Sanatçı Gülşen’in bir konserinde ‘İmam Hatipte okumuş daha önce kendisi. Sapıklığı oradan geliyor’ ifadeleri ve ardından tutuklanması kamuoyunu ikiye böldü. AK Parti Çanakkale Milletvekili Jülide İskenderoğlu duruma tepki göstererek “Gerçek sanatçılar toplumu nefrete sevk etmez” derken, Çanakkale Barosu ‘Bu neyin tutuklanmasI?’ diye sordu. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, ise, “ ‘Namaz kılmayanlar öldürülmeli’ diye fetva verenler halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmiyor da Gülşen mi ediyor?” dedi.
Sanatçı Gülşen nisan ayında verdiği bir konserinde, çekilen videosunda söyledikleri nedeni ile tutuklandı. Sanatçının videoda, “İmam Hatipte okumuş daha önce kendisi. Sapıklığı oradan geliyor” ifadelerini kullanması sonrası videoya pek çok kesimden tepki geldi. AK Parti Çanakkale Milletvekili Jülide İskederoğlu duruma tepki göstererek yaptığı açıklamada, “İmam Hatip mezunu olmayan biri olarak toplumda sanatçı kimliği ile insanlara hakaret edilemeyeceğini,ötekileştirilemeyeceğini ,insanları birbirine kin ve nefrete sevk edemeyeceğinizi artık milletimiz söyleyecek. Gerçek sanatçılar toplumu nefrete sevk etmez.İmam Hatipte okuyanlar da, meslek liselerinde okuyanlar da, lise de okuyanlar da bu milletin evlatlarıdır.Bizi ayrıştırmaya çalışanlar bilmeli ki bu hadsiz söylemler cezasını bulacaktır.Önce kamu vicdanında ,sonra bağımsız yargımızın önünde.İmam Hatip okullarımızda okuyan tüm kardeşlerimizin yanındayım ve adını bile söylemek istemediğim bu kadını bir kez daha kınıyorum” ifadelerini kullandı.
GÜLŞEN Mİ EDİYOR!
CHP Genel Başkan Yardımcı ve Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek ise Gülşen’in tutuklanmasına tepki göstererek, "Namaz kılmayanlar öldürülmeli, oruç tutmayanlar sopayla cezalandırmalı" diye fetva verenler, Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’e hakaret edenler, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmiyor da Gülşen mi ediyor!” diye sordu.
BU NEYİN TUTUKLANMASI
Çanakkale Barosundan ise Gülşen’in tutuklanmasına dair şu açıklama yayınlandı, “Bir konser sırasında imam hatiplilerle ilgili sarf ettiği sözler dolayısıyla sanatçı Gülşen hakkında bir soruşturma başlatılmış ancak beklenmedik bir şekilde tutuklama işlemi yapılmıştır. Sanatçının sarf ettiği sözler elbette şık ve bir sanatçıya yakışan şeyler değildir; kınanabilir, kızılabilir, suç ta teşkil edebilir. Ayrıştırıcı-ötekileştirici, saygı sınırlarını aşan, sinir uçlarına dokunan söylemlerden bu ülke sürekli zarar görmüştür. Ayrıca, sözlerinin hangi suç tipini ihlal ettiği, suçun işlenip işlenmediği ya da suçun karşılığı olan cezanın türü ve miktarı elbette yargısal süreç içerisinde ortaya çıkacaktır, ancak kamuoyuna yansıyan haliyle soruşturma ya hakaret ya da olası en ağır biçimi ile halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek suçlarına ilişkin olacaktır. Her iki suç tipine ön görülen cezaların alt ve üst sınırı göz önüne alındığında durum tek kelime ile özetlenmelidir: Bu neyin tutuklaması? CMK düzenlemesi çok açıktır;k açma şüphesi var mı? Yok. Delil karartma şüphesi var mı? Yok. Katalog suçlar arasında mı? Yok. Suçüstü hali var mı? Yok. Bu sözler üzerine bir infial, galeyan hali, bir kalkışma oldu mu? Yok. Şüpheli ifadeye davet edildi de gelmedi mi? Yok. Bu yasal şartların hiçbiri mevcut olmadığına göre tutuklama kararının hukuka göre değil başka mülahazalarla verildiği akla gelmiyor mu? Son derece haksız ve hukuka aykırı bir tutuklama değil mi? İnsan hak ve özgürlükleri ihlal edildiğinden öte hukuk devleti, adalet, vicdan gibi bütün değerler de çiğnenmiştir. Hukuk güvenliği, bağımsız ve tarafsız yargı anlayışı yerle bir olmuştur. Çanakkale Barosu olarak herkesi acilen hukuka, adalete ve hukuk vicdanına davet ediyoruz”
Simge Özden

CHP Genel Başkan Yardımcı ve Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek ise Gülşen’in tutuklanmasına tepki göstererek, "Namaz kılmayanlar öldürülmeli, oruç tutmayanlar sopayla cezalandırmalı" diye fetva verenler, Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’e hakaret edenler, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmiyor da Gülşen mi ediyor!” diye sordu.

Çanakkale Barosundan ise Gülşen’in tutuklanmasına dair şu açıklama yayınlandı, “Bir konser sırasında imam hatiplilerle ilgili sarf ettiği sözler dolayısıyla sanatçı Gülşen hakkında bir soruşturma başlatılmış ancak beklenmedik bir şekilde tutuklama işlemi yapılmıştır. Sanatçının sarf ettiği sözler elbette şık ve bir sanatçıya yakışan şeyler değildir; kınanabilir, kızılabilir, suç ta teşkil edebilir. Ayrıştırıcı-ötekileştirici, saygı sınırlarını aşan, sinir uçlarına dokunan söylemlerden bu ülke sürekli zarar görmüştür. Ayrıca, sözlerinin hangi suç tipini ihlal ettiği, suçun işlenip işlenmediği ya da suçun karşılığı olan cezanın türü ve miktarı elbette yargısal süreç içerisinde ortaya çıkacaktır, ancak kamuoyuna yansıyan haliyle soruşturma ya hakaret ya da olası en ağır biçimi ile halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek suçlarına ilişkin olacaktır. Her iki suç tipine ön görülen cezaların alt ve üst sınırı göz önüne alındığında durum tek kelime ile özetlenmelidir: Bu neyin tutuklaması? CMK düzenlemesi çok açıktır;k açma şüphesi var mı? Yok. Delil karartma şüphesi var mı? Yok. Katalog suçlar arasında mı? Yok. Suçüstü hali var mı? Yok. Bu sözler üzerine bir infial, galeyan hali, bir kalkışma oldu mu? Yok. Şüpheli ifadeye davet edildi de gelmedi mi? Yok. Bu yasal şartların hiçbiri mevcut olmadığına göre tutuklama kararının hukuka göre değil başka mülahazalarla verildiği akla gelmiyor mu? Son derece haksız ve hukuka aykırı bir tutuklama değil mi? İnsan hak ve özgürlükleri ihlal edildiğinden öte hukuk devleti, adalet, vicdan gibi bütün değerler de çiğnenmiştir. Hukuk güvenliği, bağımsız ve tarafsız yargı anlayışı yerle bir olmuştur. Çanakkale Barosu olarak herkesi acilen hukuka, adalete ve hukuk vicdanına davet ediyoruz”
Simge Özden