Teşekkür etmek; yapılan bir iyiliğe karşı duyulan gönül borcunu ve hoşnutluğu sözle ya da davranışla anlatmaktır. Birçoğumuza da zor gelir. Takdirin ifadesidir aslında. Minnet duygusunun göstergesidir. Kişilere teşekkür etmekle bir şey kaybetmez tam tersi çok şey kazanırız ve hatta daha sık teşekkür etmeliyiz.
Düşünelim hep beraber; ne kadar şükrediyoruz ve “teşekkür ederim” kelamını ne kadar sıklıkla kullanıyoruz. Şükran duygusu önce kullardan başlıyor. Genellediğimizde, insan memnuniyetini dile getirmek için kullanıyor teşekkürü. Allah’a olan teşekkürün ise tam karşılığı şükretmektir. Hamd etmek sadece Rabbimize söylenirken, şükretmek hem kullara, hem de Rabbimize söylenir.
İçimizde bulunan nefsimizin bizleri aşağıların aşağısına, negatif düşüncelere çekmek istediği durumlarda şükür mekanizmasını kullanmak çok işe yarıyor. Nefs kişiyi hep kendinden yükseklere yöneltir. Gücünüzün yetmediği yerlere uzanmak, elde edemeyeceğinizi bildiğiniz şeyler üzerinden sizlere hayaller kurdurur. Hayal kurmak güzeldir ancak işin gerçek olan kısmıyla yüzleşmek ise nefsin bizleri kolayca yakaladığı yerdir. Mutsuz hissetmemize neden olur ve sen işe yaramazsın, sen yapamazsın vesveseleriyle kimyamızı bozmak ister. İşte tam da bu noktada Allah’ın sizlere verdiklerini bir düşünün lütfen. Maddi ya da manevi, bugüne kadar Allah sizlere neler vermiş tefekkür edin. Sağlıklı olduğunuzdan, nefes alabildiğinizden başlayın ve bu lütufları düşünerek çoğaltın. Allah’a olan teşekkür mekanizmasını çalıştırabilmek adına, Rabbimizin sizlere verdiği nimetleri düşünün. Kendinizden aşağıda olan insanlara bakın. Zor durumda olan insanları tefekkür edin. Siz düşündükçe, düşüncenizin boyutu değişecek ve zor durumda olan insanlar için ne yapabilirim hali saracak sizleri. “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” demiş Peygamber Efendimiz. Bu hadisi hayatınıza sokmaya çalıştığınızı göreceksiniz. Tefekkür ederek nefsinizi kendi silahıyla vurmuş olacaksınız ve negatif düşüncelerden, pozitif düşüncelere geçerek kendinizi daha mutlu ve huzurlu hissedeceksiniz. Bu sizlerin elinde. Deneyin mutlaka.
Biz üveysler olarak marifette, tefekkürün ne kadar önemli olduğunu, sonsuz-sınırsız olduğunu yaşadık ve gördük hamdolsun. Bir anlık tefekkürün bin yıllık, bir başka tefekkürün bin aylık, bir diğer tefekkürün ise bin vakit namaz sevabı verdiğini öğrendik. Rabbimiz mucize kitabı Kuran-ı Kerim’de, İbrahim Suresi’nin 34. ayetinde: “ Allah’ın nimetlerini saymaya kalkarsanız, sayıp bitiremezsiniz.” diyor. İşte bütün sır burada. Bin yıllık namaz sevabına ulaşabilmek için; Allah’ın size verdiği nimetleri düşünün. İster şükredin, ister hamd edin. Bütün yollar, Alemlerin Rabbi olan Allah’ a çıkar. Önce kullarına teşekkürle başlayalım, sonrasında tefekkürle asıl şükredilmesi gerekenin Allah olduğunu idrak edeceksiniz ve teşekkür edecek ne kadar çok şeye sahip olduğunuzu göreceksiniz inşallah. Ayrıntılı bilgi için: www.veyselkarane.com
Düşünelim hep beraber; ne kadar şükrediyoruz ve “teşekkür ederim” kelamını ne kadar sıklıkla kullanıyoruz. Şükran duygusu önce kullardan başlıyor. Genellediğimizde, insan memnuniyetini dile getirmek için kullanıyor teşekkürü. Allah’a olan teşekkürün ise tam karşılığı şükretmektir. Hamd etmek sadece Rabbimize söylenirken, şükretmek hem kullara, hem de Rabbimize söylenir.
İçimizde bulunan nefsimizin bizleri aşağıların aşağısına, negatif düşüncelere çekmek istediği durumlarda şükür mekanizmasını kullanmak çok işe yarıyor. Nefs kişiyi hep kendinden yükseklere yöneltir. Gücünüzün yetmediği yerlere uzanmak, elde edemeyeceğinizi bildiğiniz şeyler üzerinden sizlere hayaller kurdurur. Hayal kurmak güzeldir ancak işin gerçek olan kısmıyla yüzleşmek ise nefsin bizleri kolayca yakaladığı yerdir. Mutsuz hissetmemize neden olur ve sen işe yaramazsın, sen yapamazsın vesveseleriyle kimyamızı bozmak ister. İşte tam da bu noktada Allah’ın sizlere verdiklerini bir düşünün lütfen. Maddi ya da manevi, bugüne kadar Allah sizlere neler vermiş tefekkür edin. Sağlıklı olduğunuzdan, nefes alabildiğinizden başlayın ve bu lütufları düşünerek çoğaltın. Allah’a olan teşekkür mekanizmasını çalıştırabilmek adına, Rabbimizin sizlere verdiği nimetleri düşünün. Kendinizden aşağıda olan insanlara bakın. Zor durumda olan insanları tefekkür edin. Siz düşündükçe, düşüncenizin boyutu değişecek ve zor durumda olan insanlar için ne yapabilirim hali saracak sizleri. “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” demiş Peygamber Efendimiz. Bu hadisi hayatınıza sokmaya çalıştığınızı göreceksiniz. Tefekkür ederek nefsinizi kendi silahıyla vurmuş olacaksınız ve negatif düşüncelerden, pozitif düşüncelere geçerek kendinizi daha mutlu ve huzurlu hissedeceksiniz. Bu sizlerin elinde. Deneyin mutlaka.
Biz üveysler olarak marifette, tefekkürün ne kadar önemli olduğunu, sonsuz-sınırsız olduğunu yaşadık ve gördük hamdolsun. Bir anlık tefekkürün bin yıllık, bir başka tefekkürün bin aylık, bir diğer tefekkürün ise bin vakit namaz sevabı verdiğini öğrendik. Rabbimiz mucize kitabı Kuran-ı Kerim’de, İbrahim Suresi’nin 34. ayetinde: “ Allah’ın nimetlerini saymaya kalkarsanız, sayıp bitiremezsiniz.” diyor. İşte bütün sır burada. Bin yıllık namaz sevabına ulaşabilmek için; Allah’ın size verdiği nimetleri düşünün. İster şükredin, ister hamd edin. Bütün yollar, Alemlerin Rabbi olan Allah’ a çıkar. Önce kullarına teşekkürle başlayalım, sonrasında tefekkürle asıl şükredilmesi gerekenin Allah olduğunu idrak edeceksiniz ve teşekkür edecek ne kadar çok şeye sahip olduğunuzu göreceksiniz inşallah. Ayrıntılı bilgi için: www.veyselkarane.com