Uzun bir zaman dilimi araya girmişti. Sizleri tekrar bu sayfada görmek beni inanılmaz mutlu etti. Aylar boyunca eğitim sürecim ile ilgilendiğim için sizleri biraz aksattım ama bu zaman aralığını telafi edeceğim muhteşem ve bir o kadar ülkemize örnek ses sanatkarı ile karşılarınıza geldim.
Önceki yazılarımdan bilirsiniz ki gazino kültürü bu ülkenin bir çağ açıp bir çağ kapatmasına vesile olmuştur. Bu kültürün içerisinde büyüyen sanatkarların kimisi yaşamına veda etmiş, kimisi hayatını devam ettirmektedir. Bizler ile aynı atmosferde bulunan, sizleri bir araya getireceğim bu hafta ki sanatçımız ise Gönül Akkor…
Gönül Akkor 4 Şubat 1942 yılında karlı bir kış günü, Gümrük Mıntıka Amiri Tahsin Bey ile Muzaffer Hanım’ın kızı olarak İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Akkor öyle şanslıdır ki musiki doğduğu evin her bir yerine o daha gözlerini açmadan işlemiştir. Babasının güzel sesi ve bu özel sese udu ile eşlik eden annesinden dolayı ilk musiki dolgunluğunu bu şekilde kapmıştır.
İlkokul, ortaokul gibi eğitimlerini Eyüp’te tamamladıktan sonra ailesinin isteği üzerine Bursa Kız Öğretmen Okulu’na 1954 yılında başladı. Elbette kalbinden geçen meslek öğretmenlik değildi Akkor’un. Son sınıfta bir yolunu bulup okulundan 1956 yılında ayrılması ile birlikte o yaz aylarında babasının baskısı ile evlendi. Evlilikte keramet var derler ya, Gönül için bu bir keramet değildi.
Eşi ile birlikte İskenderun’a yerleştikten sonra biri kız biri erkek iki çocuk dünyaya getirdi. Zorlu bir evlilik sürecinden bunalan Akkor, 1959 yılında boşanarak çocukları ile birlikte tekrar İstanbul’a yerleşti. Gönül Akkor’u yeni bir hayat, düzen bekliyordu. Bu yüzden 1 seneyi alışmak ve çocukları ile geçirdikten sonra 1961 yılında TRT Radyosu’nun açtığı sınavda, 560 kişinin arasından seçilen 7 kişinin içerisinde olmuştur. Radyo camiası içerisinde birikim elde edebilmek için 3 yıl boyunca Muzaffer İlkar, Suphi Ziya Özbekkan, Ruşen Kam, Nevzat Süer ve İsmail Baha Sürersan’dan dersler almıştır.
Bu eğitimler ile sesini o kadar güzel kullanmayı öğrenmiştir ki Ülkenin dört biryanında Akkor’un ismi çoktan duyulmaya başlamıştır. TRT kurumunda klasik eserleri icra etmeye devam etse de kendisine Gazinocular Kralı Fahrettin Aslan’dan teklif gelmesi, Gönül’ün aklını karıştırmıştır. Artık önünde iki yol vardı. Biri klasik eserler ile TRT kurumunda meslek hayatına devam etmesi biri ise şöhretin, paranın içerisinde olmak… Gönül büyüklerine, hocalarına sorduğunda ise hocalarından ‘’Sen sadece radyoda değil sahneyi de inanılmaz aydınlatacaksın’’ sözünü almıştır.
Aradan aylar geçmiş ve artık Gönül Akkor Türkiye’nin gözde bir assolisti olmuştur. Mikrofonu, sahneyi, gırtlağını öyle profesyonel kullanmıştır ki assolistim diyenlere taş çıkarmıştır. Behiye Aksoy, Nesrin Sipahi, Müzeyyen Senar gibi altın isimlerin çıktığı sahneleri kullanmış ve ilk assolist olarak 1966 yılında Beyoğlu’nda Tünel Şato Gazinosu’nda yer almıştır.
Herkes ona hayrandı. Muazzez Abacı, Zeki Müren, Bülent Ersoy, Müzeyyen Senar… Herkes Gönül Akkor’un yeteneğine güzelliğine cümleler kuramıyordu. Bu bir abartı değil ya da bir övgü… O dönem içerisindeki en kıdemli sanatçılar bile Akkor’u dinlemek için canla başla gazinoya koşmuştur.
Dönemin usta gazetecisi Ergun Hiçyılmaz Akkor’u şu şekilde anlatmıştır: ‘’Gönül insanlar ile öyle bütünleşirdi ki bizler kendimizi saatlerce kaybederdik. Biz ne kadar anlatsak da izlemeyen bu şaheseri hiçbir zaman tam anlamı ile bilemeyecek…’’ Sahne ve müzik piyasasından bir müddet uzak kalmak isteyen Akkor kendi kabuğuna çekilir ve bir daha geri dönmemiştir. Sezen Aksu’nun isteği üzeirne 1993 yılında Dönüş albümü ile müzik piyasasına geri dönse de kendisinin bu son adımı olmuştur. 2002 yılında beyin kanaması geçiren Gönül Akkor şu an İstanbul Şile’de yaşamını sürdürmektedir. Ülkemizin büyük değeri, assolistimize uzun ömürler dilerim. Başarılar-Ödüller Asıl olarak Türk Sanat Müziği şarkıcısı olarak tanınmasına ve daha çok bu alanda ünlenmiş olmasına rağmen, Türk pop’unun en önemli söz yazarları olan Sezen Cumhur Önal ve Fecri Ebcioğlu ile birlikte çalıştı.
Gönül Akkor‘un bu türde plakları arasında, Sahibinin Sesi tarafından yayımlanmış “Sana Ben Kulum/Böyle Gelmiş Böyle” adlı 45’liği büyük satış rakamlarına ulaşmış ve sanatçının, 1960 sonları ile 1970 başları arasında epeyce pop 45’lik yapmasına sebep olmuştur. 1972 yılında, Bora Ayanoğlu’nun “Güller ve Dudaklar” adlı şarkısını plak yapmış, bu plak da büyük bir hit haline gelmiştir.
‘Bağdat Yolu’, ‘Kıskanırım’, ‘Bir Ateşim Yanarım’, ‘Tanrım Beni Baştan Yarat’, ‘Beterin Beteri Var’, ‘Deli Gibi Sevdim’, ‘Dost Bildiklerim’, ‘Kemancı’ gibi yüzlerce 45’lik ve 16 adet uzun çalar plağa sesiyle hayat veren Gönül Akkor; Türk Pop Müziği tarzındaki şarkıları da başarıyla icra etti.
1974 yılında Türkiye’de ilk defa; Esin Engin’in aranjmanlarıyla ve yine Esin Engin’in yönettiği Batı sazları ve senfoni orkestrası eşliğinde “Sizin Seçtikleriniz” adlı eser ile ilke imza atmıştır. Bu eser yine Türkiye’de ilk defa Platin Plak kazanan eser olur. Gönül Akkor, kendisini sahnede izleme olanağı bulamayan hayranlarıyla başrolünü üstlendiği 1966 yılında çekilen ‘Biraz Kül Biraz Duman’ , 1969 yılında çekilen ‘Yuvamı Yıkamazsın’, 1970 yılında çekilen ‘Çileli Bülbüller’ ve 1974 yılında çekilen ‘Tanrım Beni Baştan Yarat’ filmleriyle beyaz perdede buluştu.
Eşi ile birlikte İskenderun’a yerleştikten sonra biri kız biri erkek iki çocuk dünyaya getirdi. Zorlu bir evlilik sürecinden bunalan Akkor, 1959 yılında boşanarak çocukları ile birlikte tekrar İstanbul’a yerleşti. Gönül Akkor’u yeni bir hayat, düzen bekliyordu. Bu yüzden 1 seneyi alışmak ve çocukları ile geçirdikten sonra 1961 yılında TRT Radyosu’nun açtığı sınavda, 560 kişinin arasından seçilen 7 kişinin içerisinde olmuştur. Radyo camiası içerisinde birikim elde edebilmek için 3 yıl boyunca Muzaffer İlkar, Suphi Ziya Özbekkan, Ruşen Kam, Nevzat Süer ve İsmail Baha Sürersan’dan dersler almıştır.
Bu eğitimler ile sesini o kadar güzel kullanmayı öğrenmiştir ki Ülkenin dört biryanında Akkor’un ismi çoktan duyulmaya başlamıştır. TRT kurumunda klasik eserleri icra etmeye devam etse de kendisine Gazinocular Kralı Fahrettin Aslan’dan teklif gelmesi, Gönül’ün aklını karıştırmıştır. Artık önünde iki yol vardı. Biri klasik eserler ile TRT kurumunda meslek hayatına devam etmesi biri ise şöhretin, paranın içerisinde olmak… Gönül büyüklerine, hocalarına sorduğunda ise hocalarından ‘’Sen sadece radyoda değil sahneyi de inanılmaz aydınlatacaksın’’ sözünü almıştır.
Aradan aylar geçmiş ve artık Gönül Akkor Türkiye’nin gözde bir assolisti olmuştur. Mikrofonu, sahneyi, gırtlağını öyle profesyonel kullanmıştır ki assolistim diyenlere taş çıkarmıştır. Behiye Aksoy, Nesrin Sipahi, Müzeyyen Senar gibi altın isimlerin çıktığı sahneleri kullanmış ve ilk assolist olarak 1966 yılında Beyoğlu’nda Tünel Şato Gazinosu’nda yer almıştır.
Herkes ona hayrandı. Muazzez Abacı, Zeki Müren, Bülent Ersoy, Müzeyyen Senar… Herkes Gönül Akkor’un yeteneğine güzelliğine cümleler kuramıyordu. Bu bir abartı değil ya da bir övgü… O dönem içerisindeki en kıdemli sanatçılar bile Akkor’u dinlemek için canla başla gazinoya koşmuştur.
Dönemin usta gazetecisi Ergun Hiçyılmaz Akkor’u şu şekilde anlatmıştır: ‘’Gönül insanlar ile öyle bütünleşirdi ki bizler kendimizi saatlerce kaybederdik. Biz ne kadar anlatsak da izlemeyen bu şaheseri hiçbir zaman tam anlamı ile bilemeyecek…’’ Sahne ve müzik piyasasından bir müddet uzak kalmak isteyen Akkor kendi kabuğuna çekilir ve bir daha geri dönmemiştir. Sezen Aksu’nun isteği üzeirne 1993 yılında Dönüş albümü ile müzik piyasasına geri dönse de kendisinin bu son adımı olmuştur. 2002 yılında beyin kanaması geçiren Gönül Akkor şu an İstanbul Şile’de yaşamını sürdürmektedir. Ülkemizin büyük değeri, assolistimize uzun ömürler dilerim. Başarılar-Ödüller Asıl olarak Türk Sanat Müziği şarkıcısı olarak tanınmasına ve daha çok bu alanda ünlenmiş olmasına rağmen, Türk pop’unun en önemli söz yazarları olan Sezen Cumhur Önal ve Fecri Ebcioğlu ile birlikte çalıştı.
Gönül Akkor‘un bu türde plakları arasında, Sahibinin Sesi tarafından yayımlanmış “Sana Ben Kulum/Böyle Gelmiş Böyle” adlı 45’liği büyük satış rakamlarına ulaşmış ve sanatçının, 1960 sonları ile 1970 başları arasında epeyce pop 45’lik yapmasına sebep olmuştur. 1972 yılında, Bora Ayanoğlu’nun “Güller ve Dudaklar” adlı şarkısını plak yapmış, bu plak da büyük bir hit haline gelmiştir.
‘Bağdat Yolu’, ‘Kıskanırım’, ‘Bir Ateşim Yanarım’, ‘Tanrım Beni Baştan Yarat’, ‘Beterin Beteri Var’, ‘Deli Gibi Sevdim’, ‘Dost Bildiklerim’, ‘Kemancı’ gibi yüzlerce 45’lik ve 16 adet uzun çalar plağa sesiyle hayat veren Gönül Akkor; Türk Pop Müziği tarzındaki şarkıları da başarıyla icra etti.
1974 yılında Türkiye’de ilk defa; Esin Engin’in aranjmanlarıyla ve yine Esin Engin’in yönettiği Batı sazları ve senfoni orkestrası eşliğinde “Sizin Seçtikleriniz” adlı eser ile ilke imza atmıştır. Bu eser yine Türkiye’de ilk defa Platin Plak kazanan eser olur. Gönül Akkor, kendisini sahnede izleme olanağı bulamayan hayranlarıyla başrolünü üstlendiği 1966 yılında çekilen ‘Biraz Kül Biraz Duman’ , 1969 yılında çekilen ‘Yuvamı Yıkamazsın’, 1970 yılında çekilen ‘Çileli Bülbüller’ ve 1974 yılında çekilen ‘Tanrım Beni Baştan Yarat’ filmleriyle beyaz perdede buluştu.