Toplum olarak bizler, hayat kalitemizi doğrudan etkileyen fiziksel sağlığa önem veririz. Yani bizler, hayat içerisinde ne olursa olsun mutlaka kendimizin ve yakın çevremizin fiziksel sağlıklarını düşünürüz. Çünkü sağlık elden giderse hayat kalitemiz ve huzurumuz elden gider. Ancak toplum olarak bizler fiziksel sağlığımıza verdiğimiz önemi, psikolojik sağlığımıza hiçbir şekilde vermeyiz. Sanki psikolojik sorunlarımız, hayat kalitemizi etkilemiyormuş gibi.
Psikolojik sağlığımız, hayat kalitemiz ve huzurumuz açısından çok ama çok önemlidir. Toplum her ne kadar psikolojiyi görmezden gelsede psikoloji her şeydir. Hatta toplumun başına gelmesini istemediği, fiziksel hastalıkların bile oluşmasındaki temel etken psikolojinin kötü olmasıdır. Bir anne, baba çocuğunun fiziksel sağlığına ne kadar önem versede, psikolojik sağlığına hiçbir şekilde önem vermez.
Kurdukları cümlelerin, sergiledikleri davranışların, çocuk üzerindeki psikolojik sonuçlarını umursamazlar bile. Çünkü psikoloji onlar için görünmeyendir. Onların bakış açısına göre çocuk nefes alıp veriyor mu? Yemek yiyebiliyor mu? Oyun oynaya biliyor mu? Gibi soruların cevapları olumlu ise tamamdır. O çocukta hiçbir problem yoktur.
Halbukipsikolojik olarak sağlıklı yetişmeyen bir çocuğun ileri ki dönemlerinde yaşayacağı değersizlik duygusu, aşağılık kompleksi, yetersizlik hissi vb. sorunlar çocuğun hayat kalitesini gerçek anlamda olumsuz yönde etkileyecektir.
Duygularımızın büyük çoğunluğu 0–7 yaş arasında, yani çocukluk yıllarımızda oluşur. İşte yetersizlik duygusunun oluşmasıda bu yaşlara dayanır. Yetersizlik duygusunun oluşmasındaki en önemli sebep sürekli eleştiridir.
Çünkü küçük bir çocuğun hayattaki en büyük isteği ailesi tarafından onaylanmak ve sevilmektir. Çocuğun ileri ki yaşlarında sağlıklı psikolojiye sahip olabilmesi için sevgiye ve onaylanmaya ihtiyacı vardır. Ancak bizim Türk toplumunda çocuklar, aileleri tarafından çok sığ bir bakış açısı ile büyütülür.
Çocuğa sevgi gösterilmez, saygı duyulmaz, çünkü çocuğa sevgi gösterilirse “Çocuk ileride şımarabilir ve ailenin başına çıkabilir.” gibi tuhaf inançlar vardır. Aynı şekilde takdir etmek, onaylamak, varlığına fikirlerine saygı duymak, aferin bravo kelimeleri gibi olumlu cümleleri çocuğa söylemek, bizim Türk toplumundaki bazı aileler için çok anlamsızdır. Yani ne gerek var çocuğu takdir etmeye, onaylamaya, başarılı ise zaten olması gerekiyor. Başarısız ise acıma yok, vur tekmeyi (!)misali.
Evet belli bir farkındalığa ulaşıncaya kadar, ailenin yetiştirme şekli hayatlarınız üzerinde rol oynasa da, sonrasında kendinizin farkına varabilmeli, bakış açılarınızı gözden geçirip gerekirse değiştirmelisiniz.
En önemliside, hayatta her halinizle yeterli ve değerli bir insan olduğunuzun bilincinde olmalısınız. Kendi değerinizi para, statü, şöhret gibi değerlere bağlamamalısınız. Unutmayın ki dünya üzerindeki kimse sizden üstün değil, sizde kimseden üstün değilsiniz. Bazı insanlar hayatta var olan maddi varlıkları sayesinde ne kadar önünüzde olsada, bu onların sizden üstün olduğu anlamına gelmez.
Ayrıca unutmamanız gereken bir diğer gerçekse; “Kimse sizin değerinizi belirleyemez, sizin değerinizi ancak kendiniz belirlersiniz.” Ayfer ÖZDEMİR
Uluslararası NLP ve Profesyonel Yaşam Koçu
Kişisel Gelişim Uzmanı ve Bilinçaltı Terapisti
Çocuk Oyun Terapisti ve Resim Analizi Uzmanı
Psikolojik sağlığımız, hayat kalitemiz ve huzurumuz açısından çok ama çok önemlidir. Toplum her ne kadar psikolojiyi görmezden gelsede psikoloji her şeydir. Hatta toplumun başına gelmesini istemediği, fiziksel hastalıkların bile oluşmasındaki temel etken psikolojinin kötü olmasıdır. Bir anne, baba çocuğunun fiziksel sağlığına ne kadar önem versede, psikolojik sağlığına hiçbir şekilde önem vermez.
Kurdukları cümlelerin, sergiledikleri davranışların, çocuk üzerindeki psikolojik sonuçlarını umursamazlar bile. Çünkü psikoloji onlar için görünmeyendir. Onların bakış açısına göre çocuk nefes alıp veriyor mu? Yemek yiyebiliyor mu? Oyun oynaya biliyor mu? Gibi soruların cevapları olumlu ise tamamdır. O çocukta hiçbir problem yoktur.
Halbukipsikolojik olarak sağlıklı yetişmeyen bir çocuğun ileri ki dönemlerinde yaşayacağı değersizlik duygusu, aşağılık kompleksi, yetersizlik hissi vb. sorunlar çocuğun hayat kalitesini gerçek anlamda olumsuz yönde etkileyecektir.
Duygularımızın büyük çoğunluğu 0–7 yaş arasında, yani çocukluk yıllarımızda oluşur. İşte yetersizlik duygusunun oluşmasıda bu yaşlara dayanır. Yetersizlik duygusunun oluşmasındaki en önemli sebep sürekli eleştiridir.
Çünkü küçük bir çocuğun hayattaki en büyük isteği ailesi tarafından onaylanmak ve sevilmektir. Çocuğun ileri ki yaşlarında sağlıklı psikolojiye sahip olabilmesi için sevgiye ve onaylanmaya ihtiyacı vardır. Ancak bizim Türk toplumunda çocuklar, aileleri tarafından çok sığ bir bakış açısı ile büyütülür.
Çocuğa sevgi gösterilmez, saygı duyulmaz, çünkü çocuğa sevgi gösterilirse “Çocuk ileride şımarabilir ve ailenin başına çıkabilir.” gibi tuhaf inançlar vardır. Aynı şekilde takdir etmek, onaylamak, varlığına fikirlerine saygı duymak, aferin bravo kelimeleri gibi olumlu cümleleri çocuğa söylemek, bizim Türk toplumundaki bazı aileler için çok anlamsızdır. Yani ne gerek var çocuğu takdir etmeye, onaylamaya, başarılı ise zaten olması gerekiyor. Başarısız ise acıma yok, vur tekmeyi (!)misali.
Evet belli bir farkındalığa ulaşıncaya kadar, ailenin yetiştirme şekli hayatlarınız üzerinde rol oynasa da, sonrasında kendinizin farkına varabilmeli, bakış açılarınızı gözden geçirip gerekirse değiştirmelisiniz.
En önemliside, hayatta her halinizle yeterli ve değerli bir insan olduğunuzun bilincinde olmalısınız. Kendi değerinizi para, statü, şöhret gibi değerlere bağlamamalısınız. Unutmayın ki dünya üzerindeki kimse sizden üstün değil, sizde kimseden üstün değilsiniz. Bazı insanlar hayatta var olan maddi varlıkları sayesinde ne kadar önünüzde olsada, bu onların sizden üstün olduğu anlamına gelmez.
Ayrıca unutmamanız gereken bir diğer gerçekse; “Kimse sizin değerinizi belirleyemez, sizin değerinizi ancak kendiniz belirlersiniz.” Ayfer ÖZDEMİR
Uluslararası NLP ve Profesyonel Yaşam Koçu
Kişisel Gelişim Uzmanı ve Bilinçaltı Terapisti
Çocuk Oyun Terapisti ve Resim Analizi Uzmanı