Pazar günü İstanbul’daydım. Haziran ayından beri ilk kez gitmiştim İstanbul’a bir şey kaçırmadığımı da görmüş oldum. Hem Çanakkale’de yaz trafiğimiz İstanbul’u aratmadı ki hiç birimize. İstanbul’u ne yapalım?
Kızımın okul hayatı devam ettiği için kopamıyoruz İstanbul’dan. Senede birkaç kez iki ve ya üç günlüğüne de olsa gidiyoruz İstanbul’a ama her seferinde kaçacak delik arıyoruz resmen. Ne çocukluğumun geçtiği Bakırköy’ün, Merter’in tadı var, ne de gençliğimin Beyoğlu’sunun. Araba kullanmamaya çalışıyoruz İstanbul’da, hep toplu taşıma yada taksi seçeneğini kullanıyoruz. Bir de Cumhurbaşkanının “artık ubermuber yok” dediği UBER var. Büyük kolaylık ve rahatlık. Taksiden de ucuz üstelik. Vergisini de ödeyen yasal bir şirket, öyle ki kimse yok edemedi onları.
Pazar günü sahil yolunda Zeytinburnu’ndan Bakırköy’e doğru seyrederken birden karşıma boş olması gereken Sümerbank arazisinde ki deli delen yükseklikte ki Hilton Oteli çıktı. Şaşkınlıkla bakarak geçtim otelin önünden. İstanbullu olmayanlar da bilirler o araziyi en azından ismiyle. Çok konuşulmuştu çünkü bankanın özelleştirilmesi sırasında. Hatta büyük bir hazine çıktığı söylentisi yayılmıştı alan firmanın yaptığı hafriyat esnasında. Ben bunlara değil, Atatürk’ün mirasına sahip çıkamadığımıza kahrolmuştum SÜMERBANK ve mal varlıkları çarçur edilirken.
Mustafa Kemal ATATÜRK okumayı seven, öğrenmekten zevk alan, doğruları gören ve halkının da sürekli bu doğruları görmesi için çaba sarf eden bildiğim yegâne devlet kurucusu ve devlet başkanıdır. Bu coğrafyanın geçmişinde 1071 öncesinde de TÜRK izleri olduğunu araştırmaları sonucunda görmüş ve ömrünün bu tür araştırmalara yetmeyeceğini düşündüğü için de halkına mesajlar bırakmıştır. O yüzden yurtdışı seyahat yapmamış, vaat konuşmalarında bulunmamış ama sürekli yaptığı söylevlerin içine gizlediği küçücük mesajlarla gelecek nesillere ulaşmaya çalışmıştır. İşte bu mesajlardan biriydi kurulan yeni bankanın adının SÜMER olması. Bir başka bankanın adının ETİ olması. Türk izlerini taşıyan bu iki eski uygarlığa dikkatimizi çekmek istemişti. O zamanlar öğrenci olan Muazzez İlmiye ÇIĞ hanımefendiye “SÜMER dilini araştır, öğren bu konuda eğitimini yap” talimatını bu sebeple vermişti. Kim bilir daha kimlere ne çocukluğunda neler söyledi ama kaçı bu sözleri tutu ki acaba Muazzez hanım gibi?
Sümerbank’tan ayakkabı giymeyen yoktur herhalde yaşı ellinin üzerinde olanlarınız arasında. Kumaş almayan, elbise diktirmeyen yoktur. Çanakkale’de şu an üzerine konut yapılmasını bekleyen Sümerbank Fabrika arsasından evine kim bilir kaç Çanakkaleli ekmek götürmüştür zamanında.
Mustafa Kemal ATATÜRK bizlere geçmişimizin muazzamlığı hakkında hatırlatma yapmıştır o SÜMERBANK ismiyle. Geçmişimizi araştıralım, Osmanlı zamanı yurt dışına kaçırılan eserlere yenileri eklenmesin diye tarih ve arkeoloji dallarına önem verelim diye koymuştur SÜMERBANK ismini.
Mustafa Kemal’in askeri olduğunu söylemek yetmez ATATÜRK’ü anlamaya. O’nun gibi düşünmek, O’nun gibi yaşamak gerekir. Bunun için de O’nu anlamak gerekir ilk önce. O’nu anladığımızda ancak sahip çıkabiliriz bizlere bıraktığı maddi ve manevi miraslara demek geliyor içimden ama ne yazık ki maddi miraslar bir bir uçup gitti elimizden. Artık yapabileceğimiz sadece manevi mirasına sahip çıkarak O’nun gibi düşünmek ve yaşamak. Bu sayede belki O’nun bıraktığı ve bizim sahip çıkamadığımız maddi mirasa yeniden bu kez O’ndan aldığımız güçle biz sahip oluruz. Unutmayın, O’nu anlamanın yolu ancak okumaktan geçer. İlk olarak NUTUK’tan başlayabilirsiniz mesela.
YAZARLAR
Yayınlanma: 17 Ekim 2018 - 15:40
Sümer
Pazar günü İstanbul’daydım
YAZARLAR
17 Ekim 2018 - 15:40
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir