Tek Soğan, Tek Patates, Tek Patlıcan, Tek Biber, Yarım Karpuz

'İçimden geçen önüme düşsün' diye dilesem de önüme aşure düşse. Tabi aşurenin 25 porsiyonu 233 liraya tekabül oluyor. Kaç malzemeye paramız yetecek? Dinimize göre kurban kestiyseniz aşure dağıtmanız gerekiyor. İki ibadeti de yapacak gücünüz olmayabilir. Bunu kim anlayacak? Sarsılan dinimiz mi, devletimiz mi? Yoksa inançlarımız da mı elden gidiyor?
Talep, elbet düşecek, bizler temel ihtiyaçlarımızı alacak gücü tamamen yitirince.
Geleceğimizin hangi yarısında refaha kavuşuruz? Ya da ne zaman yaşlanırız?
Kimimiz 70 yaşında yaşlanır, kimimiz 50, kimimiz 30, kimimiz 20 yaşında yaşlanır. Yaşlanmanın kesinlikle kimlikteki tarihle ilgisi yok, ne yaşadığınla ilgisi var. Hangi ekonomik koşullarda yaşadığınla ilgisi var. Bakalım halk sürekli artan giderlere, azalan gelirlere ne kadar dayanacak. Strateji olmaktan çıkmalı insanca yaşama hakkı.
O kadar milletvekili, o kadar şatafat, büyük büyük laflar, vaatler, kocaman müjdeler... Ama elinizden gelen tek şey zamlarla hayatı insanlara zehir etmek... Bir projeniz yok, planınız ve pazarınız yok, ekonomi bilginiz yok... Üretilen tek şey mutsuzluk. Bütün bunlara rağmen sizi tercih eden bir yığın var. Ağlayıp sızlıyorlar ama yine sizden vazgeçmiyorlar.
Öyle bir ortam düşünün ki motosikleti çalamadığı için benzinine göz dikeni var. Bu durum insanlık adına vahim bir durum. Helal ve hakkı kaybeden, inancını kaybetmiş olmuyor mu?
Pahalılığın yol açtığı ateş sonucu olarak, cehennemi mi yaşıyoruz? Seçimimiz sadece kendi cebimiz mi? Eğer öyleyse insanlık duygumuzu sorgulamamız lazım.
Uzmanların açıklamalarına göre, küresel ısınma tamamlanmış ve küresel kaynama noktasına gelmişiz. Yani, cehennem alıştırmaları başlamış. Yani, küresel ısınma, küresel kaynama noktasına geldiyse buzulların erimesinin hızlanması çok riskli. Patojenlerden, hayat kaynağı oksijen, su ve gelişmiş tarım... Konjonktürde su savaşları... Binlerce ağaç, tüccarların yüksek karları ve çok uluslu şirketlerin hammadde ihtiyacını karşılamak için katlediliyor.
Üstelik orman içinde ve kıyılarında bırakılan kuru dallar (toplanması maliyet olduğu için!) yangınların baş nedenlerinden biri haline geliyor.
Halbuki Türkler için ağaç kutsaldır. Üç kuruş para için kutsallarımızı yakıp yok etmekten, kesip kurutmaktan, her fırsatta her tür bahaneyle tek tek veya toplu olarak ortadan kaldırmaktan bir an bile geri durmuyorlar.
İyi haftalar.