yan delil olarak kabul edilmektedir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 05.02.2014 Tarih, 2013/19577 Esas 2014/1926 Karar sayılı; “Elektronik ortamdaki fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcılar, diğer delillerle desteklendikleri takdirde ‘delil’ olarak hükme esas alınabilir. Bu veriler tek başına vakıaların ispatına yeterli değildir.” İlamı da bu şekildedir. SONUÇ OLARAK; Açılan davalara sunulan delillerin ne şekilde elde edildikleri hem açılan davanın kazanılması hem de bu eylemin suç teşkil edip etmeyeceği hususunda büyük önem arz etmektedir. İddianızı ispatlamaya çalışmak amacıyla dosyaya sunduğunuz deliller yüzünden verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçu ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçu nedenleriyle şikâyet edilme riskinden uzak durmak için dosyaya delillerinizi sunmadan önce aşağıda belirtilen hususları göz önüne almanız size fayda sağlayacaktır.
1. Sosyal medya kayıtlarının hukuka uygun olarak elde edilip edilmediğinin tespiti
2. Bu sosyal medya hesabının diğer eşe ait olduğunun ispatlanması (sahte hesap olmaması)
3. Delil olarak sunmak istediğiniz paylaşımların diğer eş tarafından yapıldığının ispatlanması
4. Ve bu delilin başka deliller ile desteklenmesi gerekmektedir. Avukat Ezgi ENGİN
Bu yazımızda sosyal medya yazışmalarının, paylaşımlarının ceza ve hukuk davalarında yeri üzerindeki etkisinden bahsedeceğiz.
Evli çiftlerin sosyal medya (facebook, instagram, twitter, whatsapp vb.) hesaplarından yaptıkları paylaşımların, arkadaş olarak ekledikleri kişilerin ve onlarla olan sohbetlerinin çoğu zaman çiftler arasında tartışmaya ve hatta ayrılığa mahal verdiği gözükmektedir. 1. Peki bu sosyal medya paylaşımlarının taraflar arasında açılan davalardaki delil niteliği ne olacaktır?
Öncelikle belirtmemiz gerekir ki Anayasa m.38/6 da ‘‘Kanuna aykırı elde edilmiş bulgular delil olarak kabul edilemez.’’.ve CMK m.217/2’de “Yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir.” denmektedir. Sonuç olarak hukuka aykırı, usulsüz bir şekilde elde edilen bulgu, delil olarak kabul edilmemektedir.
Örneğin, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E. 2016/14742 K. 2017/2577 sayılı kararında ‘’… sosyal medya hesaplarında yapılan paylaşımların ancak hesabın sahibi veya aynı paylaşım ortamında bulunan kişilerce delil olarak kullanımının mümkün olduğu - sahte profil oluşturup paylaşımlarda bulunmak veya kişi profillerinde hesap sahibinin bilgisi muvafakati ve izni olmaksızın yapılan paylaşımların hukuka aykırı delil kabul edileceği…’’ kararını vermiştir. Yani, sahte profil oluşturarak paylaşımlar yapmak veya kişi profillerinde hesap sahibinin bilgisi, muvafakati ve izni olmaksızın yapılan paylaşımları delil olarak sunmak, 6100 Sayılı HMK' nun 189/2. maddesi kapsamında hukuka aykırı delil olarak kabul edilmeli, mahkeme nezdinde ise dikkate alınmaması gerektiğini düşünüyoruz. 2. Bir başka konu da bu şekilde, yani bir başkasının hesabını ele geçirmek suretiyle paylaşım yapan kişilerin cezai sorumluluğunun ne olduğudur?
Yargıtay, sanığın eski kız arkadaşı olan mağdur ile mağdurun eşinin yan yana, el ele ve günlük kıyafetleriyle çektirdikleri resmini, mağdura ait Facebook hesabından ele geçirip, mağdurdan ayrılmadan önce onunla beraber kullandıkları ve şifresini bildiği aynı sitedeki hesap üzerinden, mağdurun bilgisi ve rızası dışında yayımladığı olayda; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 136/1. maddesinde hüküm altına alınan verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunun oluşacağına karar vermiştir. 3. Sosyal medya mercilerinden elde edilen hangi tür bulgular, veriler yasal delil sayılmaktadır?
Örneğin, eşin Facebook veya Twitter hesabı üzerinden, herkese açık olarak paylaştığı sözler, fotoğraflar veya kamuya açık olarak yaptığı yer bildirimleri, kişinin kendi hesabına sosyal medya üzerinden gönderilen mesajlar gibi herkesin kolaylıkla görebileceği ve ulaşabileceği, her hangi bir şekilde hesap sahibinin özel veya gizli alanına ilişkin olmayan paylaşımlar eğer bir boşanma sebebi ya da suç unsurunu oluşturuyorsa, bu paylaşımlar davada delil olarak kabul edilecek ve verilecek hükme esas alınabilecektir. Ancak burada belirtmek gerekir ki Yargıtay, bu paylaşımların hukuka uygun kabul edilmesi ve hükme esas alınabilmesi için; bu sosyal medya hesabının diğer eşe ait olduğunun ve delil olarak sunulan paylaşımların diğer eş tarafından yapıldığının ispatlanması gerektiğini ifade etmektedir. Nitekim çoğu sosyal medya sitesinde bir başkasına ait fotoğraf ve bilgilerin kullanılması suretiyle sahte profiller oluşturulabilmektedir.
Somut bir örnek verecek olursak; bir kişi, eşinin kendisine gönderdiği WhatsApp mesajı ile hakaret ve onur kırıcı davranışta bulunduğu iddiasını ispatlayabilir. Ancak eşinin kendisini aldattığı iddiasına yönelik olarak eşinin 3. Kişi ile olan yazışmalarının mahkemeye delil olarak sunulması halinde bu mesajların ne şekilde elde edildiği mahkeme tarafından dikkate alınacak, hukuka aykırı olarak elde edildiği anlaşılırsa bu mesajlar mahkeme tarafından dikkate alınmayacaktır.
Benzer şekilde eşlerin sosyal medya hesaplarında yaptığı paylaşımların, aynı paylaşım ortamında bulunmayan kişilerce delil olarak kullanılamayacağı da kabul edilmektedir. Yani diğer eşten gizlice, habersiz şekilde telefonun karıştırılması, konuşmaların kayıt altına alınması suretiyle elde edilen deliller, özel hayatın gizliliğinin ihlali anlamına geleceğinden boşanma davalarında delil olarak kullanılamayacaktır. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2016/14742 Esas ve 2017/2577 Kararı)
Tüm bunlarla birlikte, mahkemeler, SADECE sosyal medyada ki (Facebook, Twitter, İnstagram, Youtube ya da Whatsapp vb.) görüntü ve mesajları delil olarak kabul etmemektedir. Elinizde bulunan deliller ile birlikte sosyal medya delillerinizin birlikte mahkemeye sunulması halinde olumlu netice almanız mümkün olacaktır. Dolayısıyla, sosyal medya delilleri tek başına ana delil değil ancak yan delil olarak kabul edilmektedir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 05.02.2014 Tarih, 2013/19577 Esas 2014/1926 Karar sayılı; “Elektronik ortamdaki fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcılar, diğer delillerle desteklendikleri takdirde ‘delil’ olarak hükme esas alınabilir. Bu veriler tek başına vakıaların ispatına yeterli değildir.” İlamı da bu şekildedir. SONUÇ OLARAK; Açılan davalara sunulan delillerin ne şekilde elde edildikleri hem açılan davanın kazanılması hem de bu eylemin suç teşkil edip etmeyeceği hususunda büyük önem arz etmektedir. İddianızı ispatlamaya çalışmak amacıyla dosyaya sunduğunuz deliller yüzünden verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçu ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçu nedenleriyle şikâyet edilme riskinden uzak durmak için dosyaya delillerinizi sunmadan önce aşağıda belirtilen hususları göz önüne almanız size fayda sağlayacaktır.
1. Sosyal medya kayıtlarının hukuka uygun olarak elde edilip edilmediğinin tespiti
2. Bu sosyal medya hesabının diğer eşe ait olduğunun ispatlanması (sahte hesap olmaması)
3. Delil olarak sunmak istediğiniz paylaşımların diğer eş tarafından yapıldığının ispatlanması
4. Ve bu delilin başka deliller ile desteklenmesi gerekmektedir. Avukat Ezgi ENGİN