Bayramiç’de bir baba, bir buçuk yaşında ki çocuğunu öldüresiye dövüyor ve hastane de anlaşılıyor ki bunu sürekli yapmakta. Şiddetin bu türüne, zalimliğin böyle aşağılığına hiç denk gelmemiştim. Toplumsal ahlak çöküşü bu safhaya dek indi. Artık çocuklarımızı koruyamaz hale geldik. O yavrucak babasına güvenmeyip, babasından sevgi ve şefkat görmeyip de tüm bunları kimden bekleyecek ki? Bir de üstüne böyle bir zulüm görsün. Nasıl yetişecek o çocuk? Nasıl topluma faydalı olacak? Nasıl geleceğimiz böylesine örselenmiş, bastırılmış, zulmedilmiş nesillere emanet edilecek ki?
Kaç makale yazdım artık ben de hatırlamıyorum. Şu yerli dizilere bir el atılsın artık. Böylesine gerçek dışı yaşamlar, mafya özentisi, çarpık ilişkiler, aile içi şiddet, ensest birliktelikler engellensin. Toplumun gerçeğiymiş gibi gözümüze sokulan bu durumlar artık yok olsunlar. Eğitim almamış kırsalda ki vatandaşlarımız büyük kentlerde ki hayatları dizilerde ki saçmalıklarla dolu yaşamlar gibi görmekteler. Bu tuhaflık artık son bulmalı. Yok mu doğru düzgün senaryo yazacak kişiler aramızda. Yok mu denetleyecek, sorgulayacak, izin vermeyecek yetkililer? Bizim geleneksel yapımızda bu iğrençliklere yer var mı?
Bir de şu evlilik programları vardı, bu sene yayından kaldırıldılar çok şükür. Senelerce ahlak çöküntüsü yaşattı o iğrenç programlar topluma. O programlar ile büyüyen nesiller bu anne baba oldular ve ne yazık ki onların çocukları bir türlü çocuk olamıyorlar. Çünkü sağlıklı bir aile yapısı yok ortada ne yazık ki.
Bu satırları 24 Kasım günü yazmaktayım. Yani öğretmenler gününde yazıyorum. Eğitimin mimarları öğretmenlerimize ne kadar önem veriyoruz, hiç baktınız mı? Hiç önem vermiyoruz. Ancak onlardan geleceğimizi inşa etmelerini bekliyoruz. Bir cüzdanı kabarığın çocuğuna eğitim veren öğretmen, karşısında ki sermayeyi çocuğun tavırlarından hissetmiyor mu sizce? Elbette ki hissediyor. Çünkü o çocuk babasının ekonomik gücü ile büyürken bir taraftan da saygısızlığı öğreniyor. Para ile tüm sorunları aşacağı mesajı dizilerle, filmlerle, ailesinin yaşamında ki gerçeklerle o çocuğa veriliyor ve o çocuk da bunu tüm davranışları ile ortaya koyuyor.
Milli kültürümüz, geleneklerimiz, örf ve adetlerimiz bizim geleceğimizi inşa etmemize yeterlidir. Amerikan’ın kültür dayatmasına karşı durmazsak hem çocuklarımızı hem de geleceğimizi yok etmiş olacağız. Bunun karşısında durmalı ve milli eğitim noktasında eli öpülesi öğretmenlerimize her türlü modern yaşam olanağını sağlamalıyız. Onlara saygı gösteren çocuklar yetiştirmeliyiz. Algısı açık, örselenmemiş çocukları yetiştirmenin yolu sevgiden geçer. Bu bilinç ile hareket ederek çocuklarımızı öğretmenlere emanet etmeliyiz. Çağdaş dünyayı yakalamanın yolu eğitimden geçer, eğitimi evde ve okulda sevgi içerisinde gerçekleştirmeliyiz. Çocuklarımıza sahip çıkmalıyız.
YAZARLAR
Yayınlanma: 26 Kasım 2018 - 12:50
Ufuk Cankaya yazdı... Çocuklarımız
Bayramiç’de bir baba, bir buçuk yaşında ki çocuğunu öldüresiye dövüyor ve hastane de anlaşılıyor ki bunu sürekli yapmakta
YAZARLAR
26 Kasım 2018 - 12:50
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir