Gayrimenkul sektöründe çalışan biri olarak dışarıdan bakıldığı zaman gerek yaşanmış kötü tecrübeler, gerek toplumdaki emlakçı algısı ve gerekse genelin kendi sektörü haricindeki diğer sektörleri önemsizleştirme saplantısı yüzünden pek saygı gören bir noktada olduğumuz söylenemez. Bu durum yazılarımda da değindiğim üzere bazen karşımızdakilerin sözlerine şaka yollu, bazense ciddi bir şekilde yansır. Bugün de yine onlardan biri olan ve bizleri oldukça rahatsız eden bir yaklaşımı yazıma konu olarak seçtim.
İnsan olarak ağzımızdan çıkan lafın nereye gittiğini ve karşımızdakince nasıl anlaşılabileceğini düşünerek konuşma zorunluluğumuz olduğuna inanırım. Öyle “benim içim dışım bir, içimde ne varsa söylerim, çok dobrayım, çok dürüstüm” tatavalarını bir kenara bırakalım da bunun aslında düpedüz bir patavatsızlık olduğunu kabul edelim. İki dudağına sahip olamayandan ne dost olur ne de böyle biriyle iş yapılır diye düşünüyorum. Kişinin fikri neyse zikri de odur neticede, yani öyle çok da tanımadığı birine şaka yollu söylenenlerin büyük kısmı aslında birebir aklında yatandır o kişinin. Şaka yollu söylemiş olmak söylenmiş olduğu gerçeğini değiştirmediğini bir yana koyarsak bir insan daha yeni tanıştığı bir insanın yaptığı işi veya verdiği hizmeti neden şaka konusu yapar anlamak zor diyeceğim ancak diyemiyorum, çünkü aslında her şey ayan beyan ortadadır; karşımızdaki bizim yaptığımız işe saygı duymuyordur. Düşünsenize bir doktora gidiyorsunuz, muayene oluyorsunuz ve iş para ödemeye gelince doktora dönüp “taş attınız da kolunuz mu yoruldu” diyorsunuz. Ya da bir avukata gidiyorsunuz, avukatla anlaşma noktasına geliyorsunuz ve hemen arından dönüp avukata “taş atıp kolunuz mu yorulacak sanki” diyorsunuz? Ya da asıl soru “Diyor musunuz?”
Oysa gayrimenkul sektöründe biz şaka yollu veya ciddi o kadar sık duyarız ki bu söylemi; pazarlık argümanlarından biridir, ortam gerildiğinde ilk çırpıda ağızlardan çıkandır, hizmet bedeli verildikten sonra şaka yollu söylenendir, pazarlığın en sıcak anında dile gelendir bizim için. Tam olarak nasıl bir taş atmamız bekleniyor ki kolumuz yorulsun tabi onu da düşünüyorum ve aklım çok uzaklara gidiyor. Mesela gayrimenkulü göstereceğimiz ailenin tüm fertlerini teker teker omzumuzda merdivenlerden mi çıkarmalıyız? Yoksa gayrimenkul kiralandıysa taşınmaya eşlik edip buzdolabını, çamaşır makinasını taşıyıp gardırop mu kurmalıyız? Bir arsa satışına aracılık ettiysek inşaat başladığında harç karıp beton mu atmalıyız? Gayrimenkul alındıktan sonra oturma odası, yemek takımı seçimine eşlik etmek için hafta sonumuzu yeni mal sahibi ile mi geçirmeliyiz? Yani taş atıp kolumuzun yorulduğuna ikna etmek için ne yapmalıyız acaba ki bu söylemi duymak durumunda kalmayalım? Gerçi böyle düşününce bu durum oldukça komik geliyor bir yandan ki işimizi keyifli kılan belki bu ufak tefek can sıkıcı lafları biraz esprili bir şekilde ele alabilmek önemli bir detay diye düşünüyorum, yoksa çok sıkıcı bir iş yapıyor olurduk muhtemelen.
Ha bu arada bir iğneyi de kendimize batıralım. Gayrimenkul sektöründe olup yaptığı mesleğe bu bakış açısıyla yaklaşan arkadaşlarımız var mı? Ne yazık ki var. Şaka yollu da olsa, ciddi de olsa bir gayrimenkul profesyonelinin kendi yaptığı bir işlemden önce veya sonra bu söylemi söyleyebiliyor ve hatta düşünebiliyor olması bile başlı başına bir faciadır diyorum. Çünkü sen daha kendi yaptığın işin önemini anlamamışken başkalarının anlamasını beklemek bir hayaldir. Sen daha ikna olmamışken başkalarının senin yaptığın işten ötürü sana hak ettiğin bedeli ödeyeceğini düşünebilmek pespembe bir hayaldir. Elbette taş atmayacaksın, elbette kolun yorulmayacak. Ancak belki ufacık bir detaydan ötürü temsil ettiğin kişinin zarara uğramasını engelleyeceksin. Genç bir çiftin başlayacakları yeni hayatlarında ufacık bir imzan olacak, borç yüzünden gayrimenkulünü satmak zorunda olan bir mal sahibinin problemini çözeceksin, daha 1 hafta önce tanıştığın bir alıcı adayının hayatında yapabileceği en iyi yatırımı yapmasına ön ayak olacaksın; umut olacaksın, çözüm olacaksın, dost olacaksın ama hiçbir zaman taş atmayacaksın. Ve taş atmadığın için yaptığın mesleği, verdiğin emeği, harcadığın vakti kendilerince değersiz kılıp şakalarına konu edenler, hizmet bedelini vermek istemeyenler karşına çıktığında önce sen mesleğini savunacaksın ki sonrasında başkalarının sana ve yaptığın mesleğe saygı duymasını bekleyebilesin.
YAZARLAR
Yayınlanma: 27 Nisan 2021 - 10:30
Taş attınız kolunuz mu yoruldu?
Gayrimenkul sektöründe çalışan biri olarak dışarıdan bakıldığı zaman gerek yaşanmış kötü tecrübeler, gerek toplumdaki emlakçı algısı ve gerekse genelin kendi sektörü haricindeki diğer sektörleri önems
YAZARLAR
27 Nisan 2021 - 10:30
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir