Taklidi Demokrasi Değil, Doğrudan Demokrasi

Ülke bir kez daha seçim atmosferine girdi ve 14 Mayıs günü de sorumlu yurttaşlar olarak sandık başına gidiyoruz. Birileri seçim sonuçları için “milli iradenin tezahürü” tanımlamaları yapsa da bunun doğruluk payının sıfır olduğunu düşünüyorum. Öncelikle biz yurttaşları temsil edecek vekillerin kimler olacağına bizler değil, her partinin tepesindeki genel başkan ve onun yakınındaki 3-5 kişi tarafından belirlendi. Dolayısıyla bu seçim, kendi temsilcilerimiz veya vekillerimizin seçimi değil, BİZİ TEMSİL ETTİĞİNİ İDDİA EDEN 3-5 KİŞİNİN BELİRLEDİĞİ 600 “TEMSİLCİNİN!” SEÇİMİNDEN BAŞKA HİÇ BİR ANLAM TAŞIMIYOR. Kısacası hadise şudur; benim görüşüm sorulmadan birileri hiç tanımadığım ve onun da beni tanımadığından emin olduğum birileri beni TBMM’de temsil edecekmiş! Beni tanımayan, duygu ve düşüncelerimi bilmeyen biri beni TBMM’de nasıl temsil edebilir? Benimseyip savunduğum değerlere aykırı ve zıt şeyleri savunan birisi beni nasıl temsil edebilir?

Temsili veya taklidi demokrasi denen şey, bir demokrasi yanılsaması olup tamamen bir aldatmacadan ibarettir. Eğer ki sandıkla demokrasi gelseydi tüm sebze halleri demokrasi cennetine dönüşürdü ki durumun öyle olmadığını hepimiz biliyoruz. Taklidi ve temsili demokrasi; burjuvazinin, geniş halk kitlelerini kafalarına göre ve kendi menfaatleri doğrultusunda onları “güdüp” yönlendirip yönete bilmesi için icat ettiği bir demokrasi hilesinden ve taklidinden başka hiçbir şey değildir. Dolayısıyla tam bir aldatmacadır.

Gerçek demokrasi; yurttaşların karar alma sürecinin başından sonuna kadar aktif olarak müdahil olduğu ve ortak akıl ile alınan kararın yaşama geçirilmesinde de görev ve sorumluluk alarak uygulanan yöntemin adıdır ki biz buna DOĞRUDAN DEMOKRASİ diyoruz.

Taklidi veya temsili demokrasi, günümüz Türkiye’sindeki tüm parti, sendika, dernek vs. gibi tüzel kişiliklerde uygulanmaktadır. Bu durum, ülke yönetimindeki yöntemin bu tüzel kişilere yansımasından başka bir şey değildir. Tam da “iktidarın aynadaki görünümü” olarak adlandırılabilecek bir durumdur söz konusu olan. Taklidi ve temsili demokrasiyi uygulayan bu tüzel kişilerin hiç birinde iç rekabet, iç didişme, iç kavgalar ve bunun sonucu olarak da bölünmeler eksik olmaz.

Bu kötü gidişata son vermek için bizler DOĞRUDAN DEMOKRASİ VE DOĞRUDAN DEMOKRATİK KATILIMI savunuyor, uyguluyor ve öneriyoruz. Şimdilik sadece emeklilerin sendikalaşması alanında EMEKLİLER TÜRKİYE MECLİSİ tarafından uygulanan bu yöntemin, zamanla ülke ve yaşamın her alanına yayılacağına inanıyorum. Biliyorum ki DOĞRUDAN DEMOKRASİ BİR YAŞAM BİÇİMİDİR. Bu yaşam biçimini benimseyip içselleştirenler çoğaldıkça toplumsal yaşamdaki görünürlüğü artacak ve yaşam daha da güzelleşecektir. Böylece güçlü olanın ya da ayak oyunları ve hile yapmayı en çok becerenin egemenliği yerine, ortak akıl ve kolektif iradenin egemenliğine tanık olacağız. Mutlaka Başaracağız…